“Talep toparlanmazsa işimiz zor…”

Son Güncellenme Tarihi: Eylül 21, 2020 / 08:26

Uzun zamandır oldukça ilginç bir durum dikkatimi çekiyor. Reel Sektörde toparlanma sinyalleri ve beklenti anketlerinde toparlanma varken, tüketici eğilimi ve beklentilerinde olumsuz bir seyir var.
Normalde Efektif Talep Fonksiyonunu şu şekilde yazıyoruz:
Y = C + I + G + (M-X)
Y burada Milli Gelir, C özel tüketim, I özel Yatırımlar, G kamu harcamaları ve (X-M) ise ihracat eksi ithalat demek oluyor.
Denklemin sağ tarafı efektif talebi gösterdiğine göre Milli Gelirin yükselmesi için kamu ve özel kesimin beraberce yatırım ve harcama yaparken ihracatın da büyümeye katkı yapması gerekiyor.
Daha önceki dönemlerde sıkça yaşadığımız gibi ekonomi daralırken ihracatın katkısı gözle görülür şekilde artıyor. Ancak, yurtiçi talebin yetersizliği sebebiyle özel sektör yatırımları ve harcamalar doğal olarak destek olamıyor ve kamunun harcamaları daralan ekonomi daha da daralmasın diye destek vermeye çalışıyor.
Reel Sektör beklenti anketleri, sanayi üretim endeksi, ciro endeksleri, kapasite kullanım oranları, ihracat performansı hatta dünkü yazımda belirttiğim gibi cari açık bile Mayıs ayından beri Türkiye’nin reel sektör tarafında bir toparlanma yaşadığını gösterirken, Tüketicilerin bazı sebeplerden dolayı morallerinin henüz yerine gelmediği anlaşılıyor.
“Gelir olmazsa harcama ve yatırım da olmaz…”
Bana gelen rakamlara göre Temmuz Ayında işsizlik ödeneğine başvuranlar en düşük seviyeye inerken, Ağustos Ayında sert bir yükseliş var. Bugüne kadar 1.066.303 kişi işsizlik ödeneğine başvurmuş ama 366.974 kişi hak kazanmış.
Diğer taraftan kısa çalışma ödeneğine başvuranların sayısı Ağustos’ta 562.000 kişi azalarak 1.212.000 kişiye gerilemiş. Demek ki sektörlerde artık normale dönüş hazırlıkları tamamlanıyor. Ancak, ücretsiz izinde olanların sayısı 1.976.000 kişi seviyesine ulaşmış. Özetle kısa çalışma ödeneğinde olanlar haricinde, kayıt içinde olan 3 Milyona yakın insandan bazıları işlerini kaybetmiş, ya da aylık gelirlerin önemli bir kısmını kaybetmişler, hem de bu sürecin sonunda işlerini kaybedecekleri korkusuyla yaşıyorlar.
Bu durumda tüketici anketlerinin toparlanması kolay olmayacak diyebilirim. Efektif talebin en önemli fonksiyonu olan C ve I yani özel kesim harcama ve yatırımlarının artması için, bireylerin gelir elde etmesi gerekiyor.
Ekonomiye karmaşık değil basit baktığınızda çare üretmek kolay. Ancak her politika gibi iktisat politikası da kusursuz bir tasarım sunamaz. İnsanların hesabına doğrudan para yatırmanın da, işten çıkarma yasağının da, vergi indirimlerinin de mutlaka yan etkileri olacaktır. Para basmanın da elbette. Ancak tereddüt ya da “biraz yapalım sonra bakarız” demek arzu edilen sonucu vermez.
Bu sebeple hastayı ayağa kaldırdıktan sonra bir daha yatağa düşmemesi için, temel fonksiyonları iyi anlamak ve buna göre önlem almak gerekir.

Emre Alkin

Prof. Dr. Emre Alkin; Saint Michel Fransız Lisesi’ni 1987 ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni de 1991’de bitirdikten sonra, 1993 yılında İstanbul Üniversitesi’nde lisansüstü eğitimini tamamladı. 1996 yılında Doktorasını yine aynı Üniversite’de tamamlayarak ve 1997’de “doçent”; 2002 yılında ise “profesör” unvanını aldı.

1999-2003 yılları arasında İMKB Başkan Danışmanlığı, 2000 yılında TİM Genel Sekreterliği, Vergi Konseyi Üyeliği görevini yürüten Prof. Dr. Emre Alkin; Çukurova Holding, Doğan Holding, Anadolu Holding ve Altınbaş Holding’de görev yaptı. Çeşitli gazetelerde ekonomi köşe yazarlığı, TV8, SKYTÜRK, A HABER, CNNTURK, TRTHABER gibi televizyon kanallarında ekonomi yorumculuğu yapan Prof. Dr. Emre Alkin, Dünya Gazetesi’nde “Paylaşmasak Olmazdı” isimli sayfasıyla içimizdeki kahramanlara yer vermektedir.

Şu an Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı olan Alkin, İzmir’in spor kulüplerinden Göztepe Sportif A.Ş.’de Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Futbol Federasyonu Genel Sekreterliği de yapmıştır. Temmuz 2017’den beri de Galatasaray Sportif A.Ş. Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktadır. Alkin, “Uzlaşmazlık Çözümü” konusunda şirketler ve kamu arasında ulusal ve uluslararası çalışmalara katılmaktadır. Ödeme Sistemleri, Mobil Teknolojiler, Finans ve Mali Konular ile ilgili uluslararası şirketlerde görev yapmaktadır.

Prof. Dr. Emre Alkin’in; “Risk Management”,“Finansal Aracılığın Evrimi”, “Bankalarda Risk Yönetimine Giriş”, Yalın Alpay’la birlikte kaleme aldığı “Dünden Bugüne Gaziantep”, “Her Şey Ekonomi Değil” , “Paylaşmasak Olmazdı”, “Fikret Mualla’nın Sanatı” ve 2017 yılının en iyi iş kitabı seçilen “Olaylarla Türkiye Ekonomisi” isimli, biri İngilizce olmak üzere sekiz kitabı bulunmaktadır. Ayrıca insan ilişkilerinin dünden bugüne evrimi üzerine yazdığı “Seve Seve Aldattım” isimli kitabı da bu yıl çok satan kitaplar arasında yer almıştır.

Prof. Dr. Emre Alkin, iki çocuk babası olup, Türkçe, İngilizce ve Fransızca konferanslar vermektedir.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top