Taliban’ın inancı. Ve bizimki…

Sovyetler Birliği, 1979’da Afganistan’daki Marksist hükümetin daveti üzerine bu ülkeyi işgal etti. Sovyet işgaline tepki gösteren yerel güçler (mücahitler), Batılı ülkelerin de desteğiyle Sovyetler’e karşı bir cihat başlattılar ve kazandılar.
Afganistan’ın yüzde 80’i Sünni Müslüman. Nüfusun yaklaşık % 40’ını ülkenin güney ve doğusunda yerleşik 15 milyonu bulan Peştunlar oluşturuyor. Bir o kadar Peştun da güneydeki komşu Pakistan’da yaşıyor. Oradakilere Pathan deniyor.
Pakistan 1947 yılında bağımsız olduğunda, Pathanlar, Afganistan’daki kardeşleriyle birleşerek bağımsız bir “Peştunistan” kurma hülyasını dillendirmeye başladılar.
Pakistan da bunun üzerine, Peştun milliyetçiliğini boğmak için, Peştunların İslami kimliğini kaşıyan bir hareketin fitilini ateşledi. Amaç ümmet kavramını öne çıkarıp Peştunları millet olma sevdasından vazgeçirmekti.
Pakistan’ın İstihbarat Servisi (ISI) Afgan mücahitlerine dini ve askeri eğitim verdi. Bu öğrenciler, yıllar sonra Taliban’ın temelini oluşturdular. Taliban “talebeler” demek zaten…
Sovyet askerlerinin geri çekilmesinin ardından mücahit grupları birbirleriyle alan kavgasına tutuştu. 1992-1996 yıllarında yaşanan kargaşa denizine düşen Afganlılar yılana sarıldılar ve istikrar sağlamayı vadeden Taliban’ı desteklediler. Taliban onları canlarından bezdirene kadar.
1996-2001 yılları arasında Afganistan’ın % 90’ına hâkim olan, yani ülkeyi fiilen yöneten Taliban döneminde 10 yaşından büyük kızların ve kadınların eğitim görmesi yasaklandı. Kadınlar, vücutlarının hiçbir hattı görünmeyecek şekilde “burka” giymek zorunda bırakıldı. Yabancı bir erkekle konuşan kadınlar taşlandı, kırbaçlandı. Sakalı yeterince uzun olmayan erkekler hapse atılıyor, hırsızların elleri kesiliyordu. Müzik dinlemek, televizyon izlemek yasaklandı. Farklı siyasi düşüncedeki veya farklı dini azınlıklara mensup insanların başı kesiliyor, Sünni Müslümanlara ait olmayan ibadet yerleri yerle bir ediliyordu.
2001’de İkiz Kuleleri ve Pentagon’u hedef alan saldırılardan El Kaide’yi sorumlu tutan ve teröre karşı savaş başlatan George W. Bush yönetimi, Taliban’dan El Kaide liderlerini istedi. Taliban bu konuda ayak sürüyünce ABD’nin Afganistan müdahalesi başladı. Taliban, 2001’in sonunda Kâbil ve birçok yerde yönetimi bırakıp büyük ölçüde Pakistan’a kaçtı.
Afganistan’da ABD ve NATO öncülüğündeki birliklerin desteğiyle yeni bir hükümet kuruldu. Ancak, bu yabancı güçlerin sivil kayıplara da yol açan hava saldırıları ve diğer askeri operasyonları, bunun yanında yerel aşiretler arasında yeniden başlayan mücadele, halkı yeniden Taliban’dan medet umar hale getirdi.
Bu ortamda Taliban geri döndü ve “işgalci güçlere” karşı saldırılara girişti. 2012’de başkent Kâbil’e ve NATO’nun üslerine geniş çaplı saldırılar düzenledi.
Nihayet, 20 yıldır kapana kısıldığı “İmparatorluklar Mezarlığı” Afganistan’dan paçasını kurtarmak isteyen ABD, Taliban’la Şubat 2020’de vardığı anlaşma gereğince Afganistan’dan çekilme sürecini başlattı.
Bugün Taliban, yönetimi yeniden ele geçirmeye çalışıyor ve NATO’nun çekilmesiyle bu amacına ulaşması mümkün görünüyor.
•••
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta, Kâbil Havaalanı’nın savunmasına talip oluşumuzla ilgili bir soruya cevap verirken, Taliban’la bu konuda anlaşabileceğimizi, zira “Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı olmadığını” söyledi. Lefkoşa’da söyledi bunu.
Bu sözleri dinleyen Kıbrıslı Türklerin kanları donmuş olmalı. Kıbrıs Türkünü “Müslümanlaştırma” politikasından şikâyetçi oldukları AKP iktidarının Müslümanlığının Taliban’ınkiyle ters bir yanı olmadığını kulaklarıyla işittiler.
Taliban’dan kaçarak akın akın Türkiye’ye gelen Afganlar da “Yahu biz nereye gidiyoruz?” sorusunu sormuşlardır kendilerine herhalde.
Kastedilen “Onlar da Müslüman, biz de Müslümanız. Biz onlarla anlaşırız”. İyi de… Kâbil’de bayram namazı kılarken kafalarına Taliban’ın roketleri düşen insanlar Katolik miydi? Taliban’ın savaştığı “Afganistan İslam Cumhuriyeti” hükümeti Yahudi mi? Yoksa ateist mi?
Veya şöyle soralım:
Alnı secdeye değiyor diye ittifak ettiğiniz bir cemaat kandırmadı mı sizi?
Laik Türkiye’nin Taliban denen o ortaçağ kalıntısı vahşi güruhla hiçbir ortak özelliği veya benzerliği yok.
Olamaz.
Olmayacak…
Ve Atatürk’ün kızları her alanda bizi gururlandırmaya devam edecek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kaya Türkmen Arşivi