TARİHİ BİR KENTE NASIL BAKILIR?

Son Güncellenme Tarihi: Ağustos 20, 2022 / 05:13

Dünya insanlık tarihinde iz bırakan ve terkedilmeyen iki kent var. İstanbul ve Roma… Harabeye dönen antik kentlerin çoğu ya terkedilmişler, ya bir deprem ve kuraklık ya da tedarik sorunu gibi nedenlerle boşalmışlardı. Toprak altında kalıp da gelecek nesillerin ortaya çıkardıkları kentler şanslı olanlarıydı. Kim bilir insanlık tarihinde daha nice toprak altında yerleşim yeri vardır.
Roma ve İstanbul, tüm insanlığın sahip çıkması gereken kentler olarak görülüyor günümüzde.
Önce Roma’ya bakalım… Roma, İkinci Dünya Savaşı’nda bombalanmaması için açık şehir ilan edilmişti. Kan banyosunda yıkanmış diktatörler Hitler ve Mussolini bile Roma’ya bomba atmadı.
Kentin tarihi eski de; İstanbul’un yanından bile geçemez, çok eski sayılmaz. 2 bin 800 yıllık bir kent Roma. İstanbul ise Roma’yı kuruluş açısından üçe dörde katlar.
İki denizin hükümdarı kent bu nedenle nehir kenti Roma’yı hiç kıskanmaz hatta biraz tepeden bakar.
Ancak tek bir farkla… Roma tarihine sahip çıkar, İstanbul ise sadece bakar…
Roma’yı önemli kılan, burada anlatılması uzun sürer; Rönesans dönemine ve sonraki yıllarda tüm sanat dallarına sahip çıkmasıdır.
Tarihi bina ve eserlerle dolu kentlerine İtalyanlar gözü gibi bakıyor.

İSPANYOL MERDİVENLERİNE

Geçenlerde ajanslarda kısa bir haber vardı. ‘Roma’da tarihi merdivenlere zarar veren iki Amerikalı turistte para cezası verildi’ şeklindeydi bu haber.
Aslında pek de eski olmayan 300 yıllık İspanyol merdivenlerinden scoterleri ile az bir parça koparan Amerikalı turistlere 800 euro para cezası verilmişti.
İspanyol merdivenleri 1723 yılında yapılmış, hemen aşağısında bulunan İspanyol meydanına inildiği için bu adla anılıyor.
Roma’da tüm eserler gibi 135 basamaklı bu merdivenlerde Unesco Dünya Kültür Mirasının bir parçası. .
ABD vatandaşı iki turistin merdivenlere zarar verdiğini kameralarla tespit edilince; polis hemen harekete geçiyor, her birine 400’er euro para cezası uyguluyor.
Ortada atalarımızın özdeyişinin ‘cuk’ oturduğu bir durum var; “ Kedi kıçını görmüş, yara sanmış.” Ancak amatör biri merdivene baktığında pek bir hasar göremiyordu. İşin içine mimarlar ve tarihçilerden oluşan hazır kıta ekip devreye girdi ve hasarı belirledi, merdivenler de onarıldı.
Demek ki tarih böyle korunuyormuş dedirten bir örnek…
Aklıma Ayasofya Caminin duvarlarından, kapılarından koparılan parçalar geldi, hatta bu parçaların yutulduğu falan söyleniyor. Şöyle bir hesap yaptım; bin 500 yıllık yapı, iki bin yıl içinde yenile yutula yok olabilir. “Burası kaburgası daha kutsal, şurada işlemeler var, daha da kutsal” gibi laflara kananlar var demek ki!
Sadece bu değil; antik kentlerden koparılan taşlar, tarihi yapılardaki duvar yazıları, yapıştırılan afişler, sağı solu apartmanlarla örülen tarihi yapılar…’Onarıyoruz’ diye yeniden yapılan surlar, camiler, kiliseler, kervansaraylar…
Darısı bizim başımıza demek kalıyor geriye…

Cengiz Erdil

Cengiz Erdil haberciliğe 1979 yılında başladı. 1979-1992 yılları arasında TRT Haber Merkezi’nde muhabir olarak çalıştı. 1992 yılından itibaren sırasıyla Kanal 6, ATV, BRT, CNNTÜRK, ATV-Avrupa ve NTV tevevizyonlarında muhabir, editör, istihbarat şefi ve haber müdürü olarak çalıştı.

Haber ve belgesel programlarında metin yazarı, kurgu yönetmeni ve alan yapımcısı olarak görev aldı. 2012-2016 yılları arasında da RSFM Radyosu’nda editör olarak çalıştı. 2016 yılında Yeni Yüzyıl Gazetesi için özel haber ve röportajlar yapan Erdil, bir dönem özel sektör için tanıtım programları da hazırladı. Sürekli Basın Kartı sahibi Erdil, evli ve bir çocuk babası.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top