Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

TARİHİ FIRSAT TRANS HAZAR ENERJİ İŞBİRLİĞİ

Daha önce, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı başlangıcının bir ilahi tecelli olarak zamanın kavşak noktasına denk geldiğini; şanslı bir sürece girdiğimizi ifade etmiştik.
Ayrıca 20. Yüzyılın soğuk savaş şartlarında belirlenen konumumuzu bu yüzyılda devam ettirmenin bize bir faydası olmayacağını ve değişen dünya şartlarında bunun mümkün de olmadığını gerekçeleri ile belirlemiştik.
Yeni yüzyılda “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni merkeze alarak mevcut kazanımlarımızdan ve bağlantılarımızdan vazgeçmeden kendimize yeni bir dünya kurmalıyız” diyerek proje önerilerinde bulunmuştuk.
Geçen hafta, müttefiklerimizin(!) EGE ve Akdeniz’de ülkemize karşı hasmane ve hukuk dışı saldırılarını örneklemiş ve yukarıdaki önermemize canlı bir gerekçe olarak göstermiştik.
VE “Ege’nin iki yakasını bir araya getirmekten” vazgeçmeden, nedeni ve nasılını bu hafta yazacağımızı belirterek “Hazar’ın iki yakasını bir araya getirelim” diye yine yeni bir öneride bulunmuştuk.
“HAZAR’IN İKİ YAKASI” tamlamasını Azerbaycan ve Türkmenistan’ın Hazar Denizindeki karşı kıyılarını anlatan bir coğrafi tanım olmanın çok ötesinde, Türkiye merkezli Türk Dünyası ve Gönül Coğrafyasına dayalı yeni bir dünya kurmak iddiasının/projesinin somut ifadesi olarak kullanıyorum.
EVET, Türkiye olarak Hazar’ın iki yakasını bir araya getirmeye mecburuz; Çünkü geleceğin küresel enerji savaşları Hazar Havzası, Orta Asya ve Ortadoğu’da şekillenecektir.
Bu coğrafya bizim coğrafyamızdır.
Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı tamamlanırken Hazar’ın iki yakasını her anlamda bir araya getirilmesi konusu Türk Milleti ve Türkiye için stratejik bir hedef/fırsat olmalıdır.
Hazar Denizi, etrafında Türk devletlerinin kümelendiği bir iç denizdir. Uzunluğu 1210, genişliği 210-436 kilometredir. 371.000 kilometrekare büyüklüğündedir. 6000 kilometreyi aşkın çevresinde Kazakistan(2320 km), Türkmenistan (1200 km), Azerbaycan (955,08 km), İran (850 km) ve Rusya (695 km)bulunmaktadır. Kıyılarının tamamına yakınında Türk boyları yaşamaktadır. (Rusya’da Dağıstan ve Astrahan, İran’da Güney Azerbaycan ve doğuda Türkmensahrası Türk boylarının yaşadığı Hazar kıyılarıdır)
Hazar havzası ve Orta Asya, Uluslararası Enerji Ajansı ve BP verilerine göre, 216 milyar varil petrol rezervi ile Ortadoğu Bölgesinden sonra dünyada ikinci büyüklükte, 82 trilyon metreküp doğal gaz rezervleri ile Ortadoğu’nun önünde birinci sırada bir kapasiteye sahiptir.
Enerji uzmanlarına göre, “ispatlanmış ve muhtemel petrol ve doğal gaz rezervleri birlikte düşünüldüğünde, Orta Asya bölgesi, dünya enerji sektörü açısından oldukça stratejik öneme sahiptir ve önümüzdeki dönemde bölge kaynakları, dünya enerji talebini karşılamada ciddi düzeyde katkıda bulunacaktır”
Yeterli enerji kaynağı bulunmayan, büyük nüfus yoğunluğuna ve gelişme potansiyeline sahip Avrupa, Çin ve Hindistan, “enerji güvenliğini” teminat altına almak, Rusya, pazarını ve arka bahçesini korumak, ABD de “dünya patronu” pozisyonu gereği Hazar ve Orta Asya petrol ve doğalgaz kaynaklarına dolayısıyla Türk Dünyası’na ilgileri önümüzdeki dönemde daha da artacaktır. Yani yeniçağ tarihi bu coğrafyada yazılacaktır.
Bu sebeple Hazar’ın iki yakası bir araya gelmeli; kendi geleceklerine sahip çıkmalıdırlar.
Hazar’a Kıyıdaş Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi yeniden toplanmalı, ülkeler arası işbirliğini geliştirecek ve ihtilafları çözüme kavuşturacak kararları alınmalı ve “Hazar Barış Hukuku” kurulmalıdır. Çünkü Petrol ve altın gibi doğal zenginlik kaynakları Ortadoğu ve Kuzey Afrika devletlerinde görüldüğü gibi sahiplerine refah ve huzurdan çok savaş ve gözyaşı getirmektedir.
Soğuk savaşın sona ermesinden sonra bağımsızlığına kavuşan Türk cumhuriyetlerinin sahip oldukları “stratejik/doğal zenginlik” ile Türkiye’nin “stratejik konumu” ve “stratejik aklı/birikimi” bir araya gelmelidir. Bu sonuç Türk Dünyası’nın ekonomik ve siyasi bağımsızlığını güçlendirecek ve toplumlarımızın refahını artıracaktır. Dünya barışına da hizmet edecektir.
Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı(BTC) bu anlamda çok değerli bir başlangıç olmuştur. 13 Haziran 2006 tarihinde açılışı yapılan 1768 kilometre uzunluğundaki boru hattından her gün bir milyon varil Azerbaycan ham petrolü pompalanmaktadır.
BTC, yarattığı ekonomik değerin ötesinde bölgenin de teminatı olacaktır. Yaklaşık 4 milyar dolara mal olan BTC, uluslararası bir yatırımdır. Ortakları; BP (Birleşik Krallık): %30,1, State Oil Company of Azerbaycan (SOCAR) (Azerbaycan): %25, Chevron (ABD): %8,9, StatoilHydro (Norveç): %8,71, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) (Türkiye): %6,53, Eni/Agip (İtalya): %5, Total (Fransa): %5, Itochu (Japonya): %3,4, Inpex (Japonya): %2,5, ConocoPhillips (ABD): %2,5, Hess Corporation (ABD) %2,36
Yapılmasına karar verilen Aktau-Bakü petrol boru hattı ile Kazakistan’ın, yakın gelecekte ise Türkmenistan ve Özbekistan’ın petrol ve doğal gazının BTC üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması Yüzyılın olayı olacaktır. Trans Hazar Enerji İşbirliği doğru tanzim edilir ve iyi yönetilirse sonuç, Türkiye için tarihi fırsat olacaktır.
BENCE
Bu fırsat iyi değerlendirilmelidir.
Hazar’ın iki yakasını bir araya getirmenin şimdi tam zamanıdır.
Türk Cumhuriyetleri ve Türkiye “aşırı ihtiyatlı” davranarak bu tarihi fırsatı kaçırmamalıdır.
Geç kalmanın faturası ağır olur.
Bu birliğe İran ve Rusya’nın da katılması sağlanmalıdır.
Bunun için Türkiye’yi yönetenlere büyük görevler düşmektedir; “Hazar’ın iki yakasını bir araya getirmek” misyonu ile TÜRK DÜNYASI BAKANLIĞI acilen kurulmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi