TBD, TÜBİSAD ve TÜSİAD aynı şeyi söylüyor

23 Kasım 2021’de Medyascope.tv’de yayınlanan Atıf Ünaldı ile Netizen programında konuğum, uzun yıllar TBV’de çalışmalar yapmış Behçet Envarlı’ydı. Konumuz ise bunca yıllık tecrübesinden yola çıkarsak, “Bilişim sektörü Ankara’ya derdini neden anlatamıyor?”. Programı seyretmek isterseniz

16-17 Aralık 2021’de TBD Başkanı Rahmi Aktepe’nin konuğu olarak, Ulusal Bilişim Kurultayı’nı izlemek üzere Ankara’daydım. Her ne kadar BTK Ana Konferans Salonu’nda da olsa ve Cumhurbaşkanlığı, bağlı kuruluşlar, bakanlıklar, yerel yönetimler, üniversite, akademi, özel sektör, STK temsilcileri, bilim insanları, bilişim profesyonelleri ve uzmanlarının katılımı ile de gerçekleşse Rahmi Başkan konuşmasını gerçekleştirirken, ilgili yetkililerin ne yazık ki büyük kısmı salonda değildi. Keyifle ve takdirle takip ettiğim Rahmi Başkan’ın konuşması ise etkinliğin teması ile ilişkili olarak “Yeni Normalde Dijital Ekonomi”ydi.

30 Aralık’ta TÜBİSAD “Türkiye’nin dijitalleşme raporunu açıkladı”. TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kızıltan ve raporu hazırlayan ekibin başındaki Prof. Dr. Yılmaz Kılıçaslan ile Medyascope TV’deki programım için bir yayın çektik. Türkiye’nin notu ne yazık ki 5 üzerinden 3.24. Yani dijitalleşmede tembel öğrenciyiz. Program önümüzdeki cumartesi yani 22 Ocak’ta Medyascope TV’de yayınlanacak.

13 Ocak’ta TÜSİAD tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen “Dijital Türkiye Konferansı” gerçekleştirildi. Konferansın ana tema konuşmalarını Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptı. Ömer Koç’un konuşmasının en can alıcı kısmı:
“Dijitalleşme rekabetin oyun sahasını da genişletiyor; fikirleri hayata geçirirken ilk günden itibaren küresel düşünmek gerekiyor. Bu değişimin hızına ayak uyduramayan şirketler ve profesyoneller için parlak bir gelecek maalesef yok. Dijital dönüşümü kolaylaştıracak imkânları sağlayamayan ülkeleri de farklı bir akıbet beklemiyor. Ülke olarak geleceğe hazır olmamız gerekiyor.

Dijital ve yeşil dönüşüm birbirinden bağımsız değil. Yeşil ve dijital dönüşümü birbirini tetikleyecek ve hızlandıracak iki ana akım olarak görmeliyiz. Ülkemizin bu önemli dönüşümlerle şekillenen geleceğe ilerlerken atması gereken adımlar bellidir. Kamu idaremizin iş örgütlerimizle ve diğer paydaşlarla da istişare ederek içini doldurduğu strateji belgelerinde çok kıymetli tespit ve hedefler bulunuyor.” …

Aslında Ömer Koç’un sözlerinin açıklanacak bir kısmı yok ama 90’lı yılların başından bu yana bilişim sektöründe profesyonel, köşe yazarı, tv programcısı ve STK başkanı olarak bulunan biri olarak bu uyarıları neredeyse 30 yıldır yapıyoruz. Çok iyi hatırlıyorum başlarda “bu treni kaçırmayalım” diyorduk. Sene 2022 oldu… Artık “Eğer dijitalleşmezsek gelişemeyiz” diyoruz.

Albert Camus’nun bir sözü var: “Hiçbir şey korkuya dayanan saygı kadar iğrenç değildir.” der. Bu nedenle yıllardır konuşmalarımda korkutmak yerine, özendirmeye, anlatmaya ve özgür iradeyle anlanmaya çalıştım. Ancak artık; dijitalleşmek, eskiden zamanı yakalamaktı şimdi ölüm kalım meselesi. Üstelik ne yazık ki; günü kurtarmadan daha önemli planları olmayanlara bırakılmayacak kadar ölüm kalım meselesi!

Mansur Yavaş’ın Metaverse girişimi

Geçen haftanın ilginç olaylarından biri de Sayın Mansur Yavaş’ın, Ankara’nın Metaverse’e, Los Angeles, Bari, Helsinki’den sonra taşınan dördüncü test şehri olacağı açıklamasıydı. Bu konuda dünyanın en büyük organizasyonu olan Open AR Cloud Association, Ankara Kalesi ile çalışmalarına başladı ve uygulama yılbaşında hayata geçirildi.
O akşam Artı TV’de konuk olduğum programda hem Metaverse’ü hem de Mansur başkanın bu konudaki açıklamasını uzun uzun konuştuk. Takip ettiğim kadarı ile Ankara’da teknolojiyi sulandırmadan, projelerinde en iyi şekilde kullanan Mansur Yavaş.
Geçen yıl karla mücadeledeki çalışmaları canlı yayınlamak, onun bu konuda popüler çözümler yerine fonksiyonel yararları nasıl öne çıkardığı konusunda beni ikna etti. O nedenle Metaverse çıkışının teknolojiyi popülerleşmek için kullanmaktan ziyade şehrin dijital ikizinin yaratılıp icraatların bir kısmının burada simüle edilmesi için olduğunu görebiliyorum.
Ankara bu konularda gerçekten dikkat çekici şekilde iyi yönetiliyor. İstanbul’u terkedip dört senedir Mersin’de yaşayan biri olarak Ankara’daki bu gelişmeleri kıskançlıkla izliyorum.

TEGV’e tekno atıklarımızla destek oluyoruz

Sabahın erken saatlerinde, sektörün duayenlerinden Vural Yılmaz bir video yolladı.
Turkcell’in bir reklamıydı. Ben de bir süredir evdeki kullanmadığım teknoloji ürünlerini ne yapacağımı düşünüyordum. Video sayesinde bunları Turkcell mağazalarına
götürüp teslim edebileceğimi öğrendim. Projenin ismi Eğitime Dönüştür Projesiymiş.
TÜBİSAD da projenin içindeymiş. Atıklar toplandıktan sonra gelirleri TEGV (Türkiye
Eğitim Gönüllüleri Vakfı)’na teslim edilecekmiş.
Umarım, atıklarımızdan kurtulurken, çocuklarımıza eğitim sağlamanın mutluluğu
ile hafta başında soluğu bir Turkcell mağazasında bulacağım.
Bravo TÜBİSAD ve emeği geçen herkes.
Ayrıca ben de Vural abi gibi bu reklamı dostlarımla paylaşacağım.

Vakaların artmasıyla yeniden gündeme gelen online eğitimde nelere dikkat etmeliyiz?

Pandeminin değişen seyriyle birlikte öğrenim süreçlerini tamamen online platforma veya hibrit modele taşıyan eğitim kurumlarının sayısı giderek artıyor. Yenilikçi eğitim veren okullar bütün öğrencilerinin sağlığını ön planda tutmak adına, sınıfta temaslı öğrenci olması durumunda bile uzaktan eğitime geçiş yapıyor. Sınıfı, öğrencilerini ve çalışanlarını riske atmıyor. Bu konuya dikkat eden eğitim kurumlarını alkışlıyor ve online eğitim konusunda öğretmen ve öğrenciler için faydalı öneriler sıralıyoruz:
Her şeyden önce hem öğrenciler hem de öğretmenler için iyi bir internet bağlantısı ve ortalama özelliklere sahip iyi bir bilgisayar çok önemli. Ders sırasında sürekli kesilen internet ya da bozulan bilgisayar her iki tarafın da motivasyonunu bozacaktır.
Kullanılan çevrimiçi programın da önceden incelenmesi, özelliklerinin anlaşılması ve ders esnasında programa yabancılık çekmenin önüne geçeceği gibi kullanıcılara vakit kazandıracaktır.
Program hakkında daha önce kullanmış olanlardan tecrübelerine dair bilgiler edinmek, neleri kolayca yapabileceğinizi ya da sınırlarınızın ne olduğunu öğrenmek derste daha etkin, motive ve odaklı olmanızı sağlayacaktır.
Online eğitimlere cep telefonundan değil telefona göre daha geniş ekranlı, görüş kabiliyeti yüksek ve detaylara daha çok hakim olabileceğiniz bilgisayardan bağlanmak derse hakimiyet ve adaptasyon açısından daha faydalı olacaktır.
Online eğitim programları içinde ekstra güvenlik önlemleri olsa da bireysel güvenlik önlemlerinin alınması gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Atıf Ünaldı Arşivi