"TCMB yine kendine göre doğru olanı yaptı..."

Merkez Bankası'nın bu ayki PPK toplantısı için elindeki opsiyonlar belliydi.
Herşeyden önce enflasyon beklentileri tekrar çift haneye dönmüşken yatırımcıların gözünün içine baka baka faizleri düşürmek belki de post-modern dünyanın en post-truth yani gerçeklerden uzak hareketlerinden biri olurdu. Merkez Bankası en azından "aklım başımda merak etmeyin" mesajı verdi diyebilirim.
Diğer taraftan "Karadenizde doğalgaz bulundu" haberinin çabucak satın alınıp satılması çerçevesinde, kurların yine güçlü şekilde yola devam etmesi ışığında faizleri yükseltebilirdi Merkez Bankası ama, bu seferde "artık rekabetçi kur istiyoruz" söylemi boşa çıkmış olurdu. Eğer faizleri yükseltilseydi bunun amacı piyasa faizleriyle politika faizini birbirine yakınlaştırmak için yapılmalıydı. Bu da yapılmadığı için üzerine konuşmanın alemi yok diyelim.
Faizlere dokunmadan gelecek ayı beklemek, TCMB Yönetimi için "şimdilik" hem siyasi hem de pratik olarak en doğru davranış olacaktı. Öyle de oldu. Ancak bu kadar fonlama maliyeti, piyasa faizleri ve politika faizleri arasındaki makasın Eylül'deki toplantıya kadar daha da genişlemesine sebep olacak. Eğer işler ters giderse, Merkez Bankası ara bir kararla faiz yükseltmek zorunda kalabilir. Bundan başka her ay açıklanacak enflasyon oranları da PPK kararlarını etkileyecektir mutlaka.
"Döndük dolaştık aynı yere geldik.."
Kararın döviz üzerindeki etkisine gelince : Döviz Piyasasına Kamu Kurumları ve Merkez Bankası tarafından yapılan müdahaleler olmasa, kendi kendine sakinleşecek. Fakat Ankara'dan iyi bir haber açıklandığında kurların bir anda düşmesi, haberle alakalı sektörlere ait şirketlerin BIST'de yükselmesi, ertesi gün kurların tekrar yükselmesi ve BIST'in yatay ve negatif seyretmesi alıştığımız görüntüler haline geldi. Kararın neticesinin ne olacağı aslında dün sabahtan beri ortadaydı. Dolar/TL bir önceki gün 7.21'e kadar gerilemişken, dün sabah 7.32 ile güne başlamıştı.
Bu arada siyasetten veya ekonomi kurmaylarından gelecek açıklamaları biz mantıklı analizlerle tahmin etmeye çalışırken, birçok kişiden "Hoca biz olayın ne olduğunu saatler önce öğrendik" şeklinde mesajlar alıyoruz. Faiz kararlarından açıklanacak müjdelere kadar birçok kişi "biz biliyorduk" diye konuşuyor. Herhangi bir açıklamadan önce piyasalarda başlayan dalgalanmalar bu açıdan dikkat çekici. Bana bu şekilde mesaj veren kişilerin hepsi mesleklerini ciddiyetle yapan kişiler oldukları için "boş atıp dolu tutuyorlar" demem mümkün değil. Zaten saatler sonra söylentiler ajanslardan "haber" olarak paylaşılıyor.
Bu durumla alakalı elimizde iki opsiyon var:

  • Açıklanacak haberleri bilen arkadaşlar dayanamayıp arkadaşlarına anlatıyor
  • Ankara bilerek açıklanacak olan haberi yayarak etkisini önceden ölçmeye çalışıyor
    Bu tip işler bir tek bize benzeyen ülkelerde yaşanıyor diyemem. Her yerde yaşanıyor. Yaşanmaya da devam edecek gibi gözüküyor. Biz yine mantıklı analizler yaparak tahmin yapmaya devam edelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Alkin Arşivi