Bu, çok samimi bir teşekkür yazısıdır...

20 yıldır ülkeyi tek başına yöneten AK Parti, 2002’de iktidara geldiğinde Avrupa Birliği süreci, demokratikleşme, ekonomik gelirlerin geniş kesimlerle paylaşılması, yargı bağımsızlığı, kişisel hak ve özgürlükler ve üretim diyerek yola çıkmıştı. Bugün 30 Ocak 2022, geldiğimiz nokta malumunuz efendim.

Avrupa Birliği diye bindiğimiz kamyondan indiğimizde kendimizi Orta Doğu ve Asya kokteyli bir yerde bulduk. (Evet, evet Şener Şen ve İlyas Salman’ın ‘Banker Bilo’ filmindeki meşhur sahneye atıf var) Demokrasinin cenazesi halen yerde ama namazı kılınmadığı için kaldırılamıyor. Yargı bağımsızlığı, o da ne? Ya ekonomi? Ülkece klasik Rus Romanlarındaki karakterlere döndük. Aç, üşüyen ve evsiz insanlar tasviri yazsanız ülkenin her yerindeki bir öykünün girişinde kullanabilirsiniz, kimse de fark etmez mesela.

Bu kısmı çok uzatmadan kitabın ortasına geçeyim: AK Parti’nin yaptığı, yararlı olduğu şeyler olmadı mı? Hayır diyeni Allah çarpar! İşte tam teşekkür edilmesi gereken yer de burası. Başlayalım.

İÇTENLİKLE TEŞEKKÜRLER AK PARTİ!

Yediden yetmişe ülkedeki bütün cümle alemi ekonomist, döviz, altın, faiz ve borsa konusunda uzman yaptığınız için.

Avrupa’da gençler kendi belediye başkanlarını ya da bakanlarını bile çoğunlukla tanımazken bizimkilere İstanbul Taksiciler Odası ya da Merkez Bankası başkanlarının yüzlerini ve isimlerini bile hatmettirdiğiniz için.

Eğitimde durmadan sistem değişikliğine giderek öğrencilere dünyadaki var olan, var olmuş ve var olmaması gereken bütün sistemleri tattırdığınız için.

Yargının neden mutlaka bağımsız kalması gerektiğini 83 milyona uygulamalı olarak, acı da olsa öğrettirdiğiniz için. Ne demiş Atalarımız? Bir musibet bin nasihatten evladır.

İlerideki dış politika uzmanlarına ve bürokratlara ne yapmaları gerektiğini değil ama ne yapmamaları gerektiğini muazzam fantastik biçimde kanıksattırdığınız için.

Bilim insanlarının, konunun uzmanlarının ve mühendislerin “Sakın yapmayın” uyarılarına rağmen yaptığınız ve yağan kar fırtınasıyla beraber 1 günde hangarı çöken ve felç olan İstanbul Havalimanı örneğiyle bilimin mutlaka dinlenilmesi gerektiğini bir daha soğuk bir şaka gibi öğrettiğiniz için!

SEKA’yı (Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları A.Ş) kapatmanız sonrasında ithal kağıda son 15 yılda yüzde 462, son bir yılda ise yüzde 120 zam gelmesiyle neden SEKA ve benzeri kritik işletmelerin kapatılmaması gerektiğini baya pahalıya da mal olsa bu millete öğrettiğiniz için.

Komşuların iç işlerine müdahale etmemek gerektiğini her 10 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına 1 sığınmacı atayarak anlattığınız ve Atatürk’ün “Yurtta barış, Dünyada barış” vizyonuyla oluşan iç/dış politikasının ne denli kıymetli ve hayati olduğunu Asya’dan Avrupa’ya; Afrika’dan Amerika’ya kadar olan coğrafyada idrak ettirdiğiniz için.

Alkole yapılan zamlarla evde kendi alkolünü yapmaya başlayan ahaliyi kimya bilimiyle haşır neşir ettiğiniz için.

Üniversiteleri tam bağımsız hale getirmek, YÖK’ü kaldırmak ve bilimsel dünyayı teşvik etmek yerine akademisyenleri atarak, fakülteleri hemşeri ve aile derneklerine çevirerek bir ülkede bilimin neden gelişmeyeceğini köküne kadar bilimsel biçimde ispatladığınız için.

TÜBİTAK’a hayvanat bahçesi müdürü, Uzay Ajansına sebze yetiştiricisini yönetici olarak atayarak ileride kimlerin nereye atanmaması gerektiğini Aziz Nesin’lik biçimde gösterdiğiniz için.

Döviz garantili ihaleler yaparak bir ülkenin zarara uğramaması için ne yapmaması gerektiğini ekonomik verilerle sunduğunuz için.

Yandaş korosu yaratarak ileride İletişim fakültelerinde gazeteci adayı öğrencilere “gazeteci ne değildir” konulu binlerce örnekli ders sunma imkanı verdiğiniz için.

Savaşta dahi kapatılmayan parlamentonun yetkilerini ortadan kaldırarak Meclisin aslında ne denli önemli olduğunu geldiğimiz dumur edici noktayla net şekilde resmettiğiniz için.

İnanç ve din duygularını bu denli siyasete sokarak şimdiki ve gelecek nesillere Laikliğin ne kadar önemli olduğunu organize şekilde gösterdiğiniz için. Laikliğe bu hizmeti ‘laikler’ bile yapmamıştı, yapamazdı!

Sanayi ve Ar-Ge yerine betona yatırım yapılırsa elektrik faturalarının kira oranına çıkacağını vatandaşa iliklerine kadar hissettirdiğiniz için.

Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’de hamsinin bile kilosunun 60 lira olmasına sebebiyet vererek ahalinin envai çeşit makarna tarifleri öğrenmesine olanak sağladığınız için. Vatandaşın d vitamini baya eksilmiştir ama olsun idare edeceğiz artık!

Çıkan orman yangınlarında personel ve araç eksikliği nedeniyle otel otel, pardon; hektar hektar alanı kaybettirerek millete coğrafya ve turizm bilgisini sevdirdiğiniz için.

İstanbul’da seçimi iptal ederek sandığa gitmeyen yurttaşları sandığa teşvik edip demokrasiye katkıda bulunduğunuz için.

Trol orduları yaratıp insanların üzerine salarak Twitter kullanıcılarını hazır cevap hale getirip zekalarını kullanmalarına olanak sağladığınız için.

Memleketteki gençlerin umudunu yok ederek yüz binlercesini Avrupa ve Amerika ile tanıştırdığınız, kalanını da mülteci ve yurt dışı iş olanakları bilgisi uzmanı yaptığınız için.

Avrupa’nın en yavaş internet hizmetini vererek gençleri asosyallikten ve internet bağımlılığından kurtardığınız için.

Artık araba almanın imkansız olması nedeniyle halkı yürümeye teşvik ederek toplum sağlığına katkıda bulunduğunuz için.

Akaryakıt fiyatlarını altın suyu seviyesine çıkararak cennet vatanımızın havasının daha fazla kirlenmesine engel olduğunuz ve trafik sıkışıklığı çilesine son verdiğiniz için

Ev almanın artık daha imkansız olduğu ve kiraların fırlaması sonucu büyüklerin evine taşınan ailelerdeki babaanneleri torunlarına kavuşturduğunuz için.

Kendinizin imzaladığı İstanbul Sözleşmesinden çıkarak ülke kadınının büyük bölümünü kadın hakları konusunda araştırmacı yaptığınız için.

Cemaat ve tarikat yurtlarında yaşanan ölüm ve intiharlarla neden kamusal alanın kamusal güçlerde ve denetiminde kalması gerektiğini tecrübe ettirdiğiniz için.

İşin ÖZ’eti; bir gün herkesin ne yapması, ne olması gerektiğini değil ama ne yapmaması ve ne olmaması gerektiğini bir daha unutulmamak üzere hepimize öğrettiğin için.

Teşekkürler AK Parti..