Toplum kontrolü kaybetti

Toplum kontrolü kaybetti
700’lere kadar inen vaka sayısının normalleşme süreciyle artışa geçmesi endişe yarattı. 50’den fazla ilde maskesiz sokağa çıkmak yasaklandı. Özellikle hafta sonları sahil ve parkların tıklım tıklım dolması üzerine...

700’lere kadar inen vaka sayısının normalleşme süreciyle artışa geçmesi endişe yarattı. 50’den fazla ilde maskesiz sokağa çıkmak yasaklandı. Özellikle hafta sonları sahil ve parkların tıklım tıklım dolması üzerine uzmanlardan ciddi uyarılar geldi. Prof. Levent Akın, salgının bittiği gibi bir algı oluştuğuna dikkat çekerek, “Toplum kontrolü kaybetti” dedi. Bir diğer önemli açıklamayı Prof. Dr. Fatih Tank yaptı. Normalleşmeyle insan hareketliliğinin arttığını aktaran Tank, 11 Mart’ta ilk vakanın tespit edilmesinden önceki güne dönüldüğünü ifade etti.

‘Sanki hiç 11 Mart-31 Mayıs arasını yaşamamışız gibi’

Aktüerya Bilimleri öğretim üyesi Prof. Dr. Fatih Tank, 1 Haziran ile başlayan normalleşme döneminde yaşanan insan hareketliliğiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye’deki salgın sürecini 4 dönem halinde incelediklerini belirten Tank, bunların 11 Mart öncesi, 11 Mart ile sokağa çıkma kısıtlamalarının başladığı 10 Nisan arası, 10 Nisan ile kısıtlamaların sona erdiği 31 Mayıs arası ve 1 Haziran’da geçilen normalleşme dönemi olduğunu söyledi.
Bu dönemleri birbiriyle karşılaştırdıklarında ortaya ilginç sonuçların çıktığını kaydeden Prof. Dr. Tank, “11 Mart’ta ilk vaka ilan edildikten sonra Türkiye kendi hareketliliklerini kısıtlamış. Markete az gitmiş, çeşitli rekreasyon alanları, kafe, AVM gibi yerlere, parklara az gitmeye başlamış. Otomatik olarak kendisi böyle bir risk yönetimi yapmış” dedi.
10 NİSAN: KISIT ÖNCESİ VE SONRASI YOĞUN HAREKETLİLİK
Prof. Dr. Tank, 10 Nisan’da büyükşehirlerde kısıtlamaların uygulanmaya başlandığına dikkat çekerek, “Hemen bir gün öncesi ve sonrası çok büyük hareketlilikler gözlendi. Bu hareketliliklerin vaka sayılarına nasıl yansıdığını il bazında ölçemiyoruz çünkü iller ile alakalı veri yok ama Türkiye geneline baktığımızda arasında bir ilişki olduğu gözüküyor. Evet, sokağa çıkma yasağının olduğu günler hareket etmiyoruz doğal olarak, evimizde kalıyoruz ama onun öncesindeki ve sonrasındaki hareketlilikler, belki evde kalmış olduğumuz dönemdeki hareketsizliğimizi götürüyor, nötrleştirebiliyor” diye konuştu.
1 HAZİRAN: İLK VAKANIN İLANINDAN ÖNCEYE DÖNDÜK
1 Haziran ile başlayan normalleşme dönemindeki hareketlilik verilerini de değerlendiren Prof. Dr. Tank, şunları kaydetti:
“1 Haziran sonrası çok enteresan. Biz sanki hiç 11 Mart-31 Mayıs arasını yaşamamışız gibi bütün alanlardaki hareketliliğimiz neredeyse pandemi ilanından önce yani Türkiye’de ilk vakanın ilanından önceki dönemle hemen hemen aynı seviyeye gelmiş. Bu şu demek aslında; 11 Mart’ta bizim 1 tane vakamız var ama bugün itibarıyla aramızda yaklaşık 23 bin tane vaka var ve biz 11 Mart’tan öncesi gibi davranır durumdayız”

Prof. Akın: Toplum kontrolü kaybetti

Halk sağlığı uzmanı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Akın, toplumda yeni tip koronavirüs salgınının bittiği yönünde bir algı oluştuğunu belirterek, “Toplum kontrolü kaybetti” dedi.
Toplumun koronavirüs yorgunu haline geldiğini ve “umursamazlık” içine itildiğini dile getiren Akın, HaberTürk gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya’ya konuştu. Düğünlerin serbest bırakılacağı 1 Temmuz’a ilişkin alınması gereken tedbirlerle ilgili rehber yayınladıklarını söyleyen Akın, şöyle devam etti:
“Ama tedirginim. Deniliyor ki lise ve üniversiteye giriş sınavları neden yapılıyor, niçin ötelenmiyor. Şunu görmüyorlar ki o sınav ötelendiğinde sınav soru ve kağıtlarını hazırlayıp basan yüzlerce insan bir o süre kadar daha hapis hayatı yaşayacak. Sınavın yapılmasında alınan önlemler açısından sıkıntı yok. Önemli olan riayet edilmesi”
BAZEN ŞAŞIRIYORUM
Medyada görünmekten kaçındığını belirten Prof. Akın’ın bu aşamada eleştirisi, uzmanı olmadığı halde ekrana çıkan doktor hakkında oldu ve “Ben de bazen televizyonlarda kendilerini dinlediğimde şaşırıyorum” yorumunu yaptı.

Prof. Çelik: Savaşı kazanmış değiliz

Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimi ve Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, “Toplumun bir kesiminde tamamen normalleştik gibi bir durum var. Biz eski normale dönmedik. Koronavirüs ile savaşımızı henüz kazanmış değiliz” dedi.
“Koronavirüsten aslında kimsenin ölmediğini, bunun 5G teknolojisinden tutun da üretilmiş bir virüs olacağına kadar teori ortada var” diyen Prof. Dr. Çelik, şöyle devam etti:
“Sosyal medyada bu dedikodular çok daha hızlı dolaşıyor. Çok daha kolay inanıyorlar. Biz hekimler olarak şunu görüyoruz. Bu hastalar var, virüs nedeniyle de hayatlarını kaybediyorlar. Topluma yön veren insanların bu konuda çok daha dikkatli olmaları gerekiyor”
ÇABAMIZ SONUÇSUZ KALIYOR
“Tıp ile alakalı kişilerinde her birinin kendi branşında konuşması lazım. Toplumdaki bu önlemlerin yara almasını ve bizim bu kadar çabamızın da sonuçsuz kalmasına yol açıyor. Branşı olmayan hekim arkadaşlarımızın çok dikkatli konuşması gerekiyor”

Dr. Çetin: Virüsün gücü azaldı diyecek veri yok

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Benhur Çetin, “Şu anda elimizde net olarak virüsün gücünün ya da öldürücülüğünün azaldığını söyleyebilecek bir veri yok. Şu anda elimizdeki tek silah izolasyon ve dezenfeksiyon” dedi.
Benhur Çetin, normalleşme süreciyle ilgili değerlendirmesinde “Yapılan çalışmalarda şu ana kadar virüste anlamlı bir değişiklik görülmedi. Olgu sayımızdaki azalmanın birçok nedeni olabilir. Birincisi alınan önlemler, ikincisi hav aların ısınmasıyla birlikte kapalı ortamlarda daha az bulunmamız ve açık havada geçirilen zamanın artması. Şu anda elimizdeki tek silah izolasyon ve dezenfeksiyon. Bu silahlarımızı kaybetmeden kullanmaya devam edelim” ifadelerini kullandı.

Prof. Ceyhan’dan restoran önerisi

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, kafe ve restoranlara gideceklere öneri de bulundu. Servis edilen içecek ve yiyeceklerden koronavirüs bulaşan kişiler olduğunu belirten Ceyhan, “Çay, kahve içecekseniz, yanınızda bir kolonyalı mendil ya da dezenfektanla ıslatılmış kağıt mendil ile ağzınıza gelecek yeri silmek gerek” dedi.
Özellikle yiyecek ve içecekleri servise hazırlayanların görülmediğine dikkat çeken Ceyhan, “Onların içinde koronavirüs taşıyan birileri varsa eğer onlar, bardağı kirletebilir ve o şekilde gelebilir size. Elinizi değdirdiğiniz bardağa, çatala, kaşığa özellikle bu şekilde bulaşıyor, ağzınıza götürmeden mutlaka ellerinizi temizleyin. Gerçekten bu şekilde bulaşan vakalar var” diye konuştu.