Tüpraş ‘Stratejik Dönüşüm Yolculuğu’nu başlattı

Tüpraş ‘Stratejik Dönüşüm Yolculuğu’nu başlattı
“Dünyanın geleceği tüm insanlık için önemli” diyen Genel Müdür İbrahim Yelmenoğlu, Tüpraş’ın “yeşil mutabakat”a göre geleceği oluşturduğunu söyledi, Stratejik Dönüşüm Planı’nı özetledi:“Geleceğin enerjisini...

“Dünyanın geleceği tüm insanlık için önemli” diyen Genel Müdür İbrahim Yelmenoğlu, Tüpraş’ın “yeşil mutabakat”a göre geleceği oluşturduğunu söyledi, Stratejik Dönüşüm Planı’nı özetledi:
“Geleceğin enerjisini üretmek için dönüşüyor, sürdürülebilir bir dünya için değişiyoruz. Önümüzdeki dönemde rafineri faaliyetlerinde karbon salımını azaltırken, alternatif enerji üretiminde de ciddi bir oyuncu konumuna gelmeyi planlıyoruz. Amacımız; karbon nötr bir şekilde, farklı enerji türlerini entegre bir iş modeli ile üreterek, Türkiye’nin en büyük sanayi şirketi konumumuzu güçlendirmek ve ülkemizin temiz enerji dönüşümüne öncülük etmek…”

Enerjimiz Geleceğe
Sürdürülebilir bir dünya ve yaşamın dengesi gözetilerek “Enerjimiz Geleceğe” sloganıyla kurgulanan yeni plan kapsamında Tüpraş, dönüşüm için gereken kaynağı mevcut faaliyetlerine yönelik verimlilik ve katma değerli ürün yatırımlarından sağlamayı planlıyor. Şirket ilk dönemde, yeni enerji yatırımlarının ağırlıklı kısmını ise yeşil hidrojen üretimiyle entegre bir iş modeli kurmak için ihtiyaç duyduğu sıfır karbonlu elektrik tesislerine ayırmayı hedefliyor. Aynı zamanda biyoyakıtlar ve elektroliz tesisi yatırımlarında da önemli atılımlar gerçekleştirmeyi öngörüyor.

Yeni küresel enerji ekonomisi
Tüpraş’ın tarihinde çok önemli bir kilometre taşı, yeni bir dönemin başlangıcı olan Stratejik Dönüşüm Planı’nı açıklayan Tüpraş Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu, konuşmasına, küresel İklim krizinin tüm dünyanın en önemli sorunu haline geldiğini vurgulayarak başladı.

Koç Holding’in başlattığı Karbon Dönüşüm Programı’nı hatırlatan İbrahim Yelmenoğlu, “İklim kriziyle mücadelede ve düşük karbon ekonomisine geçiş yolculuğunda, Topluluğumuzun ortaya koyduğu vizyon doğrultusunda ilerliyoruz ve bu yöndeki çalışmalarımızı uzun zamandır sürdürüyoruz” dedi.

Yelmenoğlu küresel enerji sektörüne ilişkin olarak şu tespitleri aktardı:
“Uluslararası Enerji Ajansı’nın Dünya Enerji Görünümü 2021 raporuna göre, tüm dünyada güneş ve rüzgâr enerjisi, elektrikli araçlar ve diğer düşük karbon teknolojileri öne çıkarken yeni bir küresel enerji ekonomisi de oluşmakta. 2020 yılında dünya enerji arzının %16’sı yenilenebilir kaynaklardan sağlanırken, fosil yakıtların payı, %29’u petrol olmak üzere toplamda %79 olarak gerçekleşti. Enerji piyasasının geleceğine yönelik uzman kuruluşların birçok farklı öngörüsü olmakla birlikte, herkesin mutabık olduğu konu, petrolün, yerini kademeli bir şekilde düşük karbonlu alternatif enerji kaynaklarına bırakacağı, ancak petrolün uzun yıllar önemli bir enerji kaynağı olmaya devam edeceği yönünde…”
“2030 Türkiye enerji sektörü için kırılma noktası olacak”

Türkiye enerji sektörüyle ilgili şirket öngörülerini de paylaşan İbrahim Yelmenoğlu, yeşil dönüşümün nispeten yakın zamanda hız kazanmaya başladığını ve bunun da Tüpraş’ın hedeflerine ulaşmasında birçok fırsat sunduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Bir yandan yeşil dönüşümün merkezindeki AB’ye komşu oluşumuz, diğer yandan büyümeye devam eden iç pazar talebimizle Türkiye, çok özel bir konumda yer alıyor. Elektrikli araçların, 2030’ların başından itibaren yeni binek araçlar satışında lider konuma ulaşacağını, tüm araç parkında ise 2040 sonrasında ağırlıklı paya sahip olacağını öngörüyoruz. Hidrojenin 2030'dan itibaren kademeli büyüme sürecine gireceğini, esas ivmeyi ise 2040 sonrasında kazanacağını düşünüyoruz. Dünyanın önde gelen havacılık sektörlerinden birine sahip olan ülkemizde, 2030’a geldiğimizde, havacılık yakıtlarının yaklaşık yüzde 10'unun Sürdürülebilir Havacılık Yakıtlarından (SAF) oluşmasını, daha uzun vadede ise sentetik ve hidrojen bazlı yakıtların da bu havuza dâhil olmasını bekliyoruz. Bu beklentiler neticesinde Türkiye'de fosil yakıt tüketiminin 2030’da zirveye ulaşacağını tahmin ediyoruz. 2030 sonrasında ise özellikle dizel talebi kısmen hidrojen ve elektrikli araçlar ile yer değiştirmeye başlayacak. Buna rağmen günümüzde büyük bir ithalat pazarı olan dizelde mevcut yerli rafinaj kapasitesine uzun bir süre daha ihtiyaç olacağını bekliyoruz.”

“Yeni dönemde sürdürülebilir rafinaj, biyoyakıtlar, sıfır karbonlu elektrik ve yeşil hidrojene odaklanacağız”

İbrahim Yelmenoğlu, Tüpraş’ın enerjisini geleceğe nasıl taşıyacağını ve yeni iş modelinin detaylarını aktardı:
“Stratejik Dönüşüm Planımız kapsamında dört iş alanına odaklanacağız. Bu alanları; sürdürülebilir rafinaj, biyoyakıtlar, sıfır karbonlu elektrik ve yeşil hidrojen olarak belirledik. Artan ve değişen tüketici davranışlarının da etkisiyle enerji ihtiyacı çeşitleniyor. Bu değişim ekseninde belirlediğimiz iş planı yeni enerji türlerine yönelik talebi karşılamak üzerine kurulu. Temiz enerjiye dönüşüm için önümüzde daha uzun ve zorlu bir yolculuk var. Son dönemde enerji piyasasında yaşanan dalgalanma ve fiyat artışları da bize bu dönüşümün dengeli ve planlı bir şekilde yapılmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı.”

Sürdürülebilir rafinaj
İbrahim Yelmenoğlu, rafinajda düşük karbon ekonomisine geçiş odaklı veya kısa zamanda dönüşü olan projelere odaklanacaklarını, mevcut kapasitelerle daha değerli ürünleri daha düşük emisyonla üreteceklerini belirterek, “Güçlü kasımız olan rafinaj, dönüşümümüzün de temel lokomotifi olacak. Enerji verimliliği, modernizasyon, karbonsuzlaştırma ve katma değerli ürün üretimi projeleri için 2035’e kadar yaklaşık 2,3 milyar dolarlık yatırım harcaması gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Rafinajın, 2030 yılına kadar faaliyet karımızın yüzde 90’ını, 2030-2035 arasında ise yüzde 70’ini oluşturacağını öngörüyoruz” dedi ve sözlerini şöyle devam ettirdi:
“Rafinajdan elde edeceğimiz kaynağın büyük bir kısmını yeni alanlara ve karbon ayak izimizi azaltmaya aktarırken aynı zamanda geçmişten beri sürdürdüğümüz yüksek temettü dağıtma politikamızı da devam ettirmeyi hedefliyoruz. Yapacağımız yatırımlarla geleceğin Tüpraş’ını şekillendirirken, büyüyen Türkiye’nin enerji ihtiyacını düşük karbon ekonomisine geçiş odağında karşılayacağız.”

Biyoyakıtlar
Uluslararası Enerji Ajansı Raporu’na göre, biyoyakıtların tüketiminin 2020’ye oranla 2050’de 5 kat artacağının öngörüldüğünü belirten İbrahim Yelmenoğlu, yeşil dönüşümde hem geçiş döneminde hem de uzun vadede biyoyakıtların tamamlayıcı rol oynamasının beklendiğini ve Tüpraş olarak gıda dışı yenilenebilir kaynak ve atıklardan elde edilen, ikinci nesil yakıtlara odaklandıklarını belirtti.

Yelmenoğlu, “Yatırımlarımız ile 2030 yılında 400 bin ton biyoyakıt hammaddesi işlemeyi öngörüyor, 2035 sonrası dönemde ise üretim kapasitemizi 3 katına çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.

Sıfır karbonlu elektrik
Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, global elektrik tüketiminin 2050’de 2020’ye oranla 2 kat artması bekleniyor.
Tüpraş Genel Müdürü Yelmenoğlu, “Elektrik, hem gelecekteki enerji ihtiyacının doğrudan ve çok daha verimli bir şekilde karşılanmasında hem de yeşil hidrojen üretiminde ana girdi olarak, enerji sektöründe önemli bir role sahip olacak. Oluşacak ciddi elektrik talebini karşılayacak kapasiteleri kurarken, iklim değişikliği ile mücadele anlayışımıza uyumlu şekilde, sadece sıfır karbonlu kaynakları değerlendireceğiz” dedi.

Batman’da ilk etap Güneş Enerjisi Santrali’nin kurulumunu tamamladıklarını hatırlatan Yelmenoğlu, “Kırıkkale’de de güneş enerjisi santrali kuracağız. Sıfır karbonlu elektrik yatırımlarımızla öncelikle kendi sahalarımıza ve çoğunlukla yeşil hidrojen üretimine odaklanacağız” diyerek hedeflerini paylaşırken üretecekleri elektriğin büyük kısmını yeşil hidrojen üretimi için kullanacakları bilgisini paylaştı:
“Elektrik yolculuğumuzda hem üretim hem de olası satın alımlarla; 2030’da yaklaşık 1GW, 2035’te ise 2.5 GW kurulu güce ulaşarak sıfır karbonlu elektrik alanında lider firmalardan biri olmayı hedefliyoruz”.

Yeşil hidrojen
Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2050 projeksiyonlarına göre, hidrojenin en yaygın olarak ulaşım sektöründe kullanılacağının öngörüldüğünü belirten İbrahim Yelmenoğlu; “Hidrojeni hâlihazırda rafineri süreçlerinde kullanıyoruz ve Türkiye’nin en büyük hidrojen üreticisi konumundayız. Hidrojen üretim yöntemleri içinde sıfır emisyon ile ön plana çıkan elektrolizörlerle, yeşil hidrojen üretmeye odaklanacağız. 2025’ten itibaren yeşil hidrojen üretimine kademeli olarak geçerek, hidrojen üretiminden oluşan emisyonlarımızı 2040 yılında sıfırlamayı hedefliyoruz. Zaman içinde de hidrojen, sadece üretimimiz için bir ara ürün olmaktan çıkıp ana ürünlerimizden biri olmaya başlayacak. Ayrıca doğalgaz tüketimimiz ciddi oranda düşeceği için ülkemizin cari açığının azaltılmasına önemli bir katkı sağlamayı hedefliyoruz. 2030’da lojistik ve ağır taşımacılık alanında yeşil hidrojen satışı yapmaya başlamayı hedefliyoruz” dedi.

Tüpraş Akademi
Yelmenoğlu, Tüpraş’ın önceliklendirdiği dijitalleşme, Ar-Ge ve inovasyon alanında yenilikçi ve öncü uygulamalarına da devam edeceği bilgisini paylaştı. ODTÜ ve İTü ile “veri analitiği” çalıştıklarını, Ar-Ge biriminde çalışanların yüzde 67’sinin kadın olduğunu, yüzde 17’sinin doktoralı olduğunu söyledi. “İnsan kaynağımızı geleceğe hazırlıyoruz” diyen Yelmenoğlu, Tüpraş Akademi’yi kurduklarını anlattı:
“Bu büyük dönüşüme insan kaynağımızla da güçlü bir şekilde hazırız. Özellikle kimya ve mühendislik alanında çok büyük bir uzmanlığa, tehlikeli iş kolunda uluslararası emniyet standartlarında iş yapabilme yetkinliğine sahibiz. Donanımlı insan kaynağımızın bizi ayrıştıran özellikleriyle, gelecek için bir adım önde başlıyoruz. Hedefimiz mevcut kaynaklarımızı geleceğin ihtiyaçlarına uygun şekilde değerlendirmek.”

Yılda ortalama 350 milyon dolar yatırım hedefi

Tüpraş Stratejik Dönüşüm Planı kapsamında, her yıl ortalama 350 milyon dolar yatırımla 2035’e kadar yaklaşık 5 milyar dolar, 2050 yılına kadar ise toplamda 10 milyar dolar yatırım gerçekleştirmeyi hedefliyor.

Yatırımlar sonucunda Tüpraş’ın yıllık FAVÖK’ünün son 5 yıllık ortalamaya göre yüzde 30 artışla 2030’da 1,3 milyar dolar düzeyine ulaşacağı öngörülüyor. Şirket yeni alanlara yapacağı yatırımların desteği ile yeni ürünlere geçişin yoğun yaşanacağı 2035’te de 1,3 milyar dolar FAVÖK seviyesini korumayı öngörüyor.

2035 itibarıyla FAVÖK rakamının yüzde 30’unun; yeni iş kolları olan sürdürülebilir havacılık yakıtı, yeşil hidrojen ve sıfır karbonlu elektrik satışlarından gelmesi bekleniyor.

Şirket, faaliyet karlılığındaki devamlılıkla birlikte, dağıtılabilir karının ortalamada yüzde 80’ini temettü olarak dağıtmayı hedefliyor.

Tüpraş, enerji dönüşümünde yeni teknolojiler ve iş modelleri kapsamında, girişim sermayesi alanına 2030’a kadar 50 milyon dolar yatırım yapmayı planlıyor.

ESG olarak adlandırılan Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetim topyekün performansını baştan beri sürekli geliştiren Tüpraş, yeni yol haritası ışığında son dönemde ciddi büyüme gösteren ESG odaklı finansman kaynaklarından da faydalanmayı planlıyor.

Tüpraş, Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu ve rafinaj sektöründeki ilk üreticisi olmanın yanında, Avrupa'nın 7'nci büyük ve Akdeniz havzasının en kompleks rafineri şirketlerinden biri konumunda yer alıyor. Şirket, 2006 yılında Koç Holding bünyesine katılmasından bu yana 7 milyar dolar yatırım gerçekleştirdi.