Türkiye, makine üretim ve tedarik üssü olabilir

Türkiye, makine üretim ve tedarik üssü olabilir
Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER), pandemi nedeniyle ara verilmek zorunda kalınan geleneksel üretim tesisi ziyaretlerini yeniden başlattı. İMDER Yönetim Kurulu Başkanı Merih Özgen, İstif...

Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER), pandemi nedeniyle ara verilmek zorunda kalınan geleneksel üretim tesisi ziyaretlerini yeniden başlattı. İMDER Yönetim Kurulu Başkanı Merih Özgen, İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği İSDER Başkanı da olan İMDER Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serkan Karataş, Genel Sekreter Oğuz Yusuf Yiğit, Tekirdağ Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde sektörün Türkiye’nin önde gelen firmalarından Elkon ve Putzmeister üretim tesislerini ziyaret etti.

İş ve inşaat makineleri sektörünün yüzde 95’inden fazlasını temsil eden İMDER Başkanı Merih Özgen, sektördeki üretim ve satışa ilişkin bilgilendirme yaparken pandeminin sektörü çok zorladığını anlattı. Dünya pazarlarının durma noktasına geldiğini hatırlatan Başkan Özgen, “Ancak biz sektörde çarkları durdurmadık. Ara ara kesintiler oldu ama şirketlerimiz açık kaldı, hepimiz büyük fedakârlıklarda bulunduk. Çalışanlarımıza teşekkür borçluyuz. 2020’yi zorluklarla kapattık” dedi.

Döviz kuru dalgalanması işleyişi zorluyor

Merih Özgen döviz kuru hareketlerindeki öngörülemezliğe de dikkat çekti, “Kur hareketleri de işleyişi zorlaştırdı” diyerek ekonomideki istikrarın önemine vurgu yaptı.

Pandemi bize yeni şeyler öğretti

Özgen, pandemi döneminde ticaret dünyasının yeni şeyler öğrendiğini anlattı: “Pandemiyle birlikte globalleşmenin büyük bir risk olduğunu da öğrendik. Tedarik zincirlerinin kopması hepimizi olumsuz etkiledi. Ürünleri satamaz hale geldik. Çin pazarı durma noktasına geldi, ciddi sorunlarla boğuştuk.”

2021 yılında tablonun olumluya doğru değişmeye başladığını anlatan Özgen sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünya ve biz bu koşullarda iş yapmayı öğrendik. Ancak bu kez de talebe yetişememe sorunu baş gösterdi. Sektör olarak her geçen gün büyüyen bir taleple karşı karşıyayız. Üretim kapasitemizi ve mesailerimizi artırarak bu taleplere yetişmeye çalışıyoruz. Sektör olarak kapasite kullanımı maksimuma çıkarıldı ama yine de siparişlerle başa çıkamıyoruz. Çip temini gibi tedarik sorunları bunda çok etkili oldu. Fiyatlarda çok büyük oynamalar var. Üretim kalitesi ve ekonomik yapısı olarak dünyanın en güçlü firmalarına sahibiz. Sanayicimizin gücü ve devletimizin desteği ile dünyadaki krizi fırsata çevirip ülkemizi iş ve inşaat makineleri sektörü üretim üssü haline getirir, ülkemize yüksek katma değer kazandırabiliriz.”

Türkiye birçok avantaj yakaladı

Başkan Merih Özgen, yaşanan tüm sıkıntılar içinde Türkiye’nin yakaladığı avantajları ve ülke yönetiminden beklentilerini de anlattı: “Özellikle Uzakdoğu’da yaşanan tedarik sıkıntıları Türkiye için büyük fırsatlar yarattı. Büyük sanayi firmaları tedarik sağlamak için yakın coğrafyaları değerlendirmeye başladı. Ciddi bir üretim altyapımız var. Adaylık uyum süreci içinde teknik altyapımızı da AB ile örtüşür hale getirdiğimiz için büyük avantaj kazanıyoruz. Türkiye bu altyapı ile ideal tedarik adayı haline geldi. Birçok üyemize dünyadaki büyük rakiplerinden işbirliği teklifleri geliyor. Biz hazırız ama ülke olarak teşvik konusunda da altyapı yatırımlarının oluşturulması gerekiyor.”

İMDER yüzde 5 büyüme, ticarette yüzde 7 artış bekliyor

Başkan Merih Özgen, İMDER olarak beklentilerini de aktardı: “2021’de yakalanan ekonomik büyüme ivmesinin devam edeceği öngörümüz var. 2022’de yüzde 5 büyüme, ticarette yüzde 7 artış beklentisi var. Planlamalarımızı buna göre yapıyoruz. ABD ve Avrupa’da ciddi parasal genişleme trilyonlarca dolarlık altyapı yatırım planları var. Bu, büyük talep getirecek. Fırsatı kullanmak istiyoruz, beklentilerimiz yüksek.”

NELER YAPILMALI?
“Peki neler yapılmalı?” diye soran Özgen yanıtlarını da sıraladı:

Kesintisiz üretim için tedbirler devam etmeli. Yeni normale adapte olmalıyız.

Kapasiteyi mutlaka artırmalıyız.

Yurt dışında satın alma fırsatları var. Yeşil ekonomiye geçiş bazı firmaları zorlayacak ve sektör değiştirmek isteyecekler. Bu fırsatlar değerlendirilmeli. Yeşil enerjiye geçiş bir süre sonra tamamlanacak.

Teknoloji tarafı çok önemli. Elektrifikasyon, dijitalleşme, otonom makineler… Birbirleriyle haberleşen makine yapısı ortaya çıkıyor artık. Örneğin Japonya’ya iş ve inşaat makineleri ihracatı çok zordur. Standartları çok yüksek. Oraya ihracat yapan firmalarımız var. Oraya satılan ürünlere buradan müdahale edilebiliyor. Gitmeden. Bu, kaçırılmaması gereken bir alan.

Kalite çok önemli. Türkiye artık dünyada kaliteli ürünleriyle anılıyor. Bu trendi devam ettirmeliyiz.

Satış sonrası hizmet de çok önemli. Bizim işimiz ürünü satınca başlıyor ve en az 10 yıl sürüyor. Servis hizmetinin aksamadan yürütülmesi sektör için olmazsa olmaz. Makineler arıza nedeniyle durmamalı.

Ar-Ge’ye daha çok kaynak ayrılmalı, inovatif ürünlere yönelmeliyiz. Değişime cevap verebilecek iş yapma modeli haline gelmeli inovasyona bakış.

'Fuar martta Antalya'da; uluslararasıönemli katılım bekliyoruz’

Sektör fuarını pandemi dolayısıyla yapamadık. Mart 2022’de Antalya’da fuarımızı yapacağız. Antalya’nın dünyada marka şehir olma konumunu kullanmak istedik, o yüzden orayı seçtik. Fuar, uluslararası pazarlarla buluşma noktası olacak.

Rusya, Türkiye Cumhuriyetler Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Balkan ülkeleri başta olmak üzere dünyanın pek çok noktasından ciddi uluslararası katılımcının KOMATEK’i ziyaret etmesi bekliyoruz. Fuarın hem sektöre hem de Türkiye ekonomisine güven ve umut vereceğini düşünmekteyiz.

KOMATEK Fuarı büyüklüğü, destekçileri ve katılımcıları ile de Türkiye’nin dünyada sektörde önemli bir pazar olduğunun göstergesi olarak göze çarpıyor. Aynı zamanda Türkiye’nin iş makineleri sektöründe global rekabet ortamında önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayacak nitelikte. KOMATEK Fuarı ile birlikte pandemi öncesinde özlediğimiz iş birliği atmosferini yeniden yakalayacağımızı düşünüyoruz.

OSB arsalarına rant yaklaşımı yeni yatırımı ve üretimi olumsuz etkiliyor

İMDER Başkanı Merih Özgen, organize sanayi bölgelerinde yatırımların önüne bir engel olarak çıkan emlak sorununa da dikkat çekti. Özgen ayrıca, “Acilen çözülmesi gereken bir sorun” dediği kalifiye eleman yetiştirme ve eleman bulmakta sorun yaşadıklarını anlattı: “Sektör olarak hedeflerimize ulaşmamız için devlet destekleri ile beraber acilen çözmemiz gereken sorunlar da var. Bunların en başında ise üretim, satış ve sonrasında bakım hizmetini yürütecek kalifiye eleman yetiştirmekte ve bulmakta sorunlar yaşıyoruz. Ustalarımız yaşlanıyor, yavaş yavaş sektörden çekiliyor ancak yerlerine yenilerini koyamıyoruz. ELKON ve Putzmeister gibi bu konuda öncü olan, usta yetiştiren ve yüksek ücretler veren firmalarımız var. Ancak sadece firmalarımız ile bu sorun çözülmüyor. Acilen bu soruna el atmamız gerekiyor.

Bir başka sorunumuz ise OSB bölgelerinde üretim kapasitesini artırmak isteyen firmalarımızın yaşadığı arsa rantı sorunu. Firmalarımız OSB’de yeni fabrika kurmak istiyor ancak arazilerin yüksek fiyat artışı var. Örnek vermek gerekirse arsa bedeli, milyon dolarlık fabrika kurma bedellerini geçti. Bu yüzden yatırım yapmak zorlaştı. OSB arazilerini kötü niyetle kullanan işgalciler belirlenmeli ve OSB arazileri üretim yapacak istihdam yaratacak firmaların hizmetine uygun fiyata verilmeli.”

‘Hükümet pandemide bizi unuttu, kırgınız ama bugüne kadar kesintisiz gelmeyi başardık’

İMDER Başkanı Merih Özgen, pandemi döneminde hükümetin verdiği desteklerle ilgili bir sitem ve kırgınlığını da paylaştı: “Pandemi başında ‘mücbir sebep’ tanımı yapıldı. Ödeme ve vergi kolaylıkları sağlandı. Tüm çabamıza rağmen iş ve inşaat makineleri üretim sanayisi bu kapsama alınmadı. Bir kırgınlığımız var devlet yöneticilerine. Bir kırgınlığımız var ama bugüne kadar kesintisiz gelmeyi, zorlukları aşarak istihdam yaratmayı ve ülkemize katma değer kazandırmayı başardık. Devletimiz Eximbank desteği ile arkamızda durursa tüm dünyada var olan operasyonlarımızı güçlendirebiliriz.”

'ÇİN'E KARŞI ÖNEMLİ AVANTAJ YAKALADIK'

İMDER Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği İSDER Başkanı Serkan Karataş, pandemi döneminin sektörleri için önemli avantajlar sağladığını söyledi. Karataş, taşımacılık maliyetlerinin karşılanamaz hale gelmesi ve tedarik sorunları nedeniyle dünyanın fabrikası olarak tanımlanan Çin’e karşı Türkiye’nin önemli fırsatlar yakaladığını anlatırken Çin’in 2.5 trilyon dolarlık ihracat hacmi olan bir dev olduğunu hatırlattı.

‘TÜRKİYE'Yİ SATIŞ VE SERVİS MERKEZİ YAPMAK İSTİYORUZ’

İş ve inşaat makineleri sektöründe dünya devleri arasında yer alan Putzmeister’ın 2021 sonunda Türkiye’ye yatırımları 50 milyon euroyu bulacak. Putzmeister CEO’su Ali Bilgiç, “İMDER sektör buluşmaları”nda Putzmeister’ın pandemiyi nasıl atlattığını ve hedeflerini anlattı, karşılaştıkları sorunları ve çözüm önerilerini paylaştı:

2021’i 130 milyon EURO ciro ile kapatacağız

“Putzmeister 1958’de Almanya’da Karl Schlecht tarafından kuruldu. Türkiye operasyonu 2006’da başladı. 2012 yılında da Çin’deki en büyük inşaat makineleri üreticisi Sany tarafından satın alındı. Sany’nin Çin’de 24 milyar euroluk cirosu var. Bunun 17 milyar eurosu Çin pazarı, kalanı ihracat. 100 binden fazla ekskavatör üretip sattılar. 75 bini Çin pazarına. Alman titizliği ile devam eden üretimimizle 2021’i 130 milyon Euro ciro ile kapatacağız. Bu yılı 300 pompa satışıyla bitireceğiz. Yoğun talep nedeniyle daha çok satış olabilirdi ama tedarik sorunları nedeniyle üretimi artıramadık. Çin satın aldıktan sonra ‘Çin malı’ yaklaşımı ile de mücadele etmemiz gerekti. Bu noktada burada fabrika kurulu olması önemli referans oldu. En pahalı ve en iyi marka, ikinci el değeri olan bir marka Putzmeister. Üretimin yüzde 50’den fazlasını ihraç ediyoruz. Buna paralel olarak da tedarikçilerimizin 50 milyon euroyu bulan ihracatı var. İç pazar payımız yüzde 50. Türkiye’de yılda ortalama 400, dünyada 3 bin 500 adet beton pompası satışı var. Pandemi döneminde yaşanan durgunlukla satış yüzde 95 düştü. İhracat ile satışı yakaladık. Pazarımızın yüzde 80’i Türkiye, yüzde 20’si Irak, Türki Cumhuriyetler. Avrupa dışında Japonya, ABD ve Avustralya’ya da satışımız var. Gelecek yılı 150 milyon euro ile tamamlamayı hedefledik. Şirket olarak ihracatımız ithalatımızı ikiye katlıyor. 24 milyon euroluk ithalat yaptık, 48 milyon euroluk satış yaptık geçen yıl. Sany satın aldıktan sonra ekskavatör pazarına da girdik. 50 tona kadar ekskavatör getirdik. 250-300 arasında satış olan pazarda yüzde 6 pay ile ilk yıl için iyi bir başarı yakaladık. Ekskavatör dışında yol ve inşaat makenileri de getireceğiz gelecek yıl. 2020’de pandemiye rağmen yüzde 70 üretim artışı yakaladık, çalışanlarımızın da özverisi sayesinde. Artışın devam edeceğini öngörüyoruz, iki bina daha yapacağız. 2022 için 5 milyon eurodan fazla yatırım planımız var. Ar-Ge merkezi için başvurduk. Ar-Ge personeli ve bilişim elemanı yetiştirmek istiyoruz. Orta vadede 30-40 mühendis ile ekip kurmak istiyoruz. 2022’de Putzmeister sıfır emisyonlu elektrikli pompa üretecek. Fiyatı daha pahalı olacak. Sessiz çalışması nedeniyle şehir merkezlerindeki sıkıntıları azaltacağı için talep olacağını düşünüyoruz.”

Yatırımların yüzde 80'ini Türkiye'de gerçekleştirdik

Putzmeister CEO’su Ali Bilgiç, “Türkiye’yi satış ve servis merkezi yapmak istiyoruz” dedi, “Bunun için yatırımlarımızın yüzde 80’ini Türkiye’de gerçekleştirdik” diye ekledi.

En büyük sorun nitelikli eleman bulmak

Bilgiç, 600 çalışanları olduğunu belirtirken “Bu sayıyı 750’ye çıkarmak istiyoruz. En büyük sorunumuz ise nitelikli eleman bulmak. Ücret politikamız piyasanın yüzde 10-20 üzerinde ancak nitelikli eleman bulmakta sıkıntı çekiyoruz. Yeni insan yetişmiyor” diye konuştu.

Devletten çok beklentimiz yok

Devletten çok beklentileri olmadığını belirten Ali Bilgiç, şu tespitleri yaptı:

“Pandemi döneminde Türkiye’nin öne çıkan avantajları organize sanayi bölgesinde görülebilir. Tüm fabrikalar talep yoğunluğu nedeniyle büyümeye gidiyor. Aslında devletten çok beklentimiz yok.

Teknisyen bulmak çok zor. Yeni işe başlayan teknisyenleri 2-4 ay eğitip üretime almak zorunda kalıyoruz.

Daha donanımlı mühendislere ihtiyacımız var. 15 yıl önce gelen mühendislerin daha kalifiye olduğunu söylemek zorundayım.

Tüm birimlere kalifiye eleman bulmak kolay değil.

Eğitimde İngilizce çok çok önemli. Hangi branş olursa olsun eğitim sistemi buna cevap vermeli.

KDV alacağı ve vergi sistemleri çok yavaş ilerliyor. Leasing satışlarında KDV yüzde 1 ama biz üretim süreçlerinde yüzde 18 KDV ödüyoruz. KDV iadesi en az 6 ay sürüyor. Bu çok ciddi bir sorun.

Türkiye’de ihracatçı değil, ithalatçı destekleniyor.

Kurumlar vergisi yüzde 25 ama döviz kurlarındaki dalgalanmalardan ve alacaklardan bu maliyet daha yukarı çıkıyor.

Kurlar mutlaka stabil olmalı. Kur artışı zarar ettiriyor. Tedarikçilerden alımı euro ile yapıyoruz. Euro yükseldiğinde zarar ediyoruz. Örneğin beton pompalarını monte ettiğimiz kamyonlar… Diyelim 100 bin euro kamyon. O günkü kur ile 900 bin lira olduğunu varsayalım. Pompayı monte ettikten sonra fabrika fiyatına müşterimize vermek zorundayız ama kur yükseldiği için kamyonun fiyatı 1 milyon liraya çıkıyor. Devlet ‘100 bin lira kâr ettin’ diyerek 25 bin lirasını vergi olarak istiyor. Oysa biz onu euro ödeyerek satın alıyoruz ve bu bizim için zarar oluşturuyor. Gelir TL maliyet euro olduğunda kur artışı ihracata katkı sağlamıyor. En güzel kur, sabit kur…”

İngilizce bilen teknik servis elemanına 15-20 bin lira maaş vermeye hazırız

Putzmeister CEO’su Ali Bilgiç, işsizliğin yaygın olduğu Türkiye için çok önemli bir çağrı da yaptı: “Dünyadaki operasyonlarımıza gönderebileceğimiz teknik elemanlara İngilizce bilmek şartıyla 15-20 bin lira aralığında maaş vermeye hazırız.”

Kimse kaynakçı olmak istemiyor

Meslek liseleri ile iyi ilişkiler kurduklarını ve çıraklık merkezi açtıklarını anlatan Ali Bilgiç, insan kaynağına çok önem verdiklerini söyledi: “Her yıl 20 çırak alıyoruz ve 4 yıl eğitiyoruz. 800 liradan 2000 liraya kadar da harçlık veriyoruz. 3. ve 4. sınıfta öğrencilerimizi istihdam garantisi ile işe alıyoruz. Ancak bu kaynak gittikçe azalıyor. Kimse kaynakçı ve elektrikçi olmak istemiyor. Ülkemizde en büyük sorun nitelikli eleman sorunu. Bu soruna bir an önce el atmalı ve çözmeliyiz.”

BİR BETON POMPASININ 13 BİN PARÇASI VAR

Putzmeister Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Akın Uysal, fabrika gezisi sırasında şu bilgileri paylaştı:

Büyük ölçekli kaynakların yüzde 80’ini robotlarla yapıyoruz.

İlk kuruluşta Almanya’dan kopyaladığımız tasarımları uyguluyorduk. 3 yıldır kendi tasarımlarımızı ihraç etmeye başladık.

Yeni montaj hattımızı tamamladık. 4 hafta olan ürün teslim süremizi 2 haftaya indireceğiz.

Tedarikte en zorlandığımız parçalar elektronik ve hidrolik olanlar. 3-4 aylık bekleme süreleri 12 aya kadar çıktı.

Beton pompası 13 bin parçadan oluşuyor. 1.500 parçayı kaynak yapıyoruz.

800 euro olan çelik 1650 euroya yükseldi. Artan maliyeti satışa yansıtmamaya çalışıyoruz.

SANAYİDEN NOTLAR

İMDER yönetiminin NeSS İletişim ile organize ettiği Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’ne iki günlük gezinin ardından bir kez daha gördük ki Türkiye’de sanayiciler şartlar ne olursa olsun mucizeler yaratabiliyor.

Elkon Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Alpagut, sadece ihracata yönelik çalıştıklarını, dünya pazarlarında pandemi döneminde büyümeyi nasıl başardıklarını anlattı. Besteleri, söz yazarlığı ve şarkılarıyla birlikte sanatçı kimliğiyle de öne çıkan Alpagut, sektörün aranan duayen isimlerinden.

Putzmeister CEO’su Ali Bilgiç ise pandemi döneminde iç pazardaki daralmayı dış pazarlarda yakaladıkları artışla çözmüş. Tüm alçakgönüllüğüyle “Mucizeyi biz değil, bu dalgalı kur piyasasında bizden ürün alan ve işlerini yürüten müşterilerimiz başarıyor” diyor.

Sanayicinin tek beklentisi; iktidarın kolaylaştırıcı ve hızlı olması. Özellikle vergi iadelerini zamanında ödemesi.

PANDEMİDE KALİTE KAZANDI, TÜRKİYE KAZANDI

6 kıta ve 130 ülkede faaliyet gösteren, dünyada 4 bin beton santrali kurarak sektör devi olan yerli firma Elkon, pandemi döneminde yatırımlarını ara vermeden devam etti. Çengelköy’deki tesisinde 6’ncı fabrikanın hazırlığını sürdüren Elkon Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Alpagut, “İMDER sektör buluşmaları”nda deneyimlerini ve beklentilerini paylaştı:

Elkon Beton Santralleri - Beton Parke Makineleri: Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Alpagut

Pandemide zor pazarlara ulaştık

“Pandemide kalite kazandı, Türkiye kazandı. Elkon olarak pandemi döneminde bir fabrika daha kurarak 65 bin metrekare olan üretim tesisimizi 85 bin metrekareye çıkardık. Pandemi sürecinde ihracatımızı artırarak en zor pazarlara ulaştık. Sektörün en zor pazarı olan Japonya’da bile operasyonlarımız var. Orta Avrupa’da yoktuk, pandemide oraya da satış yaptık. Önümüzdeki yıl 50 milyon euro ihracat hedefimiz var. Sektör ve Elkon olarak kapasitemiz ve gücümüz giderek artıyor. Talep çok yüksek ve vardiyalı çalışarak teslimatlarımızı yapıyoruz. 400’e yakın çalışanımız var ancak nitelikli eleman sayımızı artırmamız gerekiyor. Bunun için ücret politikamızı revize ettik ve nitelikli elemanlarımıza yüksek ücretler ödüyoruz.”

Esas mesele kalite

Tamamen ihracat odaklı çalışan Elkon’un, Avrupa’nın en büyük beton santrali üreticisi olduğunu anlatan Alpagut, üretimde esas meselenin kalite olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Kalite, performans, ihtiyaca uygun özellik ve dayanıklılık belirleyici unsurlar. Yurt dışında Avrupalı rakiplerimizin hepsinden ucuz kalıyoruz. Ürünlerimizin pahalı kaldığı ülkelerde ise kalitemizle fark yaratıyoruz. Makinelerimizden memnun kalan müşterilerimiz temsilcilik istemeye başladılar. 15 ülkede temsilciliklerimiz var.”

Ortak ve acil sorun: Kalifiye eleman

Elkon Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Alpagut, sanayicilerin ortak sorunu haline gelen kalifiye eleman konusunda da sorun yaşadıklarını anlattı: “İnsan kaynakları sorunumuz var. İnsanımız yeterli eğitim ve beceriye sahip değil. Bu konu acil olarak ülke politikası haline gelmeli, nitelikli iş gücü yetiştirme odaklı olmalı mesleki eğitim.”

Sipariş artışı ve uluslararası piyasalarda yaşanan tedarik sorunları nedeniyle 4-8 hafta olan makine teslim sürelerinin 30 haftaya kadar çıktığını belirten Mustafa Alpagut, talebin yüzde 50 arttığını söyledi. Alpagut, bu yıl 250 beton santrali tesisi üretimine ulaşacaklarını ve 50 milyon euro ciro beklediklerini de paylaştı.

Sektörde uluslararası bir oyuncu olan Elkon’un başarı sloganını paylaşan Alpagut, “Şirket uluslararası yapılanmalı yani işler uluslararası standartta olmalı” dedi. Alman ve İsviçre firmalarından ortaklık teklifi geldiğini ama reddettiklerini anlatan Alpagut, 6’ncı fabrikayı tamamladıktan sonra ortaklık düşünebileceklerini belirtti. Bunun için teknoloji öncülüğü ve dünyaya dağılım kolaylığı sağlayabilecek bir ortak olması gerektiğini vurguladı.

'REKABET KURUMU SEKTÖR VERİLERİNİ PAYLAŞMAYI YASAKLADI; SANAYİCİMİZ ÖNÜNÜ GÖREMİYOR, PLANLAMA YAPAMIYOR'

İMDER Genel Sekreteri Oğuz Yusuf Yiğit, Çerkezköy OSB ziyaretinde sektörle ilgili bilgiler paylaşırken Rekabet Kurumu tarafından sektör verilerinin paylaşılmasına getirilen yasaklamanın sektöre zarar verdiğini anlattı.

Diğer sektörler ve tüm dünya veri paylaşıyor

İMDER’in sektörün yüzde 95’in fazlasını temsil ettiğini hatırlatan Yiğit, sektör pazar verilerine Rekabet Kurumu tarafından paylaşım yasağı getirilmesini anlayamadıklarını söyledi. Otomotiv başta diğer tüm sanayi sektörlerinin verileri paylaştığını hatırlatan Yiğit, tüm dünyada bu konuda bir engelleme olmadığını, bu konunun rekabet sorunu yaratmadığını vurgularken gerekçelerini şöyle sıraladı:

İhracatçıların pazar bilgisi olması gerekir. İMDER 2020’ye kadar pazarın trendlerini takip eder raporlar hazırlardı. Rekabet Kurumu bu raporlamayı durdurdu. Derneğin pazar payı yüzde 95, üyelerimiz arasında büyük dünya şirketleri var. 1.5 yıldır verilerimizi paylaşamıyoruz. Sektörün dünya verilerini biliyoruz bir tek Türkiye iç pazarı verilerini açıklayamıyoruz.
Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen bir firma pazarın ne durumda olduğunu bilemiyor. Bu da yatırımı zorlaştırıyor.

Türkiye’deki firmalar da pazarın gidişini net göremedikleri için gelecek planlaması yapamaz hale geldi.

Satış sonrası servis hizmetlerini organize etmek için de bu veriler çok önemli.

Nereye yatırım yapmalı, nerede potansiyel var ya da var olan potansiyel nerede yükseliyor bilemiyoruz. Kısaca üretim planlaması da yapılamaz hale geldi.

Sadece sektöre değil Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Yatırım Ofisi’ne, Sanayi Bakanlığı’na, üniversitelere de sektörel verilerimizi artık yollayamıyoruz.

Rekabet Kurumu’na bu karar için iptal davası açtıklarını söyleyen İMDER Genel Sekreteri Oğuz Yusuf Yiğit, hukuki sürecin devam ettiğini belirtti. Yiğit, bu süreç ilerlerken 4 ay kadar önce Rekabet Kurumu’na bir başvuru daha yaptıklarını ancak bir cevap alamadıklarını da söyledi.

131.000 çalışan

• Sektörde 131 bin çalışan var, 16 bini kadın. Makineleri kullanan operatörlerle bu sayı 231 bine çıkıyor. Sektör ortalama 1 milyon kişilik bir aile.

100.000 operatör

6 milyar $ üretim hacmi

• Üretim hacmi 6 milyar dolara ulaşıyor. Sektörün ihracat hedefi ise 4 milyar dolar.

% 45 ihraç

• Üretimin yüzde 45’i ihraç ediliyor.

1.47 milyar dolar ihracat

• Sektörün 2019’da 1 milyar 473 milyon dolarlık ihracata karşın 675 milyon dolarlık ithalat ile ihracat fazlası var.

% 55 yerli üretim

Yerli girdi oranı yüzde 55 ancak bazı alanlarda yüzde 75’e kadar çıkabiliyor.

200 İmalatçı

• 200 imalatçı, 220 yan sanayi kuruluşu, 200 ticaret ve 650 de firma
faaliyette.