TÜSİAD uyardı BU BÖYLE GİTMEZ

Koç Üniversitesi ve TÜSİAD ortaklığı ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) tarafından her yıl düzenlenen “2023 Yılında Türkiye Ekonomisi” semineri gerçekleştirildi.

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, refah ve istihdam yaratmakta zorlanan bir ekonomi modeli, düşük teknoloji ürünlere sıkışmış, katma değeri düşük, ithalata bağımlılığı yüksek, kalite ve itibar sorunu yaşayan kurumlar, ülkemizin rekabet gücünü destekleyemez" dedi.

Turan, seçimlerin önemli olduğuna dikkat çekerek "Türkiye ekonomisi için 2023 yılına iki alt dönemde bakmanın bir nedeni de seçimler. Seçim sonuçları ne olursa olsun, seçim öncesiyle sonrası arasındaki ekonomik koşullar ve politikalarda farklılaşma olası görülüyor" değerlendirmesini yaptı.

YAPISAL REFORMLAR

Turan, "Seçimler öncesinde Türkiye ekonomisinde iç talebe bağlı büyüme sürecinin desteklendiği bir süreç yaşayacağız. Yılın ikinci yarısında ise küresel ekonomide nispi olumlu gelişme, Türkiye ekonomisinde makroekonomik istikrarı ve yapısal reformları önceleyen politikaların uygulanması açısından nispeten olumlu bir ortam yaratacak" diye konuştu.

Orhan Turan, yapısal reformlar vurgusu yaparak "Çok konuştuğumuz ama şimdiye kadar ertelediğimiz yapısal reformları bir an önce tamamlamamız gerekiyor. Bu reformlar, istikrarsızlığın adeta yeni normal haline geldiği küresel düzeyde hem rekabetçiliğimizi korumak açısından hem de özlemini çektiğimiz refah seviyesine ikinci yüzyılda ulaşmak açısından çok önemli" ifadelerini kullandı.

ENFLASYON İLE MÜCADELE POLİTİKASI GEREK

Turan, enflasyonun baz etkisiyle düşüşünün bir fırsat olduğunu belirtti. Turan, "Enflasyonu düşürmede makroekonomik tedbirlerin para politikasının ikamesi olamayacağı noktasından hareketle, para politikasını enflasyonla mücadele çerçevesinde formüle etmek, maliye politikasını enflasyonla mücadeleyi destekleyici maiyette kurgulamak gerekiyor" dedi.

Orhan Turan, "Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, refah ve istihdam yaratmakta zorlanan bir ekonomi modeli, düşük teknoloji ürünlere sıkışmış, katma değeri düşük, ithalata bağımlılığı yüksek, kalite ve itibar sorunu yaşayan kurumlar, ülkemizin rekabet gücünü destekleyemez" dedi.

YEŞİL EKONOMİ ÖNCELİKLİ OLMALI

Turan, yeşil ekonomi vurgusu yaparak, şu ifadeleri kullandı:

"Uyum sağlamamız gereken alanların başında iklim değişimiyle mücadele geliyor. Karbon hedefi doğrultusunda bir dizi adım atmak, döngüsel ekonomi ve yeşil üretim tekniklerinden daha fazla yararlanmak, fosil enerji kaynaklarından yeşil enerji kaynaklarına geçişi hızlandırmak ve enerji tasarrufu ile enerji verimliliğini artırmak, önümüzdeki dönemin ekonomi politikası önceliği arasında yer almalı"