Önce farklı tarihlerde yapılmış üç konuşmadan kısa alıntılar.
“10 yıllık iktidar dönemimizde bizimle şu ya da bu şekilde bi-zimle paydaş olanlar, gelecek 10 yılda bizimle paydaş olmaya-caklar. Onlar da şu ya da bu şekilde her ne kadar bizi hazme-demeseler de; diyelim ki liberal kesimler, şu ya da bu şekilde bu süreçte bir şekilde paydaş oldular ancak gelecek inşa dönemi-dir. İnşa dönemi onların arzu ettiği gibi olmayacak. … AKP ik-tidarının 10 yılda çok şey yaptığını ancak yaptıkları bu devletin kurumsal hafızasına yazılmazsa bertaraf edilmesinin çok kolay olacağını Devletin kurumsal hafızasına düşülecek notlar açısın-dan AK Parti daha çok daha uzun süre iktidarda olmak duru-mundadır.”
1 Nisan 2013 Konuşan dönemin AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu.
● ● ●
“Biz yüzde 50 oy alıyoruz. Fakat geriye kalan yüzde 50'de bir nefret söylemine dönüşüyor. Eskiden sokağa çıkardık taraftarı-mız bizi çok severdi. Karşıdaki muhalifler de saygı duyardı. Şimdi bir nefretle bakış seziyorum. Kemikleşme, kamplaşma var. Bu bizim yüzde 50 oyumuza engel olmaz. Ama Türkiye yönetile-bilir bir ülke olmaktan çıkabilir. Biz yumuşatmalıyız. Siyasette yumuşak dil çok önemlidir. Bağırarak, çağırarak, küçülterek onu güçsüz kılarak bir noktaya getirdiğiniz zaman misal doğru mudur bilmiyorum ama kediyi çok sıkıştırırsanız sonunda yüzü-nüzü cırmalar.”
7 Şubat 2015 Konuşan dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç.
● ● ●
“Yani biz bu kongredeki kadrolarla 2023 seçimlerine gideceğiz, bu kadrolarla Cumhuriyet’in 100’üncü yılını karşılayacağız ve ikinci büyük yürüyüşümüze başlayacağız. 19 yıl boyunca sağlık-ta, ulaşımda, bilişimde, eğitimde, özetle her alanda Türkiye’yi 2023’e hazırladık. Şimdi bize diyorlar ki “19 sene oldu, 20 sene oldu”… Biz de onlara diyoruz ki “Biz daha yeni başlıyoruz”… Bugüne kadar yaptığımız her şey aslında hazırlıktı. Hazırlıkla-rımızı tamamlamamız 19 yıl sürdü ve asıl şimdi başlıyoruz. 24 Mart yeni ve büyük bir yolculuğun başlangıcı.”
23 Mart 2021 Konuşan AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal.
İKTİDARI KAYBETME KORKUSU
Birinci ve üçüncü konuşma arasında yaklaşık 8 yıl geçmiş. Ve bu 8 yıl içinde Türkiye’nin geldiği yer de ortada. Göreli demok-ratik bir Türkiye’den otoriter sistemle yönetilen bir Türkiye’ye geldik.
Şimdi geriye bakılınca Babuşçu’nun söylediklerinin konumu gereği söylenmiş sözlerden çok daha anlamlı olduğunu artık bi-liyoruz.
Geçtiğimiz sekiz yıl içinde yaşadıklarımız bize, Ünal’ın söyle-diklerini, daha fazla ciddiye almamız gerektiğini söylüyor.
Bu sözler bir siyasi parti yetkilisinin siyasal hedeflerinden çok daha derin bir hedefin olduğunu söylüyor bize. Ünal’ın; “Bugü-ne kadar yaptığımız her şey aslında hazırlıktı. Hazırlıklarımızı tamamlamamız 19 yıl sürdü ve asıl şimdi başlıyoruz. 24 Mart yeni ve büyük bir yolculuğun başlangıcı.” sözleri bunun işareti.
Bu bakış açısı geride kalan 19 yıllık iktidar dönemini ülkeyi se-çimlerden kazanılan hakla yönetmekten çok, hep iktidar kal-mak için bir hazırlık olarak algılanması ve öyle ifade edilmesi hayli sorunludur. İçinde ciddi tehdit ve tehlikeler barındırmak-tadır.
7 Şubat 2015’de dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın sözü bu açıdan değerlidir. Söylendiği dönemde yüzde 50 olan siyasi iktidara mesafeli olanların oranı bugün, yüzde 50’nin üzerindedir.
Siyasi iktidar, seçim sistemi dahil pek çok araçla tekrar iktidar olma arzusu gerçekleşebilir ama bu hal sürdürülebilir olmaz. Çünkü Arınç’ın ifade ettiği gibi Türkiye o zaman; “… yöneti-lebilir bir ülke olmaktan çıkabilir.”
Görülen o ki, siyasi iktidar yeni dönemde sahip olduklarını kaybetmemek için sahip olduğu tüm araçları sonuna kadar kullanmak isteyecek.
Bize düşen ise demokratik muhalefeti güçlendirerek, ülkeyi bu gidişten kurtarma mücadelesinin parçası olmak yani siyasete sahip çıkmaktır.