Uzay görseli ve sonsuzluğuna emin olduğumuz tek şey!

Üniversite sınavına girdiğim yıllarda fizik hocam, çocuklar bilmediğiniz fizik sorusunu atmayın ortalama zaten çok düşük daha aşağı çekmeyin derdi. Bunun sebebi çok açıktı. Bazıları fiziği anladıklarını zannedip, cahilce soruları işaretliyorlardı. Bu insanlar yani özellikle bilimsel konuları anladıklarını zannedenleri hayatımın diğer dönemlerinde de çok gördüm. 
İnternet sitelerinin patladığı dönemlerde, bir müşterimin "şu internetten biraz anlasam, çok fena başarılı olacağım" dediğine denk gelmiştim. Gerçekten onca yıl interneti internet yapan kişileri aşıp, en büyük olacağına inanmıştı.


Bu insanların bir kısmı bir dönemde beni dürttüler. Biz senin yerinde olsak şöyle yaparız böyle yaparız diye. Allahtan benim yerimde değillerdi. Zira bu insanları ben işgalciler olarak tanımlıyorum. Hayatta hiçbir şey üretmez ama bütün enerjilerini üretenlerin elindekilere konsantre olmakla geçirirler. Devamlı bir yalan hali, öyle ki bir süre sonra kendi yalanlarında yaşamaya başlarlar. Ayn Rand’ın Atlasına vazgeçiren bu zatı muhteremlere (Atlas Vazgeçti kitabına gönderme) sorsanız interneti de fiziğinde dibini görürler, tabii bir anlasalar.


Son günlerde James Webb teleskobunun çektiği bir görüntü işte tam da bu kesimi harekete geçirdi. Bir kısmı görüntüyü yorumlamaya bir kısmı da üzerine hayaller kurmaya başladı. Görselin hangi bilimin konusu olduğu gibi çok basit bir soru sorsan ağzını açamayacak bu zerzevat görseli yorumlamaya ya da çeşitli metaforlar yüklemeye çalışıyor. 
Albert Einstein'ın bu konuda bir sözü var. Benim en sevdiğim Einstein sözü değil ama en hak verdiğim sözü. "Two things are infinite: the universe and human stupidity; and I am not sure about the universe." Yani iki şeyin sonsuz olduğuna inanıyorum. Evren ve insan aptallığı. Evrenden emin değilim.


İnsan aptallığından kasıt gücü nedeniyle siyasetin devamlı oyuncağı olmuş nükleer konusunda geçen hafta yazdıklarımla başlıyor, sosyal medyada bilmediği uzay görüntülerinin altına hikayeler yazanlarla devam ediyor. Buradaki aptallık konusunda kesinlikle Einstein ile hem fikiriz.
Gelelim uzay konusuna. Soruyorlar ne düşünüyorsun diye? Evrenin sonsuzluğuna ben de Einstein gibi temkinli yaklaşıyorum. Bırakın sonsuzluğunu, genişliği konusunda bile ciddi şüphelerim var. Soranlara, hatta uzay görselini iletenlere, Lao Tzu'nun erken karar verenler hakkındaki hikayesini anlatıyorum. Acele etmeyin. 

Wikipedia'nın acınası durumu


Wikipedia'nın içerik üretim yöntemlerinin yanlışlığını farklı ülkelerde farklı kurallar uyguladığını, bu nedenle de Türkçe içerik artmaz, moderatörler tarafından haşince silinirken bir Amerikalının eklediği içeriklerin silinmediğini gerek Twitter'da ana akışta, gerekse Jimmy Wales ile DM'de yaptığımız tartışmalarda ilettim. Ama kötü gidişe ne yazık ki; Wales de dahil kimse çözüm bulamadı. Hatta konu hakkında o dönemde bağlı olduğu Afrikalı yetkiliyle de moderatör seçimlerini uzun uzun konuştuk. 
İşin ilginç tarafı konu artık Reddit tarafından da konuşulmaya başlandı. Amerika'nın da gündemine girdi. Yaklaşık 20.000 Wikipedia başlığını aslında o dili bilmeyen kişilerin yazdığı ortaya çıktı. Aslında bu sadece buz dağının üstü. Altta çok ciddi problemler olduğu belli.
Meta bu konuya el atmış. Hazırladığı AI (yapay zeka) Wikipedia’daki girişleri teker teker kontrol ediyor altındaki citation (atıf adreslerini) kontrol ediyor.
Tabii işin içinde Meta olunca insanın aklına bunun bir arama motoru indeksi oluşturma çabası olup olmadığı geliyor. 
Meta benden bir arama motoru isteseydi ben de indekslemeye Wikipedia'dan başlardım. Hoş ben Wikipedia'da olsam bütün moderatörleri işten çıkarır içerik üretimi şeklini değiştirirdim. O da ayrı.  

Ya Alexa en sevdiğiniz insan gibi konuşursa


Amazon'un dil işleme teknikleri inanılmazdır. Yıllar önce bir uygulama geliştirirken harika sonuçlar almıştık. Üstelik Türkçe gibi kuş uçmaz kervan geçmez bir dil için bile harika sonuçlar veriyordu. 
Amazon'un dijital asistanı ve akıllı hoparlörü Alexa bu özelliklerini de kullanarak, konuşurken sevdiğiniz kişinin sesini taklit edecek. 
İşin teknik kısmı bir yana, etik ve psikolojik kısmı internette ciddi tartışmalara neden oldu. Malum ölen babaannenizin sesini duymak acaba insanın sevdiklerinden ayrılamamasına sebep olur muydu? Ya da bu sesin renginin sizin istemediğiniz bir kampanyada kullanılması, davranışınızı değiştirmenize sebep olur muydu? 
Ezcümle post-truth çağında deep fake eğlenceli bir ürün mü olacak yoksa bir türlü alışamadığımız bir manipülasyon aracı mı?

Kullanıcılar kişisel verilerini koruyan markaları tercih ediyor
 


Yapılan araştırmalara göre günümüzde marka itibarını sağlamlaştırmak kullanıcıların kişisel verilerini korumaktan geçiyor. Öyle ki kullanıcıların %73’ü kişisel veri güvenliğinin markanın hırsları için ihlal edileceğini düşünüyor. 
Küresel çapta ses getiren ve etkileri halen devam eden Cambridge Analytica skandalı birçok şeyi değiştirmeye devam ediyor. Özellikle skandal sonrası kişisel verilerin korunmasına gösterilen önem, kullanıcıların marka tercihlerine de yön vermeye başladı. Morning Consult’un 2022 Güven Araştırması’na göre kullanıcıların %94,1’lik ezici çoğunluğu, kişisel verilerinin izinsiz paylaşılması durumunda markayı kullanmayı bırakacağını belirtiyor. Verilerin bilinçli ve yasal bir şekilde kullanılmasının kullanıcı güvenini kazanarak marka itibarını sağlamlaştıran bir unsur olarak öne çıktığını vurgulayan uzmanlar, kullanıcı ve marka arasındaki güven ilişkisinin veri güvenliğiyle sağlandığının altını çiziyor.
 
Bilinçli Kullanıcılar Bilinçli Markaları Tercih Ediyor

 Kişisel verilerin korunması yasal çerçevede belirtilse de gizlilik politikalarındaki açıklar istenmeyen sonuçlara yol açabiliyor. Gizlilik politikaları düzgün işlese bile kimi zaman da hackerlerin saldırıları ciddi tehdit yaratabiliyor. Gizlilik politikası güncel, şeffaf olan ve siber suçluların saldırılarına karşı güvenlik önlemleri alan markaların kullanıcılar tarafından ilgi gördüğüne dikkat çeken uzmanlara göre markalar, verinin büyüklüğüne ya da çalışılan kişilerin önemine bakmaksızın kişisel verileri koruma konusunda düzenli çaba göstererek kullanıcı güvenini kazanabiliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Atıf Ünaldı Arşivi