Varlığım nostaljik zamanlara armağan olsun!

Son Güncellenme Tarihi: Mart 21, 2021 / 17:19

Siz de şu sıralar sık sık eski fotoğraflarınıza mı bakıyorsunuz? Yoksa çocukluğunuzu, İstanbul’un köhne tren ve vapurlarını mı özlüyorsunuz? Demode dizileri, unutulmaya yüz tutmuş klipleri Youtube’da yeniden “keşfetmek” ruhunuza iyi mi geliyor? Korkmayın, “dinozor” falan değilsiniz! Covid-19’la birlikte tüm dünya huzuru ve mutluluğu “nostalji”de ararken bit pazarına nur yağıyor!..

Çocukluğumuz ne güzeldi, değil mi? Hani bir bahar sabahı Bakırköy’den trenle Sirkeci’ye gider, oradan Boğaz vapuruyla soluğu Anadolu Kavağı’nda alırdık. İstanbul’un hâlâ yeşil kalmış tepeleri arasında süzülürken Kanlıca yoğurdu mu yesek, simit mi?.. Hep kararsız kalırdık.


TRT’nin gündüz maçlarını “dönüşümlü” yayınladığı, her pazar mutlaka “Bizimkiler” izlenen zamanlardı ve tek iletişim aracı olan “çevirmeli telefon” çaldığında evi ufak da olsa bir telaş kaplardı! Acaba arayan sevdiğimiz biri miydi, yoksa yine “yanlış numara” mı?!..

Peki hafızamız bizi yanıltıyor olabilir mi? Öyle ya, bırakın interneti, henüz cep telefonumuzun olmadığı zamanları hasretle yâd etmek düpedüz “nankörlük” değil mi? Hem artık 4G hızı, Whatsapp ve Instagram bile bazen yetmezken kim özler ki sevgiliye mektup yazıp, iş ortağından faks beklemeyi?

 İçimizdeki “dinozor” olabilir mi?

BİR GENÇLİK AKIMI: “DOLAYLI NOSTALJİ”

Hafta içi The Independent gazetesi için bir makale kaleme alan Isabelle Aron, bu soruya net bir “hayır” yanıtı veriyordu! “Pandemi ve nostalji” başlıklı yazısında Aron, “kapanma”lar nedeniyle insanların nasıl ve neden geçmişe merak sardıklarını anlatıyordu.


23 yaşındaki Hannah Yates örneğin, aile albümlerini düzenlemeye kafayı takmıştı. Böylece hem evdeki boş zamanını değerlendiriyor hem de “eski yaşam”ın tadına varıyordu. Bir taraftan da örgü gibi “demode” bir hobiye yönelmiş, 2000’lerin “Gilmore Girls” dizisini “yeniden” izlemeye başlamıştı!


Yine 23 yaşındaki Georgie Rowe da izolasyon sırasında yeni insanlar tanımak için mektup arkadaşlığını seçmişti. Penpalooza adlı siteye üye olan Rowe, bu sayede İngiltere ve ABD’den tam dört mektup arkadaşı edinmişti. Ve Whatsapp’ın aksine, kâğıda döktüğü düşüncelerinin zarfa konup bir başkasının eline ulaşması onun için çok özel bir histi.


İki genç de aslında daha önce hiç içinde bulunmadıkları bir geçmişi “özlüyorlardı” ki bunun adı “dolaylı nostalji”ydi.

SIĞINILACAK GÜVENLİ BİR LİMAN…

Central Lancashire Üniversitesi’nden Profesör Sean Gammon’e göre gençlerdeki bu eğilimin arkasında teknolojiden yorgun düşmeleri ve “daha sade” zamanları düşlemeleri vardı.


Ama konu sadece gençler değildi ki… Spotify’daki “nostaljik şarkı” listelerinin geçen yıl yüzde 54 arttığını yine Aron’un makalesinden öğreniyorduk. Ipsos MORI’nin yaptığı anket ise İngiltere’de 80’li yılların TV dizilerine olan ilginin bir önceki seneye göre yaklaşık yüzde 30 arttığını söylüyordu. Dahası, her yüz kişiden 64’ü, daha önce izlediği bir diziye yeniden başlamıştı. Yıllar sonra “The O.C.”yi izleyen 32 yaşındaki Simon Wellbelove, gençken beğendiği senaryoyu şimdi yetişkin olarak “korkunç” bulduğunu söylüyordu! Prof. Gammon, bu durumu nostaljinin “acı-tatlı bir duygu” olmasına bağlıyordu. Öyle ki geçmişi bir daha yaşayamayacak olmamız bizi üzerken, diğer taraftan güzel anları anımsamak ruhumuza iyi geliyordu. Zira “Nostaljideki amaç o dönem ne yaptığımızı değil, ne hissettiğimizi hatırlamak”tı.

Bu yönüyle nostalji, salgın gibi korkunç bir zamanda sığınılacak en güzel limandı.

‘ROCK PAZARI’NA NUR YAĞDI!

Fotoğraf albümü satışlarının yüzde 63 arttığı İngiltere bir yana, nostaljiye yönelik ilginin boyutunu gündelik hayatımızda da hissediyorduk. Instagram’da “Throwback Thursday” (TBT) temalı perşembe paylaşımları son yıllarda hayatımızın olmazsa olmazıydı. “Retro ürün” çeşitleri büyük rağbet görüyor, tost makinesinden buzdolabına her alanda eski tasarımların izine rastlanıyordu. Müzikseverler plaktan sonra kasetleri de moda haline getiriyor, sanatçılar peş peşe “cover” albümler yayınlıyordu. Alman punk grubu Die Toten Hosen, “Mersey Beat!” ile 60’ların Liverpool’unu ve The Beatles zamanlarını selamlarken Saxon’un 44. yılında çıkardığı “Inspirations”, “Paint It Black” ve “Speed King”lerden geçilmiyordu! Charlie Benante ise karantinada depresyona girdiğini, sonra uzaktaki müzisyen dostlarıyla “online” bir albüm kaydettiğini ve klasik şarkıları tekrar yorumladıklarını duyuruyordu.

Covid, “rock pazarı”na da nur yağdırmıştı!

NOSTALJİNİN FAZLASI DA ZARAR!..

Peki bu kadar geçmişe odaklanmak iyi mi?.. New York Le Moyne College’den psikoloji profesörü Kyrstine Batcho, dozunda nostaljinin insana iyimserlik ve umut aşılayacağını, böylece pandemi gibi zor zamanlarda benlik kaygılarımızı aşmamıza yardımcı olacağını söylüyor. Ama fazla nostaljinin de bizi günümüzden ve gerçeklerden soyutlayacağını ekliyor.


Aynı hafta Türkiye, küçücük çocuklara dayatılan 1930 model “Andımız”ı yeniden ve yeniden tartışmaya başlıyor. Ülkenin en çok oy alan üçüncü partisi, sayısı unutulmuş “kapatma” davalarının bir yenisine konu oluyor. Milletvekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu, TBMM’de yer yatağı kurmuş, başına gelecekleri bekliyor. Ve 73 yaşındaki Devlet Bahçeli 9. kez kongre “kazanıp” parti başkanlığında 24. yılına giriyor.


Aradan geçen neredeyse çeyrek asırda vapurlar yenilenmiş, banliyö treninin yerine gıcır gıcır Marmaray işliyor. Ama “nostalji”nin bu kadar içinde yaşayınca insanın ne Anadolu Kavağı’na gidesi ne de Kanlıca yoğurdu yiyesi geliyor.   

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top