Hüseyin Tapınç

Hüseyin Tapınç

VERİLER

1926 yılında kurulan Türkiye İstatistik Kurumu, ülkemizin en yerleşik, en köklü kurumlarından birisi. Bugün bu kurum ekonomi, demografi, eğitim, adalet, teknoloji, kültür, sosyal yapı gibi alanlarda Türkiye’nin fotoğrafını çeken ve geleceğini öngören çalışmalar gerçekleştiriyor. TÜİK, ülkemizdeki en önemli bilgi üretim kuruluşlarından bir tanesi.
Kuşkusuz ki, son dönemlerde kurumun yönetim yapısında meydana gelen hızlı ve sürekli değişimler, özellikle ekonomi alanında üretilen bilgilerin kamuoyunda çok tartışılması, alternatif bilgi üretim merkezlerinin ortaya çıkması, bazı konularda (ölüm istatistikleri gibi) verilerin açıklanmasının ötelenmesi, kurumun itibarı üzerinde negatif etkilere sahip oldu.
TÜİK, Türkiye üzerine oldukça çok geniş bir alanda veri üretse de bu veri setinden özellikle enflasyon, işsizlik ve bir ölçüde de büyüme gibi rakamların kamuoyunun ilgi alanına girdiğini belirtmek gerekiyor. Diğer veriler daha çok uzmanların ilgi alanında.
Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, metropol illerinde yaşayan yetişkin seçmenlerin yüzde 37’si TÜİK tarafından paylaşılan enflasyon, büyüme, işsizlik gibi verileri takip etmezken ve bu verilerle ilgilenmezken, seçmenlerin yüzde 47’si ise bu verileri takip etmekte, ancak verilerin doğruluğuna inanmamaktadır. Seçmen kitlesinin sadece yüzde 16’sı verilerin doğruluğuna inanmaktadır (1). TÜİK, verilerini güvenilir bulan kamuoyu kesimi özellikle 45 – 65 yaş ve orta alt – alt sosyo ekonomik grup mensubu seçmenlerdir.
TÜİK, geçtiğimiz günlerde düzenli olarak yayınladığı verilerde yıllık tüketici enflasyonunu (TÜFE) yüzde 19.25, ikinci çeyrek sonunda işsizlik oranını yüzde 12.4 ve ikinci çeyrek büyüme oranını da baz etkisi ile birlikte yüzde 21.7 olarak açıkladı.
Büyüme oranı ile ilgili veriyi bir yana bırakacak olursak, toplum bugün enflasyon ve işsizlik gibi iki önemli alanda ne düşünüyor, beklentileri neler?
Hayat pahalılığı tüketicilerin korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Bugün metropol illerinde yaşayan tüketicilerin yaklaşık üçte ikisi, önümüzdeki on iki ay içinde enflasyonun artmaya devam edeceğine inanıyor. Bu oran, 2018 Ağustos’undan bu yana ölçtüğümüz en yüksek oran, benzer bir orana pandemi döneminin başlangıcı olan Nisan 2020’de rastlamıştık (2). Enflasyon endişesi metropollü seçmenlerin ya da genelleyecek olursak aslında tüm seçmen kitlesinin geleceğe yönelik en önemli endişe kaynaklarından biri.
İşsizlik de seçmenlerin bir diğer temel endişe kaynağı. Bugün üç büyük şehirde yaşayan yetişkin nüfusun dörtte üçü kendisinin ya da ailesinden birinin işini kaybedebileceğine dair bir endişe içinde ve metropollü seçmenlere göre işsizlik enflasyon ile birlikte ülkemizin en önemli sorunlarının başında geliyor.
Her ne kadar pandemi, orman yangınları, seller gibi farklı konular kamuoyu gündemine dönem dönem damga vursa da hayat pahalılığı ve işsizlik konuları gündemin baş sırasında kalmaya ve siyasi düşüncelerimizi ve tercihlerimizi derinden etkilemeye devam ediyor, üstelik artan bir şiddette.
(1) Sia Insight (Kasım 2020) Ekonomik Gündem Araştırması, üç büyük il 18-65 yaş grubu temsili 502 tüketici ile CATI bilgi toplama yöntemi kullanarak görüşme.
(2) Sia Insight (Ağsutos 2021) Ekonomik Gündem Araştırması, üç büyük il 18-65 yaş grubu temsili 411 tüketici ile CATI bilgi toplama yöntemi kullanarak görüşme.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hüseyin Tapınç Arşivi

Ayna

21 Mart 2024 Perşembe 07:00