“Verimsizlik ile mücadeleye ne kadar hazırız?”

Son Güncellenme Tarihi: Haziran 21, 2021 / 11:48

Geçen Perşembe İzmir’de Verimder, yani Enerji Verimliliği Derneği’nin toplantısına Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ ve sektör yöneticilerinden Çağdaş Korkmaz ile katıldım.
Konuşmamda şu konulara dokundum: Türkiye’nin yılda ortalama 50 milyar dolar enerji ithalatı var. Enerjinin yüzde 40-44 oranında binalarda tüketildiğini biliyoruz. Binalarda tüketilen enerjinin yüzde 80’i ısıtma ve soğutmaya gidiyor.
Buradan hareketle binalarda ısıtma ve soğutmaya 50 milyar dolarlık enerji ithalatının 17.5 milyar doları harcanıyor desek yanlış olmaz. Buraya kadar bir sıkıntı yok. Ancak 22 milyon civarındaki hanenin yüzde
85 ‘inde enerji verimli kullanılmıyor. İşte burası sıkıntı. Özetle, ihracat ve turizm ile zar zor kazandığımız dövizleri boş yere harcıyoruz.
Çağdaş Bey şu eklemeyi de yaptı: “Binaların iç yüzeyi ve atmosferi arasındaki fark 3 dereceden fazla ise verimsizlik başlıyor anlamına geliyor. Bir başka bilgi de şu: Binaları soğutmak için kullanılan enerji ısıtmak için kullanılanın iki katı. Buradan hareketle ister doğalgaz veya fosil yakıtlar olsun, ister yenilenebilir enerji, hepsini verimsiz kullanıyoruz. Avrupa Ülkeleri ‘sıfır enerjili’ binalar ortaya koyarken, biz hala binalarda ısı yalıtımın önemini anlatmaya çalışıyoruz.”
“Verimliliğin maliyeti göreceli olarak düşük…”
Peki hane başına ısı yalıtımının maliyeti ne? Açıkçası apartmanlarda daire başına ortalama 10 bin TL masraf çıkabiliyor. Ancak bu yatırımın ömrü çok uzun. Bina ile aynı ömürde. Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin asgari geçim sınırı aylık 9 bin 500 TL civarında. Dolayısıyla bu yatırım pahalı gibi gözükse de uzun ömürlü ve doğrudan tasarruf yaratan etkisi düşünüldüğünde “olmazsa olmaz” niteliğinde. Doğal gaz ve elektrik faturalarında neredeyse yüzde 50 düşüş sağlayabilen uygulamalar var.
Bu yatırımın finansmanını banka ve banka harici finans kurumlarıyla başarmak mümkün. Dünya Bankası ve AB fonları sayesinde oldukça uygun şartlarda bir kampanya başlatılabilir. Tam 3 yıl içinde binaların yarısından fazlasını bu şekilde enerji verimliliğine uygun şekilde yalıtırsak, cari işlemler açığını her yıl en az 5 ile 7 milyar dolar arasında daraltmak mümkün.
Bundan başka, alım-satım ve kiralama esnasında “A, B ve C” tipi enerji kimlik belgesi sahibi binaların önem kazanacağını söyleyebiliriz. Avrupa’da buna dikkat ediliyor. Sonuç olarak, bunları yapmak devrim niteliğinde olabilir. Ancak biz “hızlı bir evrim”e de razıyız.
Yeter ki cari açığımızdan dış politikamıza, döviz kurlarının yükselmesinden enflasyona oradan da faizlere kadar sirayet eden verimsizliğe son verelim.

Emre Alkin

Prof. Dr. Emre Alkin; Saint Michel Fransız Lisesi’ni 1987 ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni de 1991’de bitirdikten sonra, 1993 yılında İstanbul Üniversitesi’nde lisansüstü eğitimini tamamladı. 1996 yılında Doktorasını yine aynı Üniversite’de tamamlayarak ve 1997’de “doçent”; 2002 yılında ise “profesör” unvanını aldı.

1999-2003 yılları arasında İMKB Başkan Danışmanlığı, 2000 yılında TİM Genel Sekreterliği, Vergi Konseyi Üyeliği görevini yürüten Prof. Dr. Emre Alkin; Çukurova Holding, Doğan Holding, Anadolu Holding ve Altınbaş Holding’de görev yaptı. Çeşitli gazetelerde ekonomi köşe yazarlığı, TV8, SKYTÜRK, A HABER, CNNTURK, TRTHABER gibi televizyon kanallarında ekonomi yorumculuğu yapan Prof. Dr. Emre Alkin, Dünya Gazetesi’nde “Paylaşmasak Olmazdı” isimli sayfasıyla içimizdeki kahramanlara yer vermektedir.

Şu an Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı olan Alkin, İzmir’in spor kulüplerinden Göztepe Sportif A.Ş.’de Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Futbol Federasyonu Genel Sekreterliği de yapmıştır. Temmuz 2017’den beri de Galatasaray Sportif A.Ş. Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktadır. Alkin, “Uzlaşmazlık Çözümü” konusunda şirketler ve kamu arasında ulusal ve uluslararası çalışmalara katılmaktadır. Ödeme Sistemleri, Mobil Teknolojiler, Finans ve Mali Konular ile ilgili uluslararası şirketlerde görev yapmaktadır.

Prof. Dr. Emre Alkin’in; “Risk Management”,“Finansal Aracılığın Evrimi”, “Bankalarda Risk Yönetimine Giriş”, Yalın Alpay’la birlikte kaleme aldığı “Dünden Bugüne Gaziantep”, “Her Şey Ekonomi Değil” , “Paylaşmasak Olmazdı”, “Fikret Mualla’nın Sanatı” ve 2017 yılının en iyi iş kitabı seçilen “Olaylarla Türkiye Ekonomisi” isimli, biri İngilizce olmak üzere sekiz kitabı bulunmaktadır. Ayrıca insan ilişkilerinin dünden bugüne evrimi üzerine yazdığı “Seve Seve Aldattım” isimli kitabı da bu yıl çok satan kitaplar arasında yer almıştır.

Prof. Dr. Emre Alkin, iki çocuk babası olup, Türkçe, İngilizce ve Fransızca konferanslar vermektedir.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top