Aşıklık geleneğinin en büyük temsilcilerinden Aşık Veysel, ölümünün 50. yılında da unutulmadı.
“Uzun ince bir yoldayım”, “Dostlar beni hatırlasın”, “Güzelliğin on para etmez”, “Atatürk’e ağıt”, “Kara toprak” gibi eserleri hafızalara kazınan Aşık Veysel Şatıroğlu’nu, kızı Menekşe’den olan torunu Nazender Süzer Gökçe anlattı. Dedesinin, “Vatanı, milleti sevin. Asla zarar vermeyin. O zaman benim mirasıma sahip olur, benim torunum olursunuz” sözlerini ve terbiyesini kendilerine rehber edindiklerini belirten Gökçe, özetle şunları anlattı:
“ÇOK ÜNLÜ BİR OZAN OLDUĞUNU BİLMİYORDUK”
“Dedem, ev hayatında çok mütevazı bir yaşamı vardı. Biz dedemin çok ünlü bir ozan olduğunu bilmiyorduk. Herkesin dedesi gibi bizim de dedemizdi. Kesinlikle kendisine ayrıcalıklar sunulmasını istemezdi. Sanıyorum vefatından bir yıl kadar önceydi, kanser olduğunu bilmiyorduk yatağında yatıyordu. Genelde yalnız bırakılmazdı ama o gün şansımıza bir baktım dedem yalnız. Hemen 3-4 çocuk yanına yaklaştık. ‘Dede bize bir türkü söyler misin?’ dedik. İnleyerek yatağında kalktı. Baş ucundaki sazı aldı. Bir türkünün yarısına kadar söyledi. Yoruldu ve ‘Bu kadar’ dedi. Sazı tekrar yerine astı.”
Gökçe, dedesinin insan, yurt ve doğaya büyük bir sevgi duyduğunun altını çizerek, onun mirasının da büyük sorumluluk yüklediğini vurguladı. Aşık Veysel’in daha çok geceleri beste yaptığını dile getiren Gökçe, sabahları yanında kim varsa eserin sözlerini ona yazdırdığını kaydetti.