AĞUSTOS

Son Güncellenme Tarihi: Ağustos 26, 2021 / 11:08

2021 yılının Ağustos ayı zor geçiyor.
Bir yanda yangınlar ve yüreğimizde açtığı yaralar, sel felaketlerinin gözümüzün önünden gitmeyen görüntüleri ve çok sayıda kayıp yaşanması, artan gıda fiyatları, mülteci dramları ve bunun ülkede yarattığı tansiyon, yükselen vakalar, yeni varyant söylentileri, okulların açılmasının belirsizliği ve sonrasında açılmanın getirdiği telaş, öte yanda biten yazı yakalama kaygısı ve kışın getirmesinden içten içe korktuğumuz yeni pandemi tedbirleri ağustos ayını zorlu kılan nedenlerden bazıları.

Ağustos ayının günlük sohbetlerine felaketler damga vurdu, yılların köklenmiş gündem maddesi ekonomi ile son bir buçuk yılı tanımlayan pandemi gündemin alt sıralarına düştü…
Günlerimizi yangınları, sel felaketini ve mültecileri konuşarak geçirdik.
Bu üç konu gündemi belirlerken, toplumun geleceğine de damga vurdular.
Öncelikle hemen belirtmek gerekiyor ki, tüm bu çalkantılı gündem nedeniyle kendimizi iyi hissetmiyoruz. Üç büyük ilde yaşayan metropollü tüketicilerin yarısından fazlası bugünlerde kendini kötü, mutsuz, endişeli, üzgün ve bunalmış hissediyor. Kendini iyi hissedenler de toplumun ancak beşte ikisine yaklaşıyor (1).
Kötümser ruh hali içinde olanlar ağırlıklı olarak 35 yaş ve üzerindeki yetişkinler, kadınlardan ziyade erkekler ile orta alt ve alt sınıflar. Toplumun diğer kesimleri ise göreceli olarak kendini daha iyi hissediyor. Metropollü tüketiciler bu anlamda tam ortadan ikiye ayrılmış gibi.

Bugünkü karamsar ruh hali geleceğimize de yansımış durumda. Geleceğe dair iyimserliğimiz kaybolmuş durumda.
Metropollü tüketicilerin yüzde 54’ü önümüzdeki on iki ay içinde Türkiye ekonomisinin daha da kötüye gideceğini düşünürken, yalnızca yüzde 19’u önümüzdeki bir yılın iyi geçeceğine inanıyor. İyimser tüketici kitlesinin oranı 2018 Ağustos ayından bu yana ölçtüğümüz en düşük düzeye inmiş bulunuyor. İyimserliğin dip noktasındayız.
Üstelik, genel eğilimlerin tersine, tüketicilerin kendi hane durumları ile ilgili gelecek beklentileri daha pozitif. Metropollü tüketiciler ülkesinden, ülke ekonomisinin geleceğinden daha çok kendisine güveniyor.
Toplum ağustos ayında önemli bir kırılma anını daha yaşıyor. Bu kırılma anının hükümet ve siyasi partiler üzerinde de önemli etkileri var. Toplum karamsar bir ruh hali içinde siyasi kartları yeniden dağıtıyor ve dengeleri değiştiriyor. Türkiye, yaz aylarının sonunda yeni bir döneme merhaba diyor.

(1)Sia Insight (Ağustos 2021) Ekonomik Gündem Araştırması, üç büyük il 18-65 yaş grubu temsili 411 tüketici ile CATI bilgi toplama yöntemi kullanarak görüşme.

Hüseyin Tapınç

28 Kasım 1964 tarihinde doğan Hüseyin Tapınç üniversite eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde tamamlamıştır ve 1987 – 1989 yıllarında aynı bölümde Araştırma Görevlisi olarak çalışmıştır. 1989 yılında kazandığı British Counsil bursu ile İngiltere’ye gitmiş ve 1990 yılında The University of Essex’den Sosyoloji MA derecesi almıştır.

Türkiye’ye döndükten sonra 1990 yılında Piar-Gallup Araştırma Şirketi’nde çalışmaya başlayan Hüseyin Tapınç, Ekim 1994 – Şubat 2009 tarihleri arasında Plus Remark, infratest burke, NFO Infratest, Plus Remark ve Synovate markaları altında aynı şirkette görev yapmıştır. Synovate’te son olarak Orta ve Doğu Avrupa Orta Doğu Bölgesi Marka ve İletişim Direktörü olarak çalışmıştır (2008 – 2009). 1994 – 2008 yılları arasında dayanıklı tüketim ürünleri, finans, hızlı tüketim ürünleri, otomotiv, telekomünikasyon ve üretim sektörlerinde yüzlerce B2C ve B2B projelerinde aktif olarak çalışmış ve yöneticilik yapmıştır. 2009 yılı Kasım ayında arkadaşları ile birlikte Sia Insight şirketini kurmuştur ve şirketin Genel Müdürlüğünü sürdürmektedir. Türkiye Araştırmacılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesidir.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top