Müzik kariyerinde 20 yılı deviren Türkiye metal aleminin en özel isimlerinden Murder King, son albümleri Skandal’dan yayınladıkları Yallah Tazyik şarkısıyla sertlik konusunda bir sınırlarının olmadıklarını bir kez daha ispatlarken, bunun “daha başlangıç” olduğu uyarısında(!) bulunuyorlar. 

“Belki bizi yalnız bırakan insanlar ve inançlar, dünya normalleşince bizim de bunları unutup hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam edeceğimizi düşünmüş olabilirler. Oysaki artık hiçbirinden korkumuz kalmadığı gibi saygımız da kalmadı. Daha sert, daha acımasız söylemlerimiz olacak. Üzerimizde yaratılmaya çalışılan her türlü dayatma ve tabuya eskisinden daha da fazla karşı koyacağız,” diyor Türkiye’nin metal camiasında parmakla gösterilen gruplarından Murder King’in gitaristi Össan Deneç. Grubun yeni albümü Skandal’dan yayınladıkları ilk tekli olan Yallah Tazyik’i de bu cümlelerin ispatı olarak nitelemek mümkün.

20 yılı geride bıraktıkları müzik serüvenlerinde sertliğini sadece enstrümanlarında değil şarkı sözlerinde de sakınmadan kullanan Murder King, hayli ‘hızlı ve öfkeli’ Yallah Tazyik’le sertlik sınırlarının olmadığını bir kez daha cümle aleme ilan ederken “Bunun daha başlangıç” olduğunu hatırlatarak kulakları gelecek şarkılara hazırlamamızı salık veriyor. Grubun 20 yılını ve Yallah Tazyik’i, vokalist Can Uzunallı ve gitarist Össan Direnç’le konuştuk. 

Müzik kariyerinizde 20 yılı geride bıraktınız. Sizin gibi Türkiye’de ‘harbi’ metal yapan bir grup için epey uzun bir süre. Bu sürede kemik kitleniz sizi hiç yalnız bırakmadı. Tonla yeni insan o kitlenin içine dahil oldu. Murder King ‘dışarıdan’ nasıl görünüyordur sizce?

Can Uzunallı: Ben hem içeriden hem de dışarıdan baktığım süreçlerde yer aldığımdan benim dışarıdan gördüğüm, ekibin üretkenliğinin ve üretimlerinin beğeni kazandığı yönünde. Tekrar içeriden baktığımda ise eski yüzlerin dışında yeni yüzler gördüm ve bunların çoğu yeni kuşaktandı. Bu mutluluk verici.

‘İçeride’ neler oldu bu 20 yılda? Siz nasıl bir değişim geçirdiğinizi düşünüyorsunuz?

Össan Deneç: Öncelikle büyüdük (gülüyor). Hayata bakışımız ve tavrımız olgunlaştı. Artık kavga etmek yerine keyif almaya çalışıyoruz. İstediğimiz işi yapmanın keyfini ve anı yaşıyoruz. Mutlu olmayı öğrendik. O yüzden bizi mutsuz edenlerle savaşımız daha da şiddetlendi. Artık gereksiz insan ve olayları hayatımızdan çıkarıyoruz. Daha yüksek kahkahalar atacağımız günlere hazırlanıyoruz.

Sizlerle en son Sakin albümü için konuşmuştuk. “Sakin, yeni bir albümün habercisi mi?” sorusunu, “Albüm çalışmaları biterken aslında bir yenisinin habercisi oluyor o süreç. Umarız bu defa çok uzun zaman bekletmeyiz,” diye cevaplamışsınız. Malum sebepler yüzünden dünya olarak işler tepe taklak geldi. Sizin için nasıl geçti ‘malum’ dönemler? Gerçi biz de ‘muayyen dönem’ hiç bitmiyor ama…

C.U.: Genel olarak herkesin bir değişim geçirdiğini düşünüyorum. Kişisel yüzleşmelerin yanında toplu olarak yüzleşilen şeyler oldu. Planlar, değerli veya değersiz hissetmek, tahammül gibi görece sabitlenmiş değişkenler bile başkalaşıma uğradı. O dönem dâhilinde solo albümümü yayınlamak, kendi kendime “daha hiçbir şey bitmedi” deme çabasıydı. Ha, ne oldu? Müzisyenlere verilen değer(sizlik) su yüzüne sıçradı ve tüm görkemiyle hâlâ orada duruyor. Bu ve benzeri 'muayyen dönemlerin' yönetilme şekline girmek bile istemiyorum.

Yeni şarkınız Yallah Tazyik’i ilk dinlediğimde, “Abiler bu sefer çok çok kızmış,” dedim. Zaten sözünü esirgemeyen bir grupsunuz ama Yallah Tazyik bana göre tam bir öfke patlaması olmuş. “Yeter!” demişsiniz özetle. Şarkı nasıl çıktı ortaya? Ne oldu sizi bu kadar sinirlendiren?

Ö.D.: Yeni albümümüz "Skandal" pandemi döneminde yapılan şarkılardan oluştu. Doğal olarak müzisyenler bu ülkede yok sayıldı ve ölüme terk edildi. Belki bizi yalnız bırakan insanlar ve inançlar, dünya normalleşince bizim de bunları unutup hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam edeceğimizi düşünmüş olabilirler. Oysaki artık hiçbirinden korkumuz kalmadığı gibi saygımız da kalmadı. Daha sert, daha acımasız söylemlerimiz olacak. Üzerimizde yaratılmaya çalışılan her türlü dayatma ve tabuya eskisinden daha da fazla karşı koyacağız. “Yallah Tazyik” yalnızca bir başlangıç.

Yukarıdaki soruyla bağlantılı olarak Yallah Tazyik’te diğer politik şarkılarınıza göre mesajınızın muhatabı daha net. Yani “Her dinleyen kendine göre bir şeyler çıkarabilir” klişesinin bu şarkıda ‘sökmeyeceğini’, ayrıca sizin de böyle bir derdiniz olmadığını düşünüyorum. Katılır mısınız bu görüşüme?

C.U.: Bilakis. Kişiler değişir. Önemli olan zihniyet. Nihayetinde, bir zihniyet bütününün çoğunluk desteği olmadan kimse yerinde kalamaz.  Bilinç, görü ve farkındalık çoğaldıkça da kimse kimseyi maniple edemez. 'Eğitim seviyesi arttıkça' diye başlayan bir cümle vardı mesela. Çok doğru bir ifadeydi.

Son olarak gruba çok fazla üye dahil oldu, çıktı. Üyeler farklı projelerde yer aldı, solo işler yaptı vs. Ama buna rağmen Murder King yolundan hiç sapmadı. İlk günkü gibi dimdik ayakta. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Ö.D.: Giden ve gelen herkesin emeğine sonsuz teşekkürler öncelikle. Bazen kişisel anlaşmazlıklar, bazen ise herkesin özel hayatında başka tercihleri olabiliyor. Kaçınılmaz olarak eleman değişiklikleri gerçekleştiğinde dinleyiciler de hep bir "acaba şimdi ne olacak” kaygısı hissediyor. Şunu unutmamak lazım; Murder King'e vakit ayıramayacak ya da bu gruba bir şey katamayacağını anlayan herkes gruptan ya ayrıldı ya da zamanı gelince ayrılabilir. Tekrar bu grup için enerjisi olduğunda herkese kapımız açık ve zaten Can'ın da geri dönüşü kapıların her zaman açık olduğunu gösteriyor. Grubun beste ve söz yazarı; yani üreticisi grupta kaldığı sürece, üretimde hiçbir zaman bir değişiklik olmayacak ve Murder King yoluna her zamanki gibi devam edecek. O da bir gün ayrılmak durumunda kalırsa o zaman bu soruyu tekrar sorabilirsiniz.

Teşekkürler