Yangınla mücadele görevi, bütçesi ve ihaleleri

Orman yangınları bitmeden gelen sel felaketi, bize felaketleri yönetememe krizi ile karşı karşıya olduğumuzu her gün bir kere daha gösteriyor. Ancak bu gibi dönemlerde soğukkanlılıkla bunlara ne kadar hazır olduğumuz, devletin kapasitesi ve kaynaklarını nasıl kullandığımız incelenmeli ve sorgulanmalıdır.

Geçtiğimiz haftalarda yaşanan ve neredeyse Yalova ili kadar geniş bir ormanlık alanın yandığı ifade edilen yangın felaketi büyük bir çevresel yıkım yarattı, can ve mal kaybına sebep oldu. Bu büyük yangın, uzun sürmesi, zamanında söndürülememesi, yangın söndürme için gerekli araç ve gerecin yetersiz kalması, özellikle havadan müdahalenin yeterince yapılamaması gibi yönleriyle kamuoyunun infialine neden oldu.
Yaşanan ağır yıkımı düşündüğümüzde, milli servetimiz olan ormanlarımızı söndürmek için Türkiye’de devletin yeterli kaynağa ve kapasiteye sahip olup olmadığı bugün herkes tarafından sorgulanmalıdır. Orman Genel Müdürlüğü (OGM)
bütçesi yeterli mi? Zamanında ve etkin müdahale için hava aracımız var mı? Bu bütçe isabetli bir şekilde kullanılıyor mu? Özellikle geçen seneki yangınları dikkate aldığımızda Bakanlık bu sene yeterli önlemleri aldı mı?

Orman yangınlarıyla mücadele kimin görevi?
Öncelikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın orman yangınlarını söndürmekten belediyeleri sorumlu tuttuğu açıklamasına, Orman Genel Müdürlüğü’nün cevabı ile başlayalım.
Orman Genel Müdürlüğü’nün 2020 faaliyet raporunun ilk sayfasında “Yetki, Görev ve Sorumluluklar” bölümünün en başında, OGM’nin esas görev ve sorumlulukları arasında ormanları usulsüz müdahalelere, tabii afetlere ve yangınlara karşı korumak olduğu açıkça belirtiliyor. 1
OGM 2021 Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu’nda 2 ise ülkemizde “ormanlarımızın büyük bir bölümü yangın tehdidi altında bulunmakta olup, toplam ormanlık alanın % 60’ını birinci ve ikinci derece yangına hassas alanlardan oluşturmakta” denmektedir. Yine bu raporda “Orman yangınlarının çıkmasına ve yayılmasına mani olmak için her türlü fiziki ve beşeri tedbiri almak, orman yangınlarıyla mücadele tekniklerini geliştirmek ve güçlendirmek, yangına müdahale süresini kısaltarak yangın zararlarını en aza indirmek ve orman yangınlarında görev alan personeli eğitmek öncelikli ve önemli faaliyetlerimiz arasında yer almaktadır.” diye açıkça ifade edilmektedir.
Görüldüğü üzere, orman yangınlarını söndürmekten kimin sorumlu olduğuna dair en azından Orman Genel Müdürlüğü’nün kafası karışık değil.

Orman Genel Müdürlüğü’nün yangınla mücadele bütçesi ne kadar?
OGM 2020 yılı faaliyet raporunda, toplam 10.530.102.369 TL kaynak kullanıldığı belirtiliyor.3
Buna göre kullanılan kaynağın %37’si özel bütçeden, %63’ü ise döner sermayeden karşılanmış. 2020 yılında OGM’nin esas görevlerinden olan yangınla mücadele için bütçesi ise 2020 Performans Programına göre 1.021.629.000 TL olarak gözüküyor. 4
Yani, 2020 OGM bütçesinin %9,7 ü yangınla mücadeleye ayrılmış.
Orman Genel Müdürlüğü’nün 2021 yılı bütçesinde 4.205.954.000 TL Özgelir ve Hazine yardımından, 7.500.000.000 TL döner sermayeden olmak üzere toplam 11.705.954.000 TL kaynağı varken yine Performans Programına göre yangınla mücadeleye ilişkin 1.807.941.000 TL bulunmakta. 5
Yani, 2021 OGM bütçesinin de %15,4 ü yangınla mücadeleye ayrılmış görünüyor.
Peki, ülkemizdeki tüm ormanlık alanın %60’ının yangına hassas alanlardan oluştuğu OGM’nin kendi bulgularıyla ifade edilirken, yangınla mücadeleye ayrılan bu bütçe yeterli mi, yeterli oldu mu?

Yangın söndürme uçak ihalelerine ne kadar harcanmış?

Yangınla mücadeleye ayrılan bu bütçeyi nerede kullanıyoruz, kamu kaynaklarını nasıl harcıyoruz? Tüm bu felaket sırasında Türk Hava Kurumu (THK) hangarlarında yatan ve THK sayfasında verilen bilgilere göre sayısı 97, THK kayyum heyeti başkanının ifadelerine göre sayısı 6 olan ve 4 milyon dolar bakım ücreti olmadığı için uçmadığı söylenen uçaklar konuşuldu. Ancak 2019-2021 arasında yapılan uçak ihalelerinin incelenmesinden görüleceği üzere8, uçak ve helikopter kiralama işlerine 911 milyon TL harcanmış.
Bu dönemde 10 yangın söndürme uçağının kiralanması işine toplam 308.245.500 TL ödenmiş. Söz konusu ihalelerin yapıldığı tarihteki dolar kuru üzerinden hesaplama yapıldığında da, bu yıllara ait uçak kiralama işinin 40,8 milyon dolar civarına karşılık geldiği görülüyor.
İhale şartnamelerine göre bu rakamlarda minimum uçuş garanti süreleri bulunuyor, yani kiralama işine en az bu kadar harcandığını ve garanti süresinin üzerinde uçulan saate göre bu rakamın daha da artacağını düşünebiliriz. Özetle, 4 milyon dolar bakım masrafı harcayıp uçakları uçuramayan ülkemiz, en az 40 milyon doları uçak kiralama işine vermiş gözüküyor.
Kısıtlı bütçelerimiz nereye, nasıl harcanıyor?
Bu tuhaf ihalelerin hikmeti nedir?
Neden her sene yaşar hale geldiğimiz felaketlerden ders çıkaramıyor ve yeterli kaynağı doğru yerlere harcayarak milli servetimiz olan doğamızı koruyamıyoruz?
Bu sorular herkes tarafından sorulmalıdır.

1-

Önceki ve Sonraki Yazılar
Oya Özarslan Arşivi