Memetcan Demiray

Memetcan Demiray

'Yaptığımız iş bir devrimdir!'

YouTube'da "sokak röportajı" modası tüm hızıyla sürerken bir isim farklı üslubuyla öne çıkıyor. Ekonomik durum ve siyasi tercihlere dair vatandaşa gayet net sorular yönelten Ebru Uzun Oruç, "Dış güçler!" ve "Almanya bizi kıskanıyor!" gibi klişeleri duyduğu anda söyleşiyi kesip derhal oradan uzaklaşıyor! Videoları yüz binler tarafından takip edilen namıdiğer "Sokak Kedisi", eşi Barış Oruç'la 76 günde tam 35 il gezip seçmenin nabzını tuttu. Peki sahiden AKP gidici mi? Anadolu'da gençler geleceğe nasıl bakıyor? Ve tabii YouTuber'lık... Sanıldığı kadar kolay mı? Ebru Uzun Oruç, İstanbul'a döner dönmez sorularımızı yanıtladı!

PENCERE PAZAR: En çok merak edileni en başta soralım: "İlk seçimde gidiyorlar" mı?

EBRU UZUN ORUÇ: Kesinlikle giderler. Röportajlardan bir oran çıkarmak elbette doğru ama anket şirketleriyle karşılaştırdığınız zaman bizim daha tutarlı olduğumuzu görebiliyoruz. Çünkü röportajlarda denk geldiğimiz insanlar eski AK Parti seçmeni... Yani yüzde 60'ı eskiden AK Parti'ye oy vermiş. Sürekli muhalif insanlarla görüşsek bunu ölçemezdik. Eski AK Parti seçmenleri bize bu tabloyu net veriyor.

İktidarın oy kaybında ana neden ekonomi mi?

Evet, maalesef...

Halbuki bulgur yerler, gene AKP'ye oy verirler denilen geniş bir kesim vardı.

Ama iş bu kez gerçekten ciddi bir boyutta... O bulgur dediğiniz bulguru ekemiyoruz. Yani çiftçi de bitmiş durumda... Çiftçi bırakın kazancı, zarar ediyor; bir ay sonrasını göremeyip ekim yapamıyor. Dolayısıyla Anadolu'da durum çok kritik ve trajik... Kamera arkasında da polistir, jandarmadır; "Sizi beğeniyoruz ama memur olduğumuz için konuşamıyoruz" diyenler var. Onlar da iktidarın değişmesini istediklerini söylüyor.

AKP'nin kalesi diye bilinen illerden hangisinde iktidarın oy kaybı en fazlaydı?

Sivas bu anlamda çok değişmiş. Artı Osmaniye... Devlet Bahçeli'nin memleketi... Osmaniye'de Bahçeli'yi savunan bir ya da iki kişiye rastladık. Bu tabii bizi çok şaşırttı. Hani bir laf vardır; "İstanbul Türkiye'nin fotoğrafıdır" derler. Bu gerçekten doğru mu diye yola çıkmıştık. Gerçekten aynısıymış. Anadolu'da da insanlar çok rahatsız. Geçinemiyorlar. Mesela Tokat da bu illerden bir tanesiydi.

Türkiye turnenizi kendiniz mi finanse etttiniz? Maliyetler çok yüksek değil miydi?

Bize bu konuda destek olan kimse yok. Biz bu işe başlayalı bir yıl oldu. Kendi birikimlerimiz vardı, tamamını bu iş için harcadık.

Halbuki insanlar YouTube'dan kolay para kazanılır sanıyor. Yüz binler tarafından izlenen bir kanal olarak çoktan zengin olmanız gerekmez miydi?

Keşke!.. Türkiye turunda paramız bittiği için geri döndük! Her şey çok pahalı ve maliyetler çok arttı. Otelden kısıp öğretmen evlerinde kaldık. Yakıt fiyatları ortada... Yedi bin kilometre yol yaptık. Şu an Doğu Anadolu turu için para biriktiriyoruz.

Sizce neden bu kadar çok izleniyorsunuz?

Haber okurken dahi 'clickbait'ten (tık tuzağı) hoşlanmayan bir insanım. Bu ilkeyi kanalımıza da uyguladık. İki insanın çıkıp karşılıklı birbirine bağırmasını istemedik. Seçmenin psikolojisini nasıl alabiliriz? Bire bir konuşarak, münakaşaya izin vermeyerek anlayabilirdik. Bizde AK Partilisi de MHP'lisi de İYİ Parti'lisi de konuşurken özgür... Tek kriter, sorularıma cevap verecek. Şu ana kadar yayınlamadığımız kimse de olmadı.

Her konuştuğunuz kişiyi yayınlıyor musunuz yani?

Evet, hepsini...

Söyleşi sırasında "AKP klişeleri"ne denk geldiğinizde hemen vatandaşın sözünü kesip uzaklaşıyorsunuz. Bu kanalınızın farkı ve imajı mı?

Bu tamamen benim tarzım! İzleyici gözüyle de bakıyorum. İzleyici de bir yerden sonra o kişiyle konuşmak istemeyecektir. Benim için önemli olan kritik cevaplar. Onları aldıktan sonra konuşmacının manipülasyonuna izin vermiyorum. Beni sert ve çok keskin bulanlar var ama bunu yapmamın sebebi şu: Örneğin bir AK Parti seçmeni, karşımda konuşmaya başladı. Söylediği şeyler doğru değilse, yanlış yönlendirme yapıyorsa ve buna müdahale etmezseniz o konuşma izleyici için de meşru olur. Bir başka AK Parti seçmeni izlerken "Bak, adam haklıymış" der. Tekzip edecek bir şey söylemek zorundasınız.

'YÜRÜYEN MİKROFON DEĞİLİM'!

"Ekonomi çok iyi!" mesela...

Ekonomi çok iyi değil! "Nesi iyi?" diye sorduğumda "dış güçler"e gidiyorsa mevzu, bunun bir temeli yok demektir. AK Parti'nin eski dönemlerindeki ekonomi politikalarını anlatabilir bir AK Partili... Bunu dinlerim. Ama "Her şey şu an çok güzel" diyorsa bu izleyen açısından da etik olmaz. Yürüyen bir mikrofon olmak istemiyorum ki zaten, amacım bu değil!

Bugün hâlâ körü körüne AKP'yi savunanlar... Sizce bir şekilde sistemden beslenen militan kişiler mi, yoksa basitçe, "kötü" insanlar mı?

Kötü insanlar diyemem. Bu insanlar çok farklı bir dönemden buraya gelmişler. "CHP gelince camileri kapatacak" diye düşünebiliyor mesela... Bir başkası "Kılıçdaroğlu dönemi çok kötüydü!" diyebildi. Kılıçdaroğlu'nun başa geldiğini düşünüyor! Biz hep beraber cahil bir toplumuz, ben de bunun içindeyim. Çok ileride bir toplum olalım isterdim ama değiliz. Hele de 20 yıldır medya işgal altındayken... Dolayısıyla bunları görmek çok anlaşılmayacak bir durum değil. Medya bunları insanlara empoze ediyor. Bahsettiğiniz kemik seçmen TV dışında bir şey izlemiyor. O yüzden onlara çok fazla kızamıyorum. Bir şeyleri fark edip AK Parti'den kopan seçmen de var.

Yine ekonomiden dolayı mı?

Sadece o değil aslında... Hukuksuzlukların farkında, eşitsizliklerin farkında, eğitimin farkında... Bu insanlar sonuçta çocuk yetiştiriyorlar. Sadece TV izleyenler de artık yavaş yavaş fark ediyor ama 20 yılın vermiş olduğu alışkanlıkla devam ediyorlar. "Biz haklıyız"ı kaybetmek istemiyorlar.

Burada ikinci kutuplaşma, gençler ve yaşlılar arasında sanki... Gençler arasında da "İlle AKP!" diyenler var mı?

Oran olarak çok az... Farklı bir Z kuşağının geldiğine inanıyorum. Z kuşağı bu seçimin kaderini belirleyecek unsurlardan bir tanesi...

Anadolu'daki gençlerin morali nasıl? Umutsuzluk hakim mi?

Gençler çok sessiz ve içine kapanık... Gençlik hayal kurmak demek ama gençlere bakıyorsunuz, hepsi çok umutsuz. Ve yurt dışı planları kuruyorlar. Özellikle buna çok üzülüyorum. Onların hayallerini ellerinden almak bir ülkeye yapılabilecek en kötü şey... Tabii bir şeyleri değiştirecek olan da yine onlar. Sessizler ama sandığı bekliyorlar. Dip dalga geliyor.

Ama bu çağda gençlerin daha yüksek ses çıkarması beklenmez mi?

En büyük nedenlerden biri, 20 yıllık bir iktidar var ve bu gençler 20 yaşında... Hiç başka iktidar görmemişler! Biz şanslıyız aslında; koalisyonları gördük, liderlerin TV tartışmalarını izledik. Bize çok normal gelen şeyler bunlar ama 20, hatta 30'lu yaşlardaki gençler hiç o siyasi kültürü almamışlar. Dolayısıyla daha da korkuyorlar. Çok seslilik nedir, onu bile bilmiyorlar.

Bunca söyleşiden sonra... Artık yoldan geçen birinin AKP'li mi CHP'li mi olduğunu bir bakışta anlayabiliyor musunuz?

Evet ama çok sürprizlerle de karşılaşıyoruz! AK Parti'lidir dediğim ama içinden komünist çıkan insanlar da oldu. Çok ön yargılı olmamayı öğrendim. Modern, demokrat tipte diyebileceğimiz insanların içinden nasıl faşistlerin çıktığını da gördüm.

"Suriyeli" sorununa Anadolu'nun bakışı nasıl?

Herkes çok şikâyetçi... AK Parti'lisi de CHP'lisi de... Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes çok şikâyetçi bu durumdan... Çok AK Parti seçmeniyle konuştum, bu konuda AK Parti'nin çok yanlış bir politika izlediğini kabul ediyorlar zaten... Ve çözüm istiyorlar.

Siz de sokakta çok sayıda mülteci gördünüz mü?

Tabii... Urfa'da, Gaziantep'te sokakta Türkçe konuşacak insan bulmakta zorlandık. Saatler sürdü röportajı tamamlamamız.

'SEÇMEN ÇOK SİNİRLİ'!..

Acaba AKP'nin oy kaybında bunun da mı rolü var?

Tabii... Seçmen çok akıllı, bakın... Vatandaşlar vicdanen de kritik dönemlerde kritik kararlar vermiştir. Şu bir gerçek ki Türk toplumu "sağ" bir toplum... Dolayısıyla kararını hep buna göre verdi ama bu 20 yıllık sürecin o sağ seçmeni de olgunlaştırdığını görüyorum. Ve çok da yordu. Konuştuğumuz insanlar da bunu ifade ediyorlar. AK Parti'ye şu sebeplerle oy verdik, artık vermeyeceğiz, kandırıldık diyen çok ciddi bir kitle var.

Diyelim 2023 seçimini AKP yüzde 50,01 ile dahi olsa kazandı. Yine seçmenin "akıllı" olduğunu düşünecek misiniz?

Evet... Bakın, bir yüzde 15'lik kitle var. Onlar kemik kitle... Ama şu an kararsız seçmen kim? AK Parti ve MHP'den kopan seçmen... Diğer partilerde kararsız seçmen yok ki... Hiçbir seçimde kararsız kitle oranı bu kadar yüksek olmamıştı. Ayrıca şu çok kesin: Seçmen hiç bu kadar sinirli olmamıştı. Yaşadığımız olaylar insanları bu hale getiriyorsa kimse seçmene duyarsız diyemez.

Kararsız seçmenin eğilimi hangi yönde size göre?

Mansur Yavaş'ın kararsız seçmen üzerinde çok etkisi var.

Ona da Kürtler oy vermez deniyor.

Özellikle sorduk: Diyarbakır'da sorduk, Tunceli'de sorduk. Mansur Yavaş aday olsa siz bir Kürt seçmen olarak destekler misiniz? Veririz diyorlar. Önemli olan Türkiye'yi bu durumdan çıkaracak, işini yapacak bir isim... Sağa, sola, ona buna bakmıyoruz diyorlar. Tabii aksi de vardır ama sonuçta rastgele bir anket bizim yaptığımız.

Bir ile gideceğiniz zaman orayla ilgili neye çalışıyorsunuz?

Bir önceki seçim sonuçlarına bakıyoruz. Bir de hava durumu!.. O çok önemli... Hava durumuna göre rotamızı çok değiştirdik! Gidemediğimiz bir şehir kaldıysa bu hava durumundandır.

Kamerayı alıp meydana çıktınız. Bir yerlerden izin almak gerekiyor mu?

Şöyle oluyor: Meydana vardığınızda "siviller" yanınıza geliyorlar, GBT'nize bakıyorlar. Basın kartı soruyorlar. Oysa sokakta röportaj yapmak için bir basın kartına hukuken ihtiyacınız yok! Siz kamu alanlarında çekim yapabilirsiniz. Vatandaş olarak haber yapma ve haber yayma özgürlüğümüz var.

Da bunu polise anlatabiliyor musunuz?!

Anlatıyoruz. "Valilikten izin aldınız mı?" diyorlar mesela. Bu çok saçma bir soru. İşi yokuşa sürmek... Ama biz ona valilikten izin gerekmediğini anlatıyoruz ve röportajımızı başarıyla yapıyoruz. 

Röportajlarda hâlâ AKP'yi savunan seçmen, muhalefetin planı programı yok diyor. Sizce muhalefet mi kendini Anadolu'ya anlatamıyor? Sorun ne gerçekte?

Medya 20 yıldır "işgal" altında... Medya bu insanlara muhalefetin ne anlattığını yansıtıyor mu? Hayır! Biz Twitter'dan takip ediyoruz haberleri... Medya olmasaydı AK Parti 20 yıl iktidarda duramazdı zaten, mümkün değil... Gerçek gazeteciler olsaydı, gerçek sorular sorulsaydı AK Parti bu ülkede asla 20 sene iktidar olamazdı.

Gez dolaş, 81 il... Bir noktada hep aynı insanlar... "Sokak Kedisi"nin geleceğe dair projeleri var mı?

Kendini tekrar eden bir kanal olmayacağız. Bir amacımız var: Bu ülkede çok sesliliği özleyen insanlar olarak, iktidar değişirse de yine iktidarın yanlışlarını söylemeye devam edeceğiz. Ayrıca şu an yeni bir seriye başladık; siyasetçileri soruyoruz. Bakalım vatandaşlar, TV'de izledikleri siyasetçileri yeterince tanıyor mu? Siyasetçilerin sokaktaki resmini çizmeye çalışacağız.

Aslında ilginç bir şey söylediniz: Diyelim 2023'te gitti bu adamlar ve her şey "normalleşti". Sokak röportajları aynı tadı verir mi?

O zaman da çok zor bir süreç yaşanacak. Şöyle düşünün: Şu an Ekrem İmamoğlu için zor bir süreç değil mi? Tabii bilemiyoruz. Bir iktidar değişiminde ortada AK Parti bile kalmayacağına inanıyorum çünkü tarih benzerleriyle dolu. Ama biz sokak röportajına devam eder miyiz? Belki gazetecilik anlamında başka projeler yaparız.

Örneğin İzlanda'da, Danimarka'da bu tarz sokak röportajları var mıdır, ne dersiniz?

Bu şekilde siyasi yok. Bizim yaptığımız şey aslında sistemde bir devrimdir. Diğer sokak röportajcılarını da katabilirsiniz. Sokakta halkın sesinin duyulmadığı bir zamandayız ve halkın sesini duyuran birileri mücadele veriyor. Protesto hakkımız elimizden alındı. İnsanlar seslerini duyurabileceği mecra bulamıyorlar. Bizim yaptığımız iş bir devrimdir. Bu, bir sonraki nesillere örnek olacak bir şeydir. Sistem kendi içinden başka şeyleri çıkartıyor. Bu hep olacak: Devrim hep olacak. Biz Mustafa Atatürk'ün devrimci çocuklarıyız. Böyle de devam edeceğiz.

'UYKUDA BİLE TOKASI VAR!'


İki eşin birlikte çalışması nasıl? Fikir ayrılıkları yaşıyor musunuz?

BARIŞ ORUÇ: Çoook! Ebru'nun gözü biraz daha kara... Ben biraz daha hukuki boyutları düşünüyorum. Dengeyi sağlama açısından bu çok iyi oluyor.

E.U.O: Zaten bu kafe işletmek gibi bir ortaklık değil.Biz bir yola baş koyduk. Ülkeye karşı bir sorumluluğumuz var. Eşim de devrimci yoldaşım oluyor.

Başınızdan hiç tehlike geçti mi?

BARIŞ ORUÇ: "Biz buradan sağ çıktıysak bize bundan sonra bir şey olmaz!" dediğimiz olaylar da yaşadık.

Aaa! Nerede?

E.U.O: Mesela Ümraniye'de... Etrafımızı bir anda 100 kişi sardı. Ortada kaldık. İnsanlar bağırdı, küfürler etti. Normalde hem sakin, hem sinirli bir insanım. Karadeniz kızıyım ben!.. Dolayısıyla çok refleksle cevap verdiğim insanlar oldu. İş daha çok kızıştı. Ama Ümraniye'deki örgütlüydü. Bir anda geldiler.

Kimler?

E.U.O: Bilmiyoruz, tanımıyoruz. Oradan nasıl çıktık, hatırlamıyorum bile...

B.O: Bir saldırıya uğrasak en kötü eşimin üstüne kapanacaktım. Yani onu koruyacaktım. 100 kişi neticede, Hulk olsa çıkamaz oradan...

Ebru Hanım saçma cevaplar alınca "milli irade"yi susturuyor! Evdeki tartışmalarda da öyle mi?!

B.O: Dışarıdan tartışmayı seven bir insan gibi gözükebilir ama uzaktan yakından alakası yok. Altyapıda bir sinir var, evet. Ama Ebru Karadenizliliğin de verdiği, hırçın dalgalar falan derken çıkışları biraz fevri olabiliyor!

Artık sokakta tanınıyor musunuz?

B.O: Bursa'da komik bir şey oldu. Bir markete girdim, bir yerlerden Ebru'nun sesi geliyor! "Kimse yok mu?" diye seslendim. Kasanın arkasından biri çıktı. "Abi kusura bakma, bir kız var, onu izliyorum" dedi. Baktım, Ebru'nun videosunu izliyor. "Keşke tanışsam" diyor. "Gel benimle" dedim, götürdüm arabaya!.. Şok geçirdi adam!

Topuz saç ve gözlük imajını bilerek mi belirlediniz?

E.U.O: Ben buyum ve hep böyleydim. Saçlarım açılıp dağıldığı zaman daralıyorum!

B.O: Tokayla uyuyor, uykuya geçtiğinde tokasını çıkartıyorum! Biraz hava alsın diye...  

Ebru Uzun Oruç kimdir?

1984, Rize doğumlu... Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümü'nü bitirmiş. Fitness ve hentbol gibi birçok sporla ilgilenmiş, 13 yıl tekvando yapmış. Ailesi Rize'de esnaf... Baba AKP eğilimliymiş... "Gezi" zamanında bir haber sitesi yapan Ebru Oruç, yine o dönem Twitter'daki anonim hesabıyla 500 bin takipçiye ulaşmış. Derken hesap askıya alınınca boşluğa düşmüş. Geçen yıl Covid salgınının zayıflamasıyla YouTube videoları çekmeye ve "Türkiye'nin gündemine yön vermeye" karar vermiş. Eylülde birlikte çalışmaya başladığı Barış Oruç'la bu yılın başında evlenmiş. Şimdi ikili "sokak röportajları"na birlikte devam ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Memetcan Demiray Arşivi