Yeni normal için inovasyonu hızlandırmak

Mevcut duruma “Yeni Normal” demekten vazgeçeli çok oldu; çünkü artık eskiye dönüşün mümkün olmayacağını anladım. Artık endişe ve kaygı ile değil, aşk ve hevesle dönüşmek zorundayız. Kurumlar olarak, bireyler olarak, ekonomi olarak bu dönüşümü erken gerçekleştirebilirsek; ama önce gerçekleştirebileceğimize inanırsak başarabileceğiz.
Eğitim ve Girişimcilik Ekosistemlerinin geleceği konusunda endişe ve kaygı ile neler olacağını düşünüyordum. Bu konuda yaptığımız büyük bir test programın sonuçlarını paylaşarak sizi de aşk ve hevesle dönüşebileceğimize ikna etmeye çalışacağım.
1) Çalışarak Harcamaktan, Çalışamayarak Harcamaya Geçiş
Dünya’nın Dükkanı (ve tekeli) olma yolunda dev adımlarla ilerleyen Trilyon Dolar değerli Amazon’un CEO’su Jeff Bezos’un, “Evrensel Temel Gelir” demeçleri vermesinden çıkartmamız gerekenler var. Dünya’nın 21.yy’da ucuz üretim ve işgücü temelli tüketimle çakılan, ancak giderek kitlesel tüketimsizlikle çıkabilecek olan çivisi, en çok global firmaların ve onların hissedarlarının canını acıtacak. Özellikle ABD’de konuşulan, böyle bir dönemi engelleyebilecek temel araçlardan biri, herkese verilebilecek 2,000 dolara kadar bir gelir, aslında yüksek teknoloji ile giderek işsizliğe yaklaşanların harcamalarına devam etmeleri için tasarlanan bir harçlık. Şu anda okul çağındakilerin ve iş piyasasına girenlerin farkında olması gereken bu temel işlerin yok olması durumu, ancak ve ancak yeni işlerin yaratılabilmesi ile çözülecek. Elimizde geçtiğimiz on senede gelişmiş olan, bulut teknolojisinden, blok zincire kadar genişleyen bir yeni alet kutusu var. Bunlar sayesinde ucuzlayan kendi işini kurma maliyetlerininin avantajını kullanıp, epey gençlerden epey tecrübelilere kadar geniş bir spektrumda global girişimciliği ve değer yaratımını teşvik etmek zorundayız. Yani, sadece gençler demeden tüm yaş gruplarına erişmek zorundayız.
2) Eğitimin Sabit Satın Alınan bir Marka ve Üründen, Düzenli Kiralanan Deneyim odaklı bir Servise Dönüşmesi:
Eğitim, endüstri/üretim temelli ekonomik değerin büyümesine ve ölçeklenmesine yönelik iş gücü ve ara eleman yaratma fonksiyonunu kaybedeli çok oldu. Okuma yazma bilmenin memuriyet için yeterli olduğu bir yüzyıldan, diplomalı işsizlerle dolu bir yüzyıla geçtik. Bu süreçte yaşanan Fildişi kuleler inşa etme dönemi artık yerini daha hızlı, daha etkin, daha global, Karma (hibrid ve tersyüz) ve deneyimleyerek öğrenme odaklı bir eğitim modeline bırakıyor. Üniversiteler artık verdikleri diplomanın iş piyasasında kabul edilirliği ve geçerliliği olmadığını anlayarak, eğitimi ucu pratiğe değen bir deneyim olarak kurgulamak zorunda. Bunu da sadece sınıflara değil, anlatıcılara ve teknolojiye yatırım yaparak sağlayabilecekler. Yani artık Üniversitelerin değişime direnmeleri mümkün değil, araştırmanın deneyimle birleştirilip değer yaratmak için kullanılması şart.
Ben de son 3 aydır, bu iki temel gözlemden yola çıkan bir programın tasarım ve uygulamasına ortak olup, ilk elden global bir etki yaratıp yaratamayacağımızı test ettim ve ilk sonuçları sizlerle paylaşmak istiyorum. Stanford Üniversitesi’nden akademisyenlerin yaptığı araştırmalara dayanan, Profesyonel Gelişim Merkezinin geliştirdiği Fikirden Pazara programını temel alan ancak tamamen çevrimiçi ve global odaklı olarak zenginleştirdiğimiz Global Innovation Catalyst iX Çevrimiçi (GIC iX Online) programı, 11 farklı zaman dilimindeki 49 girişimci adayını, 9 farklı ülkeden katılan 9 global mentor ve 8 eğitmen ile bir araya getirdi. Filistin’den Michigan’a, Singapur’dan Barcelona’ya kadar yayılan bir ağ oluşturan ve yaşları 24 ile 59 arasında değişen bu katılımcılar, 3 ay boyunca oluşturdukları ekipler ile kişi başı 50 saatten fazla ders içeriğine eriştiler ve online tartışma seanslarına katılıp geliştirdikleri fikirlerini sundular. Uzay istasyonlarının aktif varlıklarını yönetme ve etkinliklerinin raporlamasını yapan yazılımlarından, 60 yaş üzerinde olan ama yalnızlık sendromundan muzdarip milyonların sosyal olarak aktif kalmalarını sağlayacak pazar- yeri modellerine, 50 milyon çocuğu Arapça kodlama kurslarına dahil etmeyi hedefleyen eğitim teknolojileri girişiminden, okunmaya değer kitaplar yazmak ve basmak isteyen milyonlarca insanı, eğitimli ve tecrübeli editörlerle buluşturan sistemlere kadar birbirinden farklı girişim fikirlerini geliştiren bu girişimciler artık bu yaşadıkları tecrübe ile daha deneyimli, daha güvenli, daha global ve daha hırslı.
Eğitim, bir deneyime dönüşerek, tüketimden yeniden üretime geçiş için bir katalizör olmak zorunda. Eskiden sadece çok küçük ve ayrıcalıklı bir kitlenin sahip olduğu fırsatların, karşılanabilir fiyatlarda ve global ölçekte sunulması artık, pandemi sayesinde zorunlu hale geldi. Bir musibet bin nasihattan iyidir; bu süreçten ders alıp uygulamaya geçmemiz gerek. Her yaştan insanın kendi geleceğini, global köyün içindeki kolektif akıl ve emekten yararlanarak kuracağı bu yeni dönemin; sosyal, çevresel ve ekonomik problemlere, adil büyümeyi mümkün kılacak çözümler üretmesini diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ozan Sönmez Arşivi