YENİ YILA SİNEMANIN BAKIŞI

Son Güncellenme Tarihi: Ocak 1, 2022 / 23:26

Noel ve yılbaşında her yerde karşımıza çıkan Noel Baba’yı, ilk kez İsveçli ressam Haddon Sundblom, reklam amacıyla Coca Cola için markanın renkleri olan kırmızı-beyaz elbiseler giydirerek 1931 yılında çizmişti. Bu aksakallı ihtiyarın Ren Geyiklerinin çektiği bir kızağı da vardır. Cuma günü, İslam diniyle ve bizim kültürümüzle alakası olmayan Noel’i değil, yeni bir yıla girmenin coşkusunu kutladık; eski çoşkumuz kalmasa da!..

Yeni bir yıla, 2020’ye henüz girdik. Bu bağlamda Noel’in ele alındığı, dünya sinemasından ve bizden film örnekleriyle yılbaşı olgusunu sinemanın nasıl yansıttığını okucularımızla paylaşalım istedim. Aynı zamanda pandemiyle yoldan çıkan ve adeta cehenneme dönen yaşamımızda, her şeye karşın yeni yıla girmenin yarattığı heyecan ve umutlarla, yanılsama yaratan ışıltılı dünyanın uydusu olmadan yeni yıl sevincini paylaşalım. Bu tarzdaki filmlerin çocuklara hitap eden animasyon örnekleri olduğunu da ekleyelim ve 2022’nin ilk yazısında yeni bir yıla girmenin heyecanına farklı şekillerde objektiflerini çeviren Noel filmleriyle ilgili derlememizi okucularımızla paylaşalım.

NOEL BABA MİTİ !

Noel filmlerinin büyük kısmında, Noel Baba olarak bilinen Santa Clause’un (Aziz Nicholas) odakta olması tesadüfi değildir. Bu ritüelin geçmişi Romalılara kadar gider. O dönemde 25 Aralık’ta Işık Tanrısı Mitra için güneşin doğuşu kutlanıyor, bu kültür güneşi tanrı olarak kabul ediyordu. O dönemde Hristiyanlık, Hz.İsa’nın doğum tarihi olarak 25 Aralık’ı kabul etti ve 380 yılında, İstanbul’daki Doğu Kilisesi de bu değişime uydu. Bu tarih İsa’nın doğumu olarak kutlanmaya başlandı. Aslında eski bir Pagan geleneği olan çam ağacı da bu süreçte yerini almıştı. Tarihsel süreç içinde bu kutlamalara, İngilizce Christmas, Fransızca Noel denmeye başlandı. Christmas kelimesinin kökeni İsa anlamında “Christ” ve kiliselerde yapılan ekmekle şarabın kutsanması ayinine verilen isim olan ‘mass’in birleşimiyle Christmas olarak adlandırılmaktadır. Noel’in kökeni ise Latince “doğuş” anlamında “natalis”tir ve “kutsal doğum” anlamına gelir.

Günümüzde bilinen Noel Baba miti ise, 245 yılında Patara’da doğan Aziz Nikola’dan bugüne ulaşmıştır. Nikola’nın bölgeyi kıtlıktan, gemicileri kazalardan ve masum insanları kötülüklerden kurtardığına inanılıyordu. Cenevizli korsanlar, Aziz Nikola’nın kemiklerini 11’inci yüzyılda İtalya’ya götürünce, namı Batı’da da yayılmaya başlar ve adına kiliseler inşa edilir.  Süreç içinde Romalıların ve kuzeylilerin kışa girerken çocuklara hediye dağıtma geleneği, 6 Aralık Aziz Nikola Günü ile anılır olur ve giderek 24 Aralık Noel gününe çekilir. 17’nci yüzyılda Amerika’ya göç eden Hollanda’lılar, ‘Sinterklaas’ dedikleri Aziz Nikola’nın inançlarını Amerika’ya taşırlar ve ‘Sinterklaas’, ‘Santa Clause’ olur.

Noel ve yılbaşında her yerde karşımıza çıkan Noel Baba’yı, ilk kez İsveçli ressam Haddon Sundblom, reklam amacıyla Coca Cola için markanın renkleri olan kırmızı-beyaz elbiseler giydirerek 1931 yılında çizmişti. Bu aksakallı ihtiyarın Ren Geyiklerinin çektiği bir kızağı da vardır. Görüldüğü üzere Cuma günü, İslam diniyle ve bizim kültürümüzle alakası olmayan Noel’i değil, yeni bir yıla girmenin coşkusunu kutladık; eski çoşkumuz kalmasa da… Bu bağlamda örnek verdiğimiz kimi filmlerle bu ritüelin farklı kültürlerdeki ve türlerdeki temsil niteliğini de yansıtalım istedik.

ARALIK AYI VE NOEL FİLMLERİ

Noel filmlerinin her yıl Aralık ayının son günlerinde vizyona girmesi gelenekten olmuştur. Pandemi öncesinde 2019’da vizyona giren son Noel filmi olan “Kara Noel” (Black Christmas), öyküsünü farklı bir zemin üzerine inşa eder. Seyirciyi ters köşeye yatırarak, korku ve gerilim türü bağlamında Noel’i kendisine fon olarak seçen ve sinema veri tabanı IMDb kayıtlarına göre aynı isimli en az 10 filmin ve pek çok televizyon dizi filmin son halkası olan film; 1974 yapımı aynı isimli filmin de yeniden çevrimi. 

Filmin ana mekanı 200 yıllık geçmişi olan Hawthorne Koleji… 1969 yılına kadar erkek koleji olarak eğitim veren kurum, 1969’dan yılından itibaren kızları da kabul etmeye başlar. Kurucusu Calvin Hawthorne’un erkek egemen değerler üzerine inşa ettiği okul kültürü, “Erkek Birliği Üyesi” Profesör Gelson (Cary Elwes) önderliğinde, bir gurup erkek öğrencinin kız öğrencilere yönelik yıldırıcı baskıcı tavırlarıyla sürer.Kız öğrencilerin dilekçesiyle kurucu Hawthorne’un büstü kaldırılır.

Noel tatili sırasında okulda kalan kız ve erkek öğrenciler arasında bir ölüm kalım savaşına dönüşen bu süreç, hayatta kalan kızlardan Riley (Imogen Poots), Kris (Aleyse Shannon) ve Marty’nin (Lily Donoghue) diğer kızlarla dayanışma sergileyerek erkeklerden intikam almalarıyla noktalanır. Kısa filmcilik geçmişinden gelen yönetmen Sofia Takal’ın yönettiği film, yönetmeninin kadın olmasının avantajıyla feminist bir algı yaratıyor gibi görünürken; korku trüklerini kadın hakları bağlamında bir araç haline mi getiriyor; yoksa kadın haklarına ilişkin bir söylemi, korkutma eyleminin sinematografik bir anlatımına mı dönüştürüyor, pek anlaşılamıyor!..

“Kara Noel”,  bu türün pek çok örneğinde görüldüğü gibi anlık yüksek volümlü ses efektleri ve dramatik bir aydınlatmanın eşlik ettiği karanlık/yarı karanlık mekanlar ve kamera açılarıyla beylik korku, gerilim efektleri ve müziği kullansa da; bu türün örnekleri içinde yeterince etkili olamıyor ve etkisiz oyunculardan oluşan kadrosu, temposuz anlatımı ile “so what” etkisi yaratıyor. Diğer yandan klişe Noel filmlerinin içi içine sığmayan sahte neşesi ve umut dağıtan dünyasından sıkılanlar için alternatif olabilir.

EVDE TEK BAŞINA 2

Noel deyince ilk akla gelen eğlenceli filmlerden biri, afacan bir çocuğun evde yalnız kaldığı vakit, karşılaştığı olağan olmayan durumlarda bir küçük canavara dönüşebileceğini mizahla anlatan “Evde Tek Başına 2” (Home Alone 2-1992). Yönetmenliğini Chris Colombus’un yaptığı ve baş rolünde Macaulay Kulkin’in oynadığı serinin bu ikinci filminde Kevin, gene evde tek başına kalmayı becermiştir. Bir uçağa binip New York’a giden Kevin, babasının kartlarını kullanarak yaşından büyük yalanlarla bir otele yerleşir ve keyif çatmaya başlar. Oyuncakçı dükkanının çıkışında onu tatsız bir sürpriz beklemektedir: Önceki Noel’de yakalanmalarını sağladığı hırsızlar!.. Kevin onların oyuncakçı dükkanını soymayı planladıklarını öğrenir.

Yakın geçmişteki Noel filmlerinden “Noel Günlükleri”nin (The Christmas Chronicles-2018), yönetmenliğini Clay Kaytis yapmış. Filmde, Noel baba tiplemesini ünlü oyuncu Kurt Russell temsil ediyor. Russell’ın çılgın bir Noel Baba’yı canlandırdığı film, özellikle çocuklar için keyifli bir seyirlik… Film, Noel babayı iş başındayken filme çekmeye çalışan Kate ve Teddy kardeşlerin yaşadığı macerayı anlatıyor.

THE GRINCH VE YILBAŞI FOBİSİ

Dinamik aksiyon filmi “How the Grinch Stole Christmas”ın (2000) başrolünde Jim Carrey oynamış ve film “En İyi Makyaj” dalında Oscar ödülü kazanmıştı. Filmin yönetmeni ise güçlü biyografik filmlerin yönetmeni Ron Howard idi. Bu filmin 2018 versiyonu, keyifli ve eğlenceli bir çizgi film olan “The Grinch”i (2018) ise Yarrow Cheney, Scott Mosier yönetti. ABD’li hikayeci Dr. Seuss’un “How the Grinch Stole Christmas” isimli kitabından sinemaya uyarlanmış olan film, kötücül bir yaratık olan ve Noel’den nefret eden Grinch’in, yılbaşı fobisini anlatır.

BİZDEN BİR KLASİK NEŞELİ HAYAT

Son olarak bizden artık bir klasik kabul edilebilecek yılbaşı filmi “Neşeli Hayat”ı (2009) anımsatalım. Yılmaz Erdoğan’ın yönettiği ve başrolünde oynadığı bu film, adı gibi neşeli, azıcık hüzünlü ve biraz da melodramatik ögeler taşıyan bir film olsa da, sinemamız içinde özellikle yeni yıl teması bağlamında akla gelen filmlerin başında gelir. Yılmaz Erdoğan’ın filmografisinde, yönetmenlik açısından öne çıkan bir film olduğunu da belirtelim. Erdoğan, yılbaşı konseptine Noel Baba bağlamında göndermeler yaparken, yansıttığı “memleketimden insan manzaralarıyla” zekice gözlemleri ve mizahı destek alarak anlattığı öyküsüyle, sadece yeni yıla girme olgusuyla içimizi ısıtmakla kalmayıp, feodal yapının şehir versiyonuna, toplumumuzdaki emek sömürüsü ve eşitsizliklere ilişkin satirik eleştirileriyle de pencere açmıştı.

Bülent Vardar

1961, Ankara doğumlu. 1983 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü, Sinema-TV-Fotoğrafçılık Ana sanat Dalı’ndan 1983 yılında mezun oldu. Aynı üniversitede Yüksek Lisans, Marmara Üniversitesi’nde Sanatta Yeterlik yaptı. 1989 yılında yaptığı “Gemi Adamları”, 1991 yılında yaptığı “Geleneksele Dönüş” adlı belgesel filmleri, 2000 yılında Beta Yayınevi tarafından basılan “Sinema ve Televizyon Görüntüsünün Temel Öğeleri” isimli bir kitabı bulunmaktadır. Sinema konusunda pek çok film eleştirisi ve makalesi bulunan Vardar, ayrıca film, reklam filmi, televizyon yapımı ve reklam/tanıtım fotografı alanında görüntü yönetmenliği ve Aydınlatma tasarımı çalışmaları yapmıştır. Cem Kağan Uzunöz’ün “Osmanlı’da Harem Cariyeler” (1994) belgesel filminin görüntü yönetmenliğini yaptım. Oktay Yalın’ın “İzlenimler/Oda” kurmaca filmiyle, Ülker Sayın’ın “Perpetium Mobile ya da Yinelenen Hayatlar” kurmaca filminin görüntü yönetmenliğini yaptım. Ferhan Şensoy’la beraber “Varsayalım İsmail” dizisinin Işık yönetmenliğini yaptım. Pek çok TV programı, reklam filmi ve reklam ve tanıtım fotoğrafı alanında Işık yönetmenliği ve görüntü yönetmenliği yapmıştır. Bülent Vardar’ın kendisine ait 50 kw’lık bir Işık seti vardır. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sinema-TV Bölümü Öğretim Üyesi ve Sinema-TV Anasanat Dalı Başkanı ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Bölüm Başkanı olarak görev yaptı. Halen Okan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi dekanıdır.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top