YENİDEN YAPIM İÇİN TASARIM

Her şeyin ve her değerin yıkıldığı bir ortamda, yıkımı konuşmak en kolayı. Olanı biteni irdelerken, yaratıcı zihin hep geleceğe bakıyor. Çünkü bir yerden başlamak gerek. Henüz yaşananların üzerinden bir ay geçmişken, onlarca oluşum farklı alanlarda bu “yeniden yapım”ın yollarını arıyor. Oysa geçim derdi, daha ilk haftanın ardından, depremden sağ kurtulup da hayatlarına geçici de olsa bir yerlerde başlamaya çalışanların gerçeği oldu ve onlar bir an önce hayata sarılmak zorunda kaldı. Maddi ve manevi yıkıntılarla baş başayken, daha henüz şaşkınken, felaketin ortasından başka bir tür hayatta kalma sesi yükseliyordu. Bu ses yine kadınlardan geldi.

Kalrl Marx, “Sosyal gelişim kadın cinsinin sosyal konumu üzerinden ölçülür” der. Toplumda, kadına şiddet dahil pek çok sorunun temelinde annelerin rolü tartışmasızdır. Kadınlar pek çok ailenin görünür veya görünmez kahramanlarıdır. Ataerkil yapı kadını sindirebildiğince batıyoruz çukura. Diğer yandan üreten, dengeleri koruyan, ayaklarının üzerinde duran, çocuklarını eğiten ve onlara özgüven verebilen kadınlar oldukça da çıkıyoruz bu karanlıktan. Marx’ın belirttiği gibi kadının sosyal statüsü, toplumun niteliği için en belirleyici etken.

Bugün deprem sonrasında önceliğimiz olan yeniden yapıma dair bir hikaye anlatacağım size. Bu hikayenin bir tarafı kadın gücüne, diğer tarafı sosyal tasarıma dayanıyor.

Sosyal tasarım, profesyonel bir alan olarak, toplumdaki yaratıcı potansiyeli, bu potansiyelin gelişimi ve topluma katma değer sağlaması için görünmez iletişim ağlarını analiz eder ve bunlar üzerinde çalışmalar yürütür. Böylece toplumu oluşturan doku sağlam biçimde birbiri ile iletişim kuran, birbirinden etkilenen, sürdürülebilir bir yapıya bürünür.

Sosyal tasarımın temelinde insan ve insan ilişkileri vardır. Sosyal tasarımın itici gücü, insanın sahip olduğu yaratıcı hayatta kalma refleksidir. Toplum içerisinde kendiliğinden var olan, gelişen, örgütlenen, birbiri ile iletişim kuran ve doğal bir biçimde ekonomik katma değer sağlayan bireylerin olduğu bir ortamda sosyal tasarımın varlığı söz konusudur.

6 Şubat tarihinde gerçekleşen büyük Anadolu depremi, tarihi yıkım hikayeleri ile birlikte, bizlere pek çok farklı alanda da inceleyecek, ders çıkaracak deneyimleri yaşattı, yaşatmaya devam ediyor. Her şeyin ve her değerin yıkıldığı bir ortamda, yıkımı konuşmak en kolayı. Olanı biteni irdelerken, yaratıcı zihin hep geleceğe bakıyor. Çünkü bir yerden başlamak gerek. Yaşananların üzerinden bir ay geçmişken, onlarca oluşum farklı alanlarda bu yeniden yapımın yollarını arıyor. Oysa geçim derdi, daha ilk haftanın ardından, depremden sağ kurtulup da hayatlarına geçici de olsa bir yerlerde başlamaya çalışanların gerçeği oldu ve onlar bir an önce hayata sarılmak zorunda kaldı. Maddi ve manevi yıkıntılarla baş başayken, daha henüz şaşkınken felaketin ortasından başka bir tür hayatta kalma sesi yükseliyordu. Bu ses yine kadınlardan geldi.

Bir yandan acı ve çaresizlik dolu yardım çağrıları sosyal medyada yağmur olurken, bir yandan da el işleri ile hayata tutunmak isteyen kadınları örgütleyen, onları diğer kadınlarla buluşturan bir oluşum ortaya çıktı. Bir anda büyüyen bu platformun kurucusu genç bir kadındı. İzmirli Alaz Tan ile hemen o günlerde iletişim kurdum ve onun platformu sayesinde pek çok depremzede kadınla da temas kurabildim. Tan’ın tamamen içgüdüsel bir biçimde oluşturduğu bu platform, sosyal medyanın yararlı bir araç olarak olumlu biçimde kullanıldığı tarihi örneklerden biri olarak eminim kayıtlara geçecektir; aynı zamanda sosyal tasarım adına da iyi bir örnek niteliğinde. Hikayesini sizlere kendisinden aktarmak üzere sorularımı yönelttim. Geçtiğimiz ay benim içimi en çok aydınlatan girişimlerden biri bu kadın dayanışması oldu. Umarım sizin için de umut verici olur.

Takip etmek ve destek        vermek isteyenler İnstagram’da

@elemegidayanismaplatformu’ndan ulaşabilirler.

Sizi tanıyabilir miyiz?

İsmim Alaz Tan.İzmir doğumluyum, bir süre mimarlık eğitimim ve sonrasında Viyana’da yaşadıktan sonra geri döndüm; şu an eşim ve kızımla İzmir’de yaşıyorum.

2016 yılından beri Çeşme-Alaçatı ve Bodrum-Yalıkavak’ta tasarımcılarla çalıştığım DIZEGNIA adında iki şubesi olan bir giyim mağazam var.

Böyle bir girişim sanıyorum iç güdüsel olarak doğdu?, biraz bahseder misiniz?

Hülya Hanım, Hatay Kırıkhan’da bizim için 3 aydır evinde el işiyle üretim yapıyordu. Ben ona malzemeleri gönderiyordum, o bana yaptığı üretimi gönderiyordu. Sürekli iletişim halindeydik. 6 Şubat sabahı uyanıp Hatay’ı da etkileyen büyük bir deprem olduğunu öğrendiğimde panikle ona ulaşmaya çalıştım, ulaşamadım. Bende adresi olduğu için sosyal medyadan onun yaşadığı bölgeyi arattığımda o bölgede yıkılmış bina enkazlarında kalan insanlara ulaşmak için yardım çağrıları olduğunu gördüm ve açıkçası umudumu kaybettim.

Saatler sonra bana mesaj attı. Evlerinin yıkıldığını,ailesine birşey olmadığını fakat 4 çocuğuyla sokakta kaldıklarını söyledi.

Çok üzüldüm, onlar için birşey yapmak istiyordum fakat İzmir’den yapabileceğim pek de birşey yoktu. Önce ona maddi olarak destek olmak istedim, kabul etmedi. İnsan uzaktan bunu farkedemiyor ama zaten o anda depremin ilk gününde Hatay’da maddiyatın bir önemi kalmamış durumdaydı. Onlara ev bulmaya çalıştım. Sosyal medyadan bir çağrı yaptım. Evlerini açmak için geri dönenler oldu; fakat onlara başkaları tarafından bir ev bulunmuştu ve oraya gittiler. Benim bulduğum evler de depremden etkilenen başka ailelere verildi.

Hülya Hanım da ailesiyle Bursa’da onlar için bulunan yeni eve taşındılar. Tabi bu bir süreç bu süreçte onunla sürekli iletişim halindeydik.

Ben ona sürekli sizin için ne yapabilirim diye soruyordum; o da bana sadece dua et, ayrıca hakkını helal et bütün işlerin, malzemelerin enkaz altında kaldı diyordu.

Bir süre sonra benden bir isteği oldu. Dedi ki “Lütfen bana malzemeleri gönder bütün işlerimize sıfırdan başlayalım çünkü benim eşimin de artık işi yok, ben de hem örgü örersem psikolojik olarak rahatlarım hem de kazancıma devam ederim.” Ben onun yeni evine malzemelerimizi alıp gönderdim ve bu ve benzeri durumda daha bir çok kadın olabileceğini düşündüm.

Depremin etkiledigi 11 sehirde, el işleriyle aile buütçesine katkıda bulunan kadınların rolü eşlerinin de işlerini kaybetmesi nedeniye aslında çok daha önemli bir hale geldi. Bu kadınların hem motivasyonlarını hem de yeni hayatlarında kazançlarının devamlılığını sağlamaya katkı sağlamak için bir platform oluşturmaya karar verdim. Instagram’da @elemegidayanismaplatformu sayfasını açıp kendimi, amacımı en basit ve samimi şekilde yazdım ve ilk gönderiyi paylaştım. Kendi ailem ve arkadaşlarımın paylaşımlarıyla daha fazla insana ulaştı ve çok kısa bir sürede hiç tanımadığım insanların, ünlülerin ve influencerların paylaşım desteğiyle hem depremden etkilenen ve destek talebi olanlara hem de onlara destek olmak isteyen bireysel müşteri ve firmalara ulaştık.

Peki nasıl işliyor bu platform?

Paylaşımlardan destek talebi olan depremden etkilenmiş bir kadına ulaşıyorsunuz. Direkt kendi hesabıyla iletişim kuruyorsunuz, önceki gönderilerinden yapabileceği üretimle ilgili bir fikir ediniyorsunuz. Sonrasında oluşturmak istediğiniz sipariş için gerekli olan malzemeyi tedarik edip kargoyla kendisine gönderiyorsunuz o da siparişinizi hazırlayıp size gönderiyor aslında çok basit bir işleyiş var.

Bu bir yardım veya bağış kuruluşu değil, kadının elişiyle elde ettiği kazancı deprem sonrasında devam ettirmeye yönelik bir oluşum.Tamamen sürdürülebilir kazanca yönelik bir dayanışma modeli.

Şehirlerinden ayrılanlar için kargoya ulaşmak malzeme desteği alıp siparişi hazırlayıp geri göndermek daha kolay. Diğerleri için şu an malesef bu çok zor çünkü çoğu bölgeye bireysel kargo henüz kabul edilmiyor.Fakat geleceğe yönelik iletişimler kuruldu, kargolar açıldığında onlar da başlayacak.

Ne kadar süredir çağrı yapıyorsunuz?

İlk gönderiyi depremden sekiz gün sonra 14 Şubat’ta paylaştım ve öncesinde bir planlamam olmamıştı. Bahsettiğim aile Hatay’ı terkedip yeni evlerine yerleşip benden malzeme talebi olduğunda 8.günmüş

Kaç kişi başvurdu?

İlk 12 günde 700 ve üzeri başvuru oldu bunlar bana mesaj atanların sayısı; bunun dışında gönderilerin altına yapılan yorumlar da var onların sayısını tam olarak tutamıyorum.

Geri dönüşümleri, diğer bir deyişle kurulan iletişimi, sağlanan faydayı takip edebiliyor musunuz?

İlk paylaşımımı yapmamın 5. gününde sipariş ve malzeme kargoları fotoğrafları göndermeye başladılar. Çok fazla sipariş aldığını söyleyen geri dönüşler oldu, bireysel müşteriler kadar kurumsal firmalara da ulaştık. 8 Mart kadınlar günü için toplu siparişler veren firmalar oldu, bunun çalışanlarına hediye etmek için sipariş verenler, mağazada satışı için sipariş veren şirketler var. Bunun dışında hali hazırda bir ekiple el işi üretim yaptıran firmalar da bu platformdan kadınlara ulaşıp üretim ekiplerine aldılar. Tabi bütün bunları sadece bana yapılan geri dönüşlerden biliyorum çünkü benim üstüme aldığım misyon sadece destek talebi olanların ve destek olmak isteyenlerin sesi olmak. Kendi aralarındaki iletişimle ilgilenemiyorum çünkü malesef o çok başka ve çok büyük bir iş.

Ne kadar zamanınızı bu işe ayırıyorsunuz? Bir kazanç beklentiniz olmadığını var sayarak soruyorum… böyle ise, siz geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz?

İlk günlerde vicdani sorumluluğumdan dolayı panik halinde hiç durmadan en hızlı şekilde mesajları paylaşıyordum.

Sonra sürdürülebilir bir sistem kurmanın uzun vadede daha işe yarar olacağını düşündüm. Çünkü sayfa büyüdükçe aslında her insanın mesajı farklı bir kişiye ulaşıyor. Şimdi günde belli aralıklarla belli sayıda destek talebi mesajı paylaşıyorum. Bunların içeriği örneğin şu şekilde ‘Ben Merve, Adıyaman’da yaşıyorum. Deprem sonrası Ankara’ya taşındım. Bebek battaniyesi, hırkası ve çocuk oyuncağı örüyorum.Yaptığım işlere sayfamdan ulaşabilirsiniz’ bunun gibi mesajları ben hikayelerde paylaşıp iş arayanlar kısmına sabitliyorum böylece mesajları hiç kaybolmamış oluyor.

Benim kendi işimde iki iş yerim de yazlık yerlerde olduğu için şu an çok yoğun bir üretim aşamasındayız.Günümü kendi işim için çalışma ve el emeği platformu için çalışmam olarak ayırdım. İkisini bir arada yürütmeye çalışıyorum.

Bu süreçte içinize en dokunan olay ne oldu?

Teşekkür için yazan çok fazla kişi oldu, hiç görmediğim şehirlerden birçok insanla tanıştım, sürekli konuşuyorum onlarla ve hayatlarına olumlu bir şekilde dokunuyor olmam beni çok mutlu ediyor.

Şu an ailesiyle yurda yerleştirilen biri kendisine sipariş verilmesinin dışında sipariş veren kişinin diş hekimliği okuyan oğluna da burs verdiğini söyledi açıkçası şu ana en mutlu olduğum geri dönüş bu oldu.

Bu süreçte karşılaştığınız en zorlu an ne oldu?

Bu süreçte %95 çok olumlu geri dönüşler oldu fakat malesef hayatta hiçbirşey tam olarak olumlu ilerlemiyor. Bazen de şöyle şikayetler geliyor; bize destek olmak için mesaj atanlar oldu ama bir daha yazmadılar. Sipariş vermekten vazgeçmiş olsalar bile lütfen bunu bize bildirsinler çünkü psikolojimiz bunu kaldırabilecek durumda değil. Bu konuda da insanların hassasiyetini rica ediyorum. Destek talebi olan birine ulaştığınızda çalışma şartları size uymasa bile lütfen ona bunu bildirin. İnsanlara bir anlık umut olup sonra ortadan kaybolduğunuzda bunu onları çok kötü etkiliyor. Bu normal bir online sipariş sistemi değil, özel hassasiyet gerektiren bir durum ,anlayışlı olmak gerekir.

Bunun dışında ailesi,çocuğu enkaz altında hayatını kaybetmiş insanların yazdığı mesajları okurken çok etkileniyorum. İster istemez onlara daha fazla destek olunmasını istiyorum umarım onlara da ulaşılıyordur.

İlk 10 günde sayfa 200 bin kişiye ulaştı çok fazla destek ve tebrik mesajı aldım.

Sadece bir kişi ‘Orada insanlar, aç, çadır bulamıyorlar siz burda atkı ördürüyorsunuz. Ne yaptığınızın farkında mısınız? Kendinize gelin’ diye bir yorum yaptı.

Ona da ‘Barınma ,arama kurtarma ve yiyecek bu durumda birinci öncelik olabilir fakat psikolojik destek ve gelir de ikinci öncelik, bu platforma destek olan insanlar eminim ki birinci öncelik için de ellerinden geleni yapıyorlardır izin verin depremden etkilenen ailelerin motivasyonları ve kazançları için de biz çalışalım’ diye bir cevap yazdım ve yorumu yapan kişi ne demek istediğimi anladı. Kimseyi kırmadan incitmeden elimizden geleni yapmak zorundayız, böyle bir felaketten dayanışma olmadan çıkamayız.

Girişimin geleceği için plan yapabildiniz mi? Hayalleriniz var mı?

Ben yazılım bilen, dijital dünyaya hakim biri değilim dolayısıyla bu girişim nerelere gidebilir çok öngöremiyorum. Fakat bana açık açık ben depremden etkilenmedim ama benim de üniversite eğitimim için, aileme katkıda bulunmak için, çocuğumun sağlık giderleri için vb. el işlerimi satmam gerekiyor diye mesajlar geliyor. Bu durumlara da gözümü kapatamayacağım için onların destek taleplerini de paylaşıyorum. Bu girişim gelecekte el işiyle geçimini kazanmak için seslerini duyurdukları bir oluşuma dönüşebilir, umarım bunu başarabilirim.

Bizlere son mesajınız ne olabilir?

Depremin ikinci günü ben üretim için atölyedeydim. Bir firmanın deprem bölgesine sweatshirt kolileri gönderdiğini gördüm ve bunu görmek bende bir farkındalık yarattı. Belediyenin desteğiyle mağazamda satışta olan bütün kışlık kıyafetleri ve içlerine giyebileceklerini düşündüğüm için t-shirtleri deprem bölgesine gönderdim. Fakat sonra medya aracılığıyla yol kenarına atılan yığınlarca kıyafet olduğunu gördüm. Bu süreçte herkes nereye gideceğini bilmediği yardımlar yaptı.

El emeği dayanışma platformu bir bağış toplama veya yardım platformu değil. Hayatın sürekliliği, motivasyon ve kadının iş gücüne dayalı bir dayanışma platformu.

Bu sayfa ne kadar çok paylaşılırsa destek talebi olan kadınlara o kadar çok insan ulaşacak ve sipariş verecek.

Ben şöyle diyorum ‘Belki henüz farkında değilsin, fakat depremden etkilenen bölgelerde yaşayan bir kadının senin için öreceği bir hırkaya çok ihtiyacın var’

Bu felaketten 13 milyon kişi etkilendi. 11 şehirde öncesinde aile bütçesine ek gelir sağlamak isteyen kadınların eşleri de işini kaybetti. Şu an en basit şekilde el işleriyle tüm ailenin giderini sağlayabilir bu kadınlar.Lütfen bu konuya hassasiyet gösterilsin ve mümkün olduğu kadar çok kişiye ulaşsın.

Depremden etkilenen 11 şehir varsa, destek olmak isteyecek 70 şehir var…Elele verelim ve bu ailelere sahip çıkalım…

Benim iş kolum üretimdi,ben bu konuda bir dayanışma platformu kurdum,herkes kendi iş kolunda başka fikirler üretebilir. Deprem ülkesinde yaşıyoruz. Her an hepimiz tehlike altındayız ve dayanışma yapmak zorundayız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Özlem Yalım Arşivi