Yeşil Altın: Fındık – 3

Son Güncellenme Tarihi: Mayıs 24, 2020 / 04:42

“Fındık” konusuna ayırdığım son üç yazımın sonuncusunda önerilerimi sizlerle paylaşacağım.
• • •
Ülkemizin üretimden gelen avantajı ile dünya piyasalarında ürün arzında belirleyici ve düzenleyici bir aktör olarak rol alması sağlanmalıdır. Bu rol için üretimin ve fiyat seviyesin istikrarlı olmasına, fındık ticaret ve pazarlama alt yapısının güçlendirilmesine ihtiyaç vardır.
• • •
Türk fındığının tüm dünyaca kabul edilen tanınan bir markası yoktur. Türk Fındığı için bu durumun gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
• • •
Geleneksel olarak fındık satışı yaptığımız pazarlar dışında, yeni alternatif pazarlara fındık ihracatı yapılabilmesi için gerekli pazar araştırmaları yapılmalıdır. İhraç politikası, natürel iç fındığın yanı sıra, katma değeri yüksek işlenmiş mamul ve yarı mamul fındık ürünlerine yönelik olarak iyi tarım uygulamalarını ve gıda güvenliği esas alınarak geliştirilmeli, ihracat gelirlerinde istikrar sağlanmalıdır.
• • •
Üretim yapısını ve karlılığı dikkate alan etkin ve sürdürülebilir bir destekleme modeli ve politikası oluşturulmalıdır. Piyasa fiyatının üretim maliyetlerini karşılamaması durumunda, telafi edici destekleme ödemesi yapılmalıdır.
• • •
Mevcut fındık alanlarında verimliliği, birim alandan daha fazla ve kaliteli ürün elde edilmesini sağlayacak çalışmalar desteklenip teşvik edilmeli, fındık üretimine izin verilmeyen alanlardaki ve taban arazilerdeki üreticiler cazip bir destekleme politikası ile alternatif ürünlere yönlendirilmelidir.
• • •
Üretimden, tüketim ve dış ticarete kadar olan süreçte fiyat ve arz istikrarı sağlanması için ürün borsaları ve lisanslı depoculuk gibi tarım ürünleri ticaret ve pazarlama alt yapılarının etkin olarak rol alması sağlanmalıdır.
• • •
Fındık politikasının talebin artırılarak, mevcut arzın tamamının ihracat ya da iç tüketim yoluyla değerlendirilebileceği bir yapıya oturtulması sağlanmalıdır.
• • •
Üretim yapabilmek için yeni dikim alanlarının nereler olacağı belirlenmeli ve bu açılım izne tabii hale getirilmeli ve ciddiyetle uygulanmalıdır. Mevcut alanlarla ilgili tercih üreticiye bırakılmalıdır.
• • •
Fiskobirlik’e devlet hiçbir şekilde müdahalede bulunmamalıdır. Birlik, kendi işlevi çerçevesinde sektörde yer almalı ve üretici adına yönetilmelidir.
• • •
Fındıkta araştırma-geliştirme faaliyetlerini en üst düzeye çıkarmalı ve bunun içinde bölgedeki Fındık Araştırma Enstitüsü modernize edilmelidir.
• • •
Tarım Sigortası Sistemi fındıkta yaygınlaştırılmalı. Miras Hukuku’nda düzenlemeler yapılarak arazilerin bölünmesi önlenmelidir.
• • •
Üreticiler, Doğu Karadeniz bölgesinde fındığa alternatif yeni ürünlerin teşvik edilmesi yerine, fındıkla beraber ürün desenini çeşitlendirilerek ilave gelir getirecek yeni ürünlere yönlendirilmelidir.
• • •
Tarım Bakanlığı, Tarımsal danışmanlık desteğine kısıtlama getirirken, özel bir firma Bakanlık gibi görev üstlenerek ihracat dışında üretimde de etkin olmaya başladı. Fındıkta tekel oluşturarak fiyatları kontrol eden şirket, uyguladığı proje ile üreticiyi kendine bağlamış olacaktır. Sürecin tüm aşamalarında bir veya birkaç şirketin hâkim ve belirleyici olmasının, fındık üreticisinin aleyhine bir durum yaratacağı açıktır.
• • •
Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (FİSKOBİRLİK) diğer tarımsal birlikler gibi üreticiden koparılarak bir tabela örgütüne dönüştürüldü. Üreticinin sahipsiz olmasının yol açtığı olumsuz durum, özel şirketlerin sürecin tüm aşamalarında belirleyici olmasından kaynaklanan olumsuzlukla bir arada düşünüldüğünde sonuçlarının üretici lehine olmayacağı açıktır. Piyasaya az sayıda şirketin hâkim olmasının engellenmesi, çok sayıda ve örgütsel gücü zayıf çiftçilerin bir araya gelip, pazarlık gücü elde etmesi ile mümkün olabilecektir.
• • •
Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) edilgen tavrı, fındıkta üreticinin firmaların rekolte oyunlarına maruz bırakılarak, istedikleri fiyatı belirlemelerinin önünü açıyor. Bunun önüne geçmek için en temel koşul rekolte açıklanması ve TMO’nun üretici lehine bir fiyattan fındık alımı yaparak üreticinin korunmasıdır.
• • •
Fındık için söylenecek son söz, mevcut olan iktidar ve buna bağlı TMO, büyük şirketlerin yanından daha çok üreticinin yanında olması gerektiğidir.

Kubilay Kaptan

1970 yılında Trabzon’da doğdu. İlkokul ve ortaokul eğitimini İstanbul’da, lise eğitimini İstanbul ve Toronto’da tamamladı. Lisans eğitimini, 1993 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünde; yüksek lisans eğitimini 1995 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladı. Doktora eğitimine Boğaziçi Üniversitesi’nde başlayan Kubilay Kaptan, Princeton Üniversitesi’nde geçirdiği dönemle beraber doktora çalışmasını 2004 tarihinde tamamladı. 1995 yılında STFA’da çalışmaya başladı. 1995 yılında Pakistan’da teknik ofis mühendisi, 1997 yılında Abu Dhabi’de Şantiye Şefi olarak görev yaptı. 1999’da Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Komitesi’nde Statik Şefi olarak çalışmaya başladı ve 2000 yılında Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Komitesi’nin ilk Türk İnşaat delegesi olarak seçildi. İnşaat delegesi olarak Hindistan, Bangladeş, Afganistan, Nepal’de görevlerde bulundu. 2001 yılında Uluslararası Kızılhaç Komitesi’ne de Anlaşmazlık Delegesi olarak çalışmaya başladı ve farklı ülkelerde görev yaptı. 2002 yılında Tancon İnşaat; 2006 yılında, Ukrayna’da D&C Company, 2007 yılında Nadir Yapı’yı kuran Kubilay Kaptan farklı inşaat projelerinde görev aldı. Akademik kariyerine 2006 yılında Yeditepe Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi mimarlık bölümünde başladı. 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Anabilim dalında, 2009 yılında İstanbul Aydın Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Anabilim dalında, 2015 yılında Okan Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Anabilim dalında ve 2016 yılında Beykent Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Anabilim dalında yardımcı doçent olarak görev yaptı. 2009 ve 2014 yılları arasında Afet Araştırma Merkezi’nin kuruculuğunu ve müdürlüğünü üstlendi. Beykent Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Türkçe ve İngilizce Bölüm başkanlığına 2018 yılında atandı. 2017’de ilk kitabı Bilim İnsanlarının Tarihi, 2018’de ikinci kitabı Yansımalar ve 2021’de ilk romanı Oyuncak Bebek yayınlandı. Halen inşaat mühendisliği, yazarlık, IFRC ve ICRC danışmanlığını sürdüren Kubilay Kaptan evli ve bir çocuk babasıdır.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top