Ayşe Naz Hazal Sezen

Ayşe Naz Hazal Sezen

Yılın kelimesi: Gaslighting

Gaslighting, kurbanın kendi düşüncelerini, gerçeklik algısını ve anılarının hakikatini sorgulamasına neden olan; tipik olarak kafa karışıklığı, güven ve özsaygı kaybı yaratarak, faile yönelik duygusal ve zihinsel bağımlılık oluşturması hedeflenen ve genellikle uzun bir vakte yayılan psikolojik manipüslasyon tekniğidir.

Zamanla gerçeklikle kaybolan bağ kafa karışıklığına, yalıtılmışlığa; sürekli endişeli, güvensiz ve stresli hissetmeye neden olur.

Merriam-Webster çevrimiçi sözlüğüne göre 2022 yılının kelimesi “gaslighting”; zira kelimenin aratılma oranı yıl içinde yüzde 1740 oranında artmış. Gaslighting, kurbanın kendi düşüncelerini, gerçeklik algısını ve anılarının hakikatini sorgulamasına neden olan; tipik olarak kafa karışıklığı, güven ve özsaygı kaybı yaratarak, faile yönelik duygusal ve zihinsel bağımlılık oluşturması hedeflenen ve genellikle uzun bir vakte yayılan psikolojik manipüslasyon tekniğidir.[1] Başka bir deyişle, kişi ya da kişilerin kendi maddi ve manevi çıkarları için karşısındakine uyguladığı duygusal bir istismar biçimidir.

 Neden gaz lambası?

Gaslighting, ilk olarak 1938 yılında Patrick Hamilton’un yazdığı oyunda, baş karakterin yanlış bilgilerin manipülasyonuyla kendi anı ve algılarından şüphe etmesini ele alınıyor. 1944 yılına gelindiğinde, George Cukor’ın yönetmenliğinde, kocası tarafından çeşitli manipülasyon yöntemleriyle hakikatten ve kendisinden şüphe duymaya başlayan kadının hikayesi beyaz perdeye aktarılmasını ardından gaslighting kelimesi yavaş yavaş benzer eylemlerin açıklanması için kullanılan bir terim olarak gündelik hayata geçiş yapıyor. Gaz Lambası (Gaslight) filminde Boyer, Bergman’ı gerçeklik anlayışının en iyi ihtimalle zayıf olduğuna, aslında gördüğü ve hissettiği şeylerin gerçekleşmediğine ikna ederek, dikkatini kendi işlemeye çalıştığı suçtan uzaklaştırıyor. Tavan arasında duymadığını iddia ettiği sesler çıkarır, eşyaların yerlerini değiştirir, evin her yerinde bulunan gaz lambalarının sürekli ayarları ile oynar ve karısına değişen hiçbir şey olmadığını, onun sanrılara kapıldığını ima eder. Zamanla gerçeklikle kaybolan bağ kafa karışıklığına, yalıtılmışlığa; sürekli endişeli, güvensiz ve stresli hissetmeye neden olduğunu görürüz.

Bireysel değil, toplumsal da olabilir

Gaslighting, aldatma, dezenformasyon ve manipülasyonun tek bir kişi tarafından romantik ilişkilerde kullanılmasının ötesinde aile, işveren ve arkadaşlar tarafından uygulanabileceği gibi okullarda, iş yerlerinde, siyasette veya toplumların üzerinde kullanılabilir. Zira gaslighting uygulayan, karşısındakini kendi zihninden adım adım şüphe ettirerek kendine güvenini yitirmesini başarır. Buna binaen mağdur üzerinde güç ve kontrolü ele geçirerek hem kurbanı kendilerine bağımlı hale getirir hem de kurbanın ilişkiyi sonlandırma ihtimalini düşürür. Kendi düşünce, algı ve içgüdülerine güvenemez hale gelen mağdurun benlik duygusu yavaş yavaş parçalanmaya başlar. Müteakiben sorgulamaktan kaçınan, sorgulasa dahi kendine güvenmediğinden eyleme geçemeyen, bireysellikleri kaybolmuş, kişisel kontrollerini yitirmiş kişiler ve topluluklar oluşur.

Bilhassa, toplumsal roller ve toplumda kadının yeri hususunda devlet politikalarıyla da gaslighting uygulandığı görülebilir. Kadının eyleme geçmeye cesaret etmesi, pederşahi toplulukların içinde “kadın dediğin…” ile başlayan ağırbaşlı ve itaatkâr rollerin içinden çıkması ve kurulmuş düzenin değişmesine dair adım attığı durumlarda, “aşırı duygusal”, “yetersiz”, “elinin hamuruyla işe karışmış” veya “deli” gibi tasvirlerle karşılaşması, gaslighting uygulamasının toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden yansıması olarak görülebilir. Niyet romantik ilişkilerdekiyle benzerdir; izolasyon ve savunmasızlık arttırılarak benlik duyguları ne kadar yok edilebilirse, kurbanlar faillerine o kadar bağımlı kalacak ve ilişkiyi sonlandıramayacaktır.

Gaslighting teknikleri: Doğrudan Yalan

Gasligting sinsi bir manipülasyon tekniği olarak görülse de her zaman incelikli değildir. Doğrudan yalan söyleyerek genellikle gizli ve olumsuz davranışlar örtbas edilmeye çalışır. Nereye harcandığı belli olmayan bir paranın hiç var olmadığını söyleyebilir ya da parayla ne yapıldığı konusunda bilgileri çarpıtılabilir. Hemen hemen her seferinde yalan söyleyen gaslighting uygulayıcıları ilişkide güvensizlik yaratır. Mağdurlar, kolay söylenen yalanlar karşısında afallayabilir, kendi bilinçlerinden şüpheye düşebilir ve partnerleri tarafından ihanete uğramış hissedebilirler.

Gerçeklik manipülasyonu

Gerçeklik manipülasyonunda, mağdur gerçeklik üzerinde kendi hakimiyetini kaybederek neyin doğru neyin yanlış olduğunu karıştırmaya başlar. Burada karakteri ya da davranış hakkında açıkça yalan söylenmesi değil, diğer kişinin algısına saldırma vardır. İş yerinde düzenlenecek bir yemeğe, aynı çalışma grubunun içinde olmasına rağmen davetiye atılmamış kişiye, patronunun “Davetiyeyi kaybetmişsin” ya da “Davete gelmemeyi seçen sensin” çıkışı, çalışanın hayaller yarattığını, paranoyak davrandığına dair imayı barındırır. Doğrudan yalandan ziyade kişinin gerçeklik algısına saldırılır. Partnerini başka biriyle flörtleşirken gören tarafa; “Saçmalıyorsun; kendi kafanda kuruyorsun; yanlış anlamışsın; bu kadar güvensiz hale gelmen beni endişelendiriyor; belki de akıl sağlığın için artık yardım almalısın” benzeri cevaplar verilmesi, kişinin kendi gerçekliğinden şüpheye düşmesine, kendi akıl sağlığını sorgulamasına neden olur. Yapılan hem psikolojik hem duygusal istismar biçimdir.

Günah keçisi arama

Kendi hatalarının yükünü alamayan, kendi suçluluğuyla baş edemeyen, -maddi ya da manevi- sadakatsizliğinin sonuçlarına katlanamayan gaslighting uygulayıcısı ekseriyetle bir günah keçisi arar. Birini günah keçisi ilan ederek tüm sorumluluklarından kurtulur; böylelikle dikkati kendi üzerinden savuşturabilir. Çalışanını davet etmemesine rağmen “İyi bir çalışan olsaydın davet edilirdin.” diyen patron ya da “Bana yeterince ilgi göstermediğin için başkalarıyla flört etmek zorunda kalıyorum.” diyen partner, yaptıkları davranışların sorumluluğunun karşı tarafa ait olduğuna dair mağduru ikna etmeye çalışırlar. Kötü bir davranışın haklı çıkarıldığı bu yöntemde karşı tarafın kusurlarından/zayıflıklarından yararlanılır. Karşı taraf bir şeyler uydurmakla suçlanabilir ya da yapılan inkâr edebilir. Mağdur, ilk birkaç denemede yanılmadığından emin olsa da sık sık tekrarlanması durumunda bu davranışların sergilenmesinde gerçekten bir rolü olup olmadığını sorgulamaya başlayabilir.

Önemsizleştirme

Kendilerine ait sorumluluklarını almaktan kaçınan gaslighting uygulayıcıları, aynı zamanda ilişkide yarattıkları duyguların ve ilişki ihtiyaçlarının mesuliyetlerini almazlar. Aksine, olabildiğinde gereksinim ve hisleri yok sayarak, önemsizleştirerek kişinin kendisini değersiz ve küçük hissetmesini sağlayabilirler. Temel gereksinimleri isterken bile karşısındakini abartmakla suçlayabilir, yaptıkları bir davranışa tepki verildiğinde ötekini aşırıya kaçmakla itham edebilir veya gülüp dalga geçebilirler. Mağdur, şikâyet edecek bir şey olmadığına inandırılır; duyguları ve deneyimleri geçersiz kılınır. Partnerinin aşırı flörtleşmesinden rahatsız olan, öfke, üzüntü ya da hayal kırıklığıyla bunu gündeme getiren mağdura alaycı biçimce “İyi tarafından bak, en azından onunla birlikte olup, seni aldatmadım.” diyebilen gaslighting uygulayıcısı, ayrıca karşısındakini şaka kaldırmamakla ve espri anlayışı olmamakla suçlayabilir. Romantik ilişkilerde yaygın gözüken bir tavır, aile ilişkilerinde ve iş hayatında da oldukça mevcuttur.

Devamı haftaya…


[1]

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşe Naz Hazal Sezen Arşivi