Yönetici icraat yapar yaygara değil!

Kulüplerde sezon başlangıcı hem idari hem de teknik açıdan genellikle sıkıntılı geçer. Olağanüstü koşullarda bu olumsuz süreç etkisini, kayıplarını daha fazla hissettirir. Tıpkı pandemi nedeniyle bu sezon olduğu gibi. Zira geçen sezon uzadı, bu sezona giriş süresi kısaldı. Hazırlık dönemi kısa bir alana sıkıştı. Hazırlık maçları yeterince yapılamadı. Ekonomik durumu iyi olmayan, gelirleri pandemi nedeniyle sınırlı kalan, borç batağındaki kulüpler “akşam pazarı ucuz olur” mantığı ile alışverişe çıkan dar gelirli vatandaş gibiydi. Elde kalmış, kulüp bulamamış, açığa düşmek istemeyen oyuncuları seçmenin peşinde koşup transferin son saatlerini beklediler. Öyle de oldu. Saatler hatta dakikalar içinde biten transferleri gördük. Evrakları yetişmeyen ve bu yüzden UEFA’ya gidilen oyunculara da şahit olduk.


Kimsenin umurunda değil. Alınan oyuncu uyum sağlayacak mı? Ya da ne kadar sürede olacak?
Alındı mı? Alındı.
İsmi var mı? Var.
Trabzonspor Messias diye bir oyuncu aldı. Ligde hiç forma giymeden gitti. Bu oyuncuya milyonlar verildi. Kim dert etti? Menajeri kazandı. Oyuncu kilo aldı, gitti.
Turist gelip turist gitti.
Başkan Ahmet Ağaoğlu ve ekibi iki yılda 23 yabancı oyuncu aldı. Takımda sadece dördü kaldı. Kalan oyunculara bir bakın Ekuban, Nwakaeme, Hosseini ve Campi. Oynayan ve yıldızı parlayan oyuncular Ağaoğlu’nun ilk döneminde alındı. Yani As Başkan Hayrettin Hacısalihoğlu döneminde.
Başkan Ağaoğlu’nun çok iyi bildiği denizcilik terimiyle, “Gemi rotasını şaşırıp, buz dağına çarptı” transferde! Gerçek hayattada gemiyi batırdı!!. Şampiyonluğun kaçtığı sezon hataların bedeli ödendi. 10’a yakın yabancı alındı. Şu an takımda sadece Campi kaldı.
Kimi forma giymeden gitti.
Kimi kaçtı.
Kimisi de sabıkalı çıktı.


Obi Mikel, Sturridge gibi oyuncular takıma katkı verebilseydi Trabzonspor şampiyondu. Ya da onların ayarında iki oyuncu alınabilseydi. Şampiyonluk gitti. Milyon dolarlar uçtu. Yönetim kolaycılığı seçip faturayı yan kollara kesti!!


Trabzonspor’da yönetimler ne ders alıyor ne de akıllanıyor. Gelen gideni aratıyor. Trabzonspor bu sezonda 10 yabancı aldı. Futbol tarlası, ürettiği ve sattığı yerli oyuncular göz önüne alınırsa üzücü bir rakam. Tabi alınanlarla ilgili gelişmeleri yaşayıp göreceğiz. Yerli gençlerin çıkmayacağı kesin! Bu kadar yabancının içinde yerlinin imkan bulması zor, hatta imkansız.
Ligin 4 haftası geride kaldı. Kayıp 7 puan var. Hemen fatura hakemlere kesildi. Haklı olan kısımlar var. Topyekün faturayı kesmek doğru mu? Değil..


Ağaoğlu’nun hafta sonu kapalı olan TFF’yi ziyareti düşündürücü. Kim bunlara bu aklı veriyorsa onun Ağaoğlu’nun koltuğunda gözü var demektir. Kulübü rencide etmek, küçük düşürmek için bir çalışma bu. Ağaoğlu bu tuzağa nasıl düştü? Yol yordam bilen Ağaoğlu’nun davetsiz, tatil gününde TFF’ye giderek niyetinin Nihat Özdemir ile görüşmek değil, yaygara koparmak, tribüne oynayıp, gaz alma gayreti içinde olduğunu gördük. Doğru işler için samimi olmak gerekmez mi? TFF Başkanı bir saldırıya uğrarsa bedelini kim ödeyecek? Bu ülkede ucuz kahraman olmak isteyenlerin ne kadar çok olduğunu gördük!


Şimdi daha iyi anlıyorum.; CAS’tan dönerken havaalanında bankta uyumanızın ne kadar yapmacık olduğunu!!
Ciddi adamlar yaptığı ciddi işlerle anılır. Yaygaralar belki günü kurtarır ama geleceği karanlığa gömer. Yani yönetici icraat yapar, yaygara değil!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cevat Kol Arşivi