Aytuna Tosunoglu

Aytuna Tosunoglu

Yukarı Bak

Chomsky geçen hafta Medyascope’da çevirisi yayınlanan bir on-line röportajında virüs salgınının politik ve toplumsal etkileri üzerine konuşmuş. Bilgi birikimi dediğimiz şey seneleri devirmekle de
ilgili. Chomsky bu sene 92 yaşında ve Korona virüsün yapışkan bulaşıcılığından kaçmak için Tucson’da (ABD, Arizona) kendisini tecritte tutuyor.
Chomsky’nin konuşurken verdiği örneklem büyüklüğü, zamanda geçmişe
doğru uçmasını beceren bir İHA gibi, bilgiyi toplamış, işlemiş. İlk makalesini on yaşında İspanyol İç Savaşı sürerken Barselona’nın düşmesinin ona düşündürttükleri hakkında yazmıştı. On yaşında bir çocuğun sokakta çember çevirmesinin yanında makale yazıyor olması, o çocuk Chomsky’se şaşırtıcı ya da komik gelmiyor. Makalesinde İspanya’daki faşizm salgınının bütün Avrupa’ya acımasızca yayılması ve nasıl sonlanacağı hakkında öngörülerde bulunmuş. Bunları çocukça korkular olarak nitelendirmek fena halde yanlış olur.
Yine çocukken Hitler’in Nürnberg mitinglerini radyoda dinlemiş. Hani
siyah beyaz görüntülerde, briyantinli bir tutam saçı alnının ortasında megalomani rüzgarıyla titreşirken, ince dudaklarından sert kelimelerle birlikte saçılan ükürük damlalarını dahi görebildiğimiz o ambiyanstan bahsediyorum. Heyhat o damlacıklarda henüz Korona virüsü yok,
ama… Chomsky röportajında, dünyanın (ülkelerin) kaderinin anti-sosyal kişilik bozukluğu olarak nitelendirilen, kanunları çiğneyen, kimsenin haklarına saygı duymayan şaklabanların elinde olduğu düşüncesinin akıllara ziyan olduğunu söylüyor. Korona virüs salgınının etkisiyle bizler
haklı olarak başka bir boyutta düşünürken (ölmez sağ kalırsak maddi anlamda geçinebilecek miyiz boyutu), Chomsky şu anda yüz yüze olduğumuz iki önemli tehlikeye dikkat çekmiş. Biri, silah denetiminden geriye kalanların yok edilmesi hakkında kızışacak nükleer savaş tehlikesi, diğeri de küresel ısınmanın yarattığı ve yaratacağı tehlike. Bunların
arasına yeni virüs salgınının da gelmesini korkunç sonuçları olabilecek bir durum olarak görüyor, Chomsky. Ardından bir iyileşme süreci olacağını söylese de diğerleri için durumun “bitmiş” olacağını ifade ediyor. “Diğerleri” kavramını açmamış ancak biz biliyoruz ki, büyük
ölçekte içinde bizim de olduğumuz bir küme bu. Chomsky, çocukluğundaki kötü hatıraların bu defa boyut değiştirerek, kendisini yeniden ele geçirmeye başladığını da eklemiş. Demokrasilerin yozlaşması, ona göre
içinde Amerika Birleşik Devletleri’nin de olduğu bir durum. Öte yandan krizlerin atlatılabilmesinin yegâne umudu olarak hala demokrasiyi yani siyasal denetimin doğrudan halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun
yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi olan demokrasiyi görüyor. Bunun gerçekleşmemesi halinde yani kaderimizi sosyopat şaklabanlara bırakmaya devam edersek mahvolacağımızı da eklemiş. Çok yaş almış olması pesimistliğinin bir nedeni olarak görülebilir diyebilirsiniz.
Yanılıyor olabilir misiniz?
Yeniden doğuş (Rönesans) yüz yıl gibi uzun süren taht kavgalarının, komşularla savaşların, ticaret yollarını ele geçirmeye dayalı anlaşmazlıkların üstüne kara veba gibi bulaşıcı hastalık ataklarının sonrasında geldi. Antik Yunan ve Antik Roma döneminden kalan yazılı
külliyatın yeniden keşfi sonucu içinden çıkan seküler meraktan doğmuştu,
Rönesans. Tanrı hastalıkları, fakirliği, savaşta hunharca öldürülmeyi, evinden yurdundan olmayı engelleyemiyorsa akıl başa gerekti.
Bu döngüsel zaman böyle devam eder. Döngüsel zaman dişildir. Tohumlanır, doğurur. İnsan doğarsa, umut da var

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aytuna Tosunoglu Arşivi