Yükseköğretimde harmanlanmış eğitim modeli

Covid-19 salgınının yüzyüze eğitime vurduğu darbeden sonra, Mayıs ayında YÖK üniversitelerin örgün eğitim programlarında uzaktan öğretime daha fazla (%40 oranında) yer verilebileceğini açıklamıştı. Fakat bu %40 kısıtının nasıl uygulanacağı konusu açık değildi. YÖK’den gelen son yazıyla (24 Haziran 2020) bu konuya açıklık getirildi.
Neyin %40’ı?
Alınması gereken toplam AKTS değerinin ya da ders sayısının %40’ına kadarı uzaktan öğretimle verilebilir. Örneğin, bir programı bitirmek için 50 ders gerekiyor ise, 20 ders uzaktan eğitimle verilebiliyor. Buna ek olarak, her bir ders özelinde o dersin ders saatinin/müfredatının %40’ına kadar uzaktan öğretimle verilebiliyor. Yani, 50 derslik programda yüzyüze yapılması gereken 30 dersin de önemli bir bölümü uzaktan verilebiliyor. Dolayısıyla, programın toplam uzaktan eğitim yüzdesi (20 + 30x0.4)/50, %64’e kadar çıkabiliyor. Bu esnekliğin birçok program için yeterli olduğunu ve bu yorumun üniversiteleri çok rahatlatacağını düşünüyorum.
İkinci bir esneklik
YÖK’ün yorumunda bence çok önemli bir esneklik daha mevcut. %40 kısıtın “her bir dönem için %40” olarak algılanmaması gerektiği belirtilmiş. Bu oranın dönemlere dağıtımına üniversiteler karar verebilecek. Örneğin, ilk yıl derslerin tümünü uzaktan eğitimle verip, sonraki yıllarda yüzyüze eğitime ağırlık vererek toplamda %40 kısıtını sağlamak mümkün. Bu esneklik salgının sürdüğü 2020-21 eğitim yılı için çok değerli ve bu esnekliği kullanan üniversitelerin öğrencileri gereksiz risk almak zorunda kalmayacaklar. Hatta YÖK daha da ileri giderek şunu önerdi: “uzaktan öğretimle yürütülecek derslerin mümkün olduğunca 2020-2021 Eğitim ve Öğretim yılında ve özellikle ilk dönemde yoğun olarak verilmesi”.
Top üniversitelerde
Özetle, YÖK üniversiteleri 2020-21 akademik yılında son derece rahatlatan bir yorum getirdi. Şimdi iş üniversitelere düşüyor. Artık hiç kimse “YÖK izin vermiyor” diyemez. Bu yaz boyunca tüm üniversitelerin uzaktan eğitim kapasitesini artırmak için çaba göstermesi gerekiyor. 2020-21 akademik yılında uzaktan verilebilecek her içeriğin uzaktan verilmesinde hem halk sağlığı açısından hem de üniversitelerin uzaktan eğitim adalelerini geliştirme açısından büyük fayda görüyorum.
Harmanlanmış eğitim
Uzaktan eğitim farklı şekillerde verilebilir; yüzyüze eğitime en yakın şekli senkron çevrimiçi eğitimdir. Etkin bir çevrimci eğitim uygulaması gerçekleşirse, yükseköğretim sistemimiz aslında eğitimin geleceğinin karma (harmanlanmış) modelde olduğunu farkedecek ve yükseköğretim bir daha geri dönmemek üzere yüzyüze eğitim ile çevrimiçi eğitimin ideal bir biçimde harmanlandığı bir formata dönüşecek. Kimi programlarda daha fazla, kimilerinde daha az çevrimiçi eğitim yapılacak. İdeal üniversite eğitimi ya yüzyüze ya da uzaktan olmamalı; bu ikisinin program bazında optimal bir şekilde harmanlanması gerekiyor. Bu işi yapacak olanlar da biz akademisyenleriz. Zorla geleceğe sürüklenmemizi ve eğitimde teknolojik dönüşüme ayak uydurabilecek olmamızı ise bu salgına borçluyuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Erhan Erkut Arşivi