Yüzüncü yılı kutlamak

Amerikan Devrimini başlatan 1776 Bağımsızlık Bildirisinin yüzüncü yılı uluslararası bir sergiyle kutlandı.

On yıllık bir hazırlıktan sonra Philadelphia’da açılan sergide Birleşik Devletlerin her alanda kaydettiği gelişmelerin dünyaya gösterilmesi amaçlanmıştı. O zamanın parasıyla on bir milyon dolar harcandı. On milyon kişi ziyaret etti.

Yüzlerce tarım, sanayi ve sanat ürünü sergilendi. En çok akılda kalanları Graham Bell’in telefonu, “Remington 1” model daktilo makinası ve Heinz Ketçap oldu.

Bağımsızlık Bildirisinin ikiyüzüncü yıldönümünün (1976) kutlama hazırlıkları da yine on yıl önce, 1966 yılında Amerikan Devrimi İkinci Yüzyıl Komisyonu’nun kurulmasıyla başladı. Bu kez ABD’nin tamamına yayıldı kutlamalar.

Hatıra paraları, posta pulları basıldı. Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA’nın logosunu da çizmiş olan bir sanatçının tasarımı olan ikiyüzüncü yıl logosu yıl boyunca devlet dairelerinde, resmi yazışmalarda kullanıldı. Bayraklar, rozetler, çeşitli hatıra eşyaları yapıldı.

Yüzlerce faaliyet, kutlama, yarışma, spor karşılaşması, sergi düzenlendi. Konferanslar verildi. Kitaplar basıldı. Filmler, belgeseller yayınlandı.

4 Temmuz günü ABD’den 23, diğer ülkelerden de 30 savaş gemisinin katıldığı bir geçit yapıldı. Türk Deniz Kuvvetlerinden “TCG Peyk” firkateyni katıldı geçide.

İkiyüzüncü yıl kutlamaları Vietnam yenilgisi, Sivil Haklar Hareketi ve Watergate skandalının yarattığı sarsıntılardan sonra ilaç gibi geldi Amerikalılara.

Fransa 1789 ihtilalinin ve 1792’de kurulan Birinci Cumhuriyetin yüzüncü yıldönümlerini peş peşe kutladı.

1889’da Fransız ihtilalinin yüzüncü yılının kutlamalarının merkezinde yıllarca hazırlığı yapılan ve Paris’e en sembolik yapısı Eyfel Kulesini kazandıran Paris Uluslararası Sergisi yer aldı.

İhtilalin ve Cumhuriyetin ikiyüzüncü yıl kutlamaları ise çok daha görkemli etkinliklere sahne oldu. İktidara gelen sosyalist hükümet yüzlerce faaliyetin yanısıra kalıcı büyük eserlere ağırlık verdi. Villette Parkı, Orsay Müzesi, Bastille Operası, Louvre Piramidi ve Défense bölgesindeki Büyük Kemer bu eserler arasında.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, 11 Haziran 1933 tarihinde “Cumhuriyet ilânının onuncu yıl dönümünü kutlulama kanunu” çıkardı.

Kanunun 2. maddesi amacı çok güzel tarif ediyordu:
“…Cumhuriyetin bu güne kadar ve gelecekteki muvaffakiyetlerini tebarüz ettirecek surette kutlulama için şekiller tayinine Hükümet mezundur”.
Onuncu yıldan bugüne kalan en güzel miras Büyük Atatürk’ün o muhteşem nutkudur.

Hani “Bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır.

Kutlu olsun!

Bu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim” dediği nutku.

Hani “Büyük Türk Milleti, on beş yıldan beri giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiçbirinde, milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım” dediği.

“Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim” dediği o nutku.
Bir de marşı var Onuncu Yılın. Hâlâ her fırsatta söylüyoruz.

Dombra söyleyecek değiliz ya!

TBMM 30 Mart 1973 tarihinde bu kez Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşunun 50nci Yıldönümünün Kutlanması Hakkında Kanun’u kabul etti.

Bu kanunun da 2. maddesi kutlamaların amacını anlatıyor. Buraya sığdıramayacağım. Dünyanın en özgürlükçü anayasalarından birinin yürürlükte olduğu 1973 Türkiye’sinde geçerli felsefeyi yansıtır o 2. madde.

Kanuna göre bir “Ellinci Yıldönümü Kutlama Yüksek Kurulu” oluşturuluyor.

“Yurdun her tarafında konferans, seminer ve festivaller tertibi; kitap, broşür, film ve öğretici malzeme yayını, Türk Bayrağı, madalya, pul, rozet dağıtımı ve tedavülü…
“50nci yıl münasebetiyle Sivas’ta ilk fakültesi 29 Ekim 1973’te öğretime başlamak üzere, Cumhuriyet Üniversitesi adıyla bir üniversite kurulması…” kararlaştırılıyor.
Hatırlayan hatırlar, yoğun kutlamalar yapıldı 1973’te. Bir de marş besteledi Necil Kâzım Akses. Sözlerini Bekir Sıtkı Erdoğan yazmıştı: “Müjdeler var yurdumun toprağına taşına…”

···

2023’e girdik. Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılı başladı.

Yüzüncü yılın nasıl kutlanacağına, ne gibi etkinlikler düzenleneceğine ilişkin kimseden tek bir söz duymadık henüz. Neden?

Nedeni açık:

Cumhuriyetin yüzüncü yılının layıkıyla kutlanması için iktidarda cumhuriyetle kavgası olmayan, başta laiklik olmak üzere cumhuriyet değerlerini benimsemiş, içselleştirmiş kadrolar olması gerekir.

Cumhuriyet devrimlerine, saltanatın, hilafetin kaldırılmasına kin beslemeyen, Medeni Kanun’a, kadın-erkek eşitliğine, tekke ve zaviyelerin, medreselerin kapatılmasına, öğretimin birleştirilmesine, harf devrimine, dil devrimine düşman olmayan kadrolar gerekir.

Cumhuriyetin köprülerine, hastanelerine, gemilerine padişah adı veren kadrolarla olmaz bu iş.

Cumhuriyetin kurucularına “İki ayyaş” diyen kadrolarla olmaz.

Cumhuriyeti “reklam arası” olarak gören kadrolarla hiç olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kaya Türkmen Arşivi