Zoraki tutuklama

Zoraki tutuklama
Boğaziçi Üniversitesinde birkaç öğrenci tarafından yaklaşık bir haftadır düzenlenen sergi, sosyal medyada hedef gösterildi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hızla soruşturma açtı. 4 öğrenci 29 Ocak günü gözaltına...

Boğaziçi Üniversitesinde birkaç öğrenci tarafından yaklaşık bir haftadır düzenlenen sergi, sosyal medyada hedef gösterildi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hızla soruşturma açtı. 4 öğrenci 29 Ocak günü gözaltına alındı ve bugün 2 öğrenci serbest bırakıldı, diğer ikisi de tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkemeye sevk edilen 2 öğrenci tutuklandı. Bu arada İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “4 LGBT sapkını gözaltına alındı!” ifadelerini kullandı. Soylu’nun mesajının ardından iktidardan arka arkaya açıklamalar geldi. Atanmış rektör Melih Bulu da tepki furyasına katıldı. Gazete Pencere’ye konuşan öğrencilerin avukatı Levent Pişkin, “ Bu kadar siyasinin mesajının ardından onların sözünü yere düşürmemek için günah keçisi buldular. Burada tutuklama bir yargısız infazdır, yargısal kırımdır. Hatta asıl tabiri yargı tacizidir” dedi.
HÜRRİYETİ TAHDİT SUÇU İŞLİYORLAR
Soruşturmanın yok hükmünde olduğunu vurgulayan Pişkin, “Önceki gün ne bir gözaltı kararı, ne bir yakalama kararı vardı ne de bir el koyma kararı vardı. Bütün bunlar olmadan polis, savcılık; soruşturma sürecindeki herkes bir tür hürriyeti tahdit suçu işliyorlar.” dedi.
Pişkin, soruşturmanın ilk aşamasında, hem emniyette hem de savcılıkta yöneltilen suçlamanın “Dini değerleri aşağılama(216/3)” olduğunu ancak Sulh Ceza Hakimliği sorgusunda savcının sevkinin “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik(216/1)” olduğunu öğrendiklerini belirtti.
Dini değerleri aşağılama suçunun cezası 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası. Ancak “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçunun cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası. Pişkin, suçlamanın bu sebeple değiştirildiğini, ilk etapta yöneltilen suçlama ile kimsenin tutuklanamayacağını söyledi.
SUÇLAMA BİR SİLAH OLARAK KULLANILIYOR
Pişkin, 216/1 suçlamasının da tutuklama için yeterli olmadığını söyleyerek, “Farz edelim ki en üst sınırdan ceza aldılar yani 3 yıl. O zaman bile infaz kanununa göre bu insanların yatarı neredeyse yok. Eskiden 216/1’den bir soruşturma geçirdiğiniz zaman davet usulüyle davet edilirdiniz ve ifade verirdiniz. Şimdi ise bu suçlama bir silah olarak kullanılıyor.” dedi.