Aytuna Tosunoglu

Aytuna Tosunoglu

KENT KONSEYİ DEYİNCE…

Her işimizde olduğu gibi, kâğıt üzerinde mükemmele yakın yönetmelik maddeleri, uluslararası ve kültürel çerçevede düşününce bile kimsenin “olmaz” diyemeyeceği açıklık ve durulukta tüzük maddeleri var, var olmasına… Heyhat! Uygulamaya gelince kişisel hırslarını yaşadığı çevrenin, ilin, ülkenin ve dahi dünyanın üstünde tutan kimilerince bir oyun alanına, bir iktidar koltuğu kapmaca/sahiplenmece kanunsuzluğuna dönüşüveriyor. Dönüşebiliyor, halk sessiz kalırsa…

İl ve ilçelerde yer alan bütün sivil toplum kuruluşları delegelerinin bir araya gelmesiyle oluşuyor, kent konseyi. Tamamen demokratik bir yapısı var. Merkezi yönetimi, yerel yönetimi, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını ve sivil toplumu ortaklık anlayışı ile buluşturmak üzere yasayla kuruludur. Ülkemizde ne kadar il varsa ayrıca ne kadar ilçe varsa hepsinde bu konsey var. Bir araya gelişlerindeki temel amacı Belediye Kanunu’nda yer alan Kent Konseyi Yönetmeliği’nde belirtmişler. Bendeniz de buraya aynen alıyorum, “Kent yaşamında, kent vizyonunun ve hemşerilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım, yönetişim ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmek.”

Sahip Çıkmak

Belediye başkanlarını yeni seçtik, gönderdik makamlarına değil mi? Kent konseyleriyle birlikte çalışacak olan belediye başkanlarının adımlarının arasına mayın koyma potansiyeli taşıyan “kötücüllerden” konsey başkanı olur mu? Yüzlerce konsey başkanı arasından bozuk, çürük biri ya da birileri çıkmaz mı? Makam, şan, şöhret kovalayanlardan, şahsi kazanç dışında bir “iyilik” düşünmeyenden olur mu, kent konseyi başkanı? Alıştık biz, diyorsanız, en yukarıdan en aşağısına zaten herkes öyle ve bunu değiştiremeyiz diyorsanız, yanılıyorsunuz. Her şey bir sahip çıkmayla başlar. “İyilik” de halkın ortak mülkiyetidir.

Dikkat! Dikkat!

Yerel seçimden açık ara bir galibiyetle çıkmış Cumhuriyet Halk Partisi’nin Kent Konseylerindeki tek adamlı oluşumlara dikkat etmesi gerekiyor, fikrimce. Yönetmelik dışına çıkarak konseylerin genel ruhuna aykırı uygulamaları, “ben yaptım oldu” kafasıyla yeniden yazılmış yönetmelik maddelerini büyüteç altına alması gerekiyor. Zira burada belediye başkanlarını yerinden etme potansiyeli taşıyan bir durum olabilir. Mesela, bir ilçe kent konseyi başkanı genel sekretere para harcama yetkisi vermiş olabilir. Dikkatli bakmak lazım. Konseyin başkanı, yaptıklarını, harcadığı paraları denetleyen bir yapıyı kaşla göz arasında yok etmiş olabilir. Belediyeden aldığı ödeneği genel sekreteriyle birlikte buharlaştırırken, üzerinde oynadığı yönetmelik sayesinde belediyeye şeffaf bir harcama raporu vermeyebilir. Buradaki tehlikenin farkında mısınız? Belediye başkanı da zan altında kalabilir. Yazık olur. Biliriz ki, kayyum ya da kayyımlar vardır, hevesli hevesli beklerler bir yerlerde.

İyilik Kötülüğe Karşı

Kanun korumasındaki yönetmeliği tek başına yeniden yazma özgürlüğü iktidar hırsıyla tepinenlerin eline verilmez ama, bu konsey başkanları -çürük olanlar tabi ki- kendilerine alan bulup oradan yürüyebilirler. Yönetmeliklerde istedikleri değişikliği yaparken insan haklarını yerle bir edip ayrımcılık da yapabilecekleri bir konuma gelebilirler. Yönetmelikleri çok dikkatli incelemek, kalem oynattıkları yerleri özenle okumak, işin uzmanlarına danışmak bir zorunluluktur.

Çok ortaklı, çok aktörlü yönetişimi benimsemeyenlerin kamu hizmetinde işi yoktur. Hele üç kâğıt peşinde olan, kafasında tilki dolandıran rantçı konsey başkanlarının sokağa bile çıkamaması gerekir.

İlgi Göstermek, Dahil Olmak

İyilik halkın ortak mülkiyetindedir, dedim az önce. Halkın (yani bizim) kanunsuzlukları, yolsuzlukları önlemenin yolu hem konsey başkanını liyakate göre seçmek hem de eylediklerini takip etmektir. İl ya da ilçenizde belediyeler aracılığıyla kent konseyinizle ilgilenin, sorun, dahil olun. Belediye başkanları da kiminle çalışacağına her zamankinden daha fazla dikkat etsin, titizlik göstersin, lütfen.

Etrafımızdaki şeylerin iyi hale gelmesi için önce bizlerin iyilik yolunda adım atmasını öneriyorum; hepsi bu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aytuna Tosunoglu Arşivi