Hac skandalı sürüyor iddiası

Hac skandalı sürüyor iddiası
Sahte dilekçelerle hacı adaylarının haklarını gasp edip fahiş fiyattan satış yapmakla suçlanan hac ve umre acenteleri soruşturmasında bir yıl geride kaldı. Soruşturma genişletilmezken, suçlamalara ilişkin bir dava açılmadı....

Sahte dilekçelerle hacı adaylarının haklarını gasp edip fahiş fiyattan satış yapmakla suçlanan hac ve umre acenteleri soruşturmasında bir yıl geride kaldı. Soruşturma genişletilmezken, suçlamalara ilişkin bir dava açılmadı. Bu sırada Hac Umre Acentaları Derneği Başkanı Diyaeddin Şahin’e olağanüstü yetkiler verildi. Diyaeddin Şahin'in şirketlerinin, çok sayıda kişiyi kura dışı bir şekilde hacca götürdüğü iddia edildi. Şahin, bu iddiaları yalanladı.

Birgün yazarı Timur Soykan, hac ve umre acentelerinin, çok sayıda kişiyi kura dışı bir şekilde hacca götürerek hacı adaylarının haklarını gasp etmesi iddiasıyla başlatılan soruşturmada herhangi bir gelişmenin yaşanmadığını ve suçlamalara ilişkin davanın açılmadığını yazdı. Hac ve Umre Acentaları Derneği Başkanı Diyaeddin Şahin'e ise olağanüstü yetkilerin verildiğini kaydeden Soykan, Şahin'in hakkında ortaya atılan iddiaları yalanladığını belirtti.

Organizasyonun, hac ve umre acentelerinden ibaret olmadığına dikkat Çeken Soykan, "Ekonomik sıkıntı nedeniyle hac kafilesine katılamayacağım", "Sağlık sorunları nedeniyle gidemiyorum" denilen yüzlerce sahte dilekçenin aynı kalemden çıktığını, zorunlu olmasına karşılık telefon bilgilerinin dilekçede yer almadığını ve Diyanet'in buna karşılık bu dilekçeleri kabul ettiğine dikkat çekerek "Diyanet ile derin bağlantılar" bulunduğu iddialarının güçlendiğini söyledi.

Soykan'ın yazısı şu şekilde:

Ne yolsuzluklar ne hırsızlıklar ne skandallar gördük. Sadece kamu kaynakları soyulmadı. ÖSYM sınav sorularıyla gençlerin geleceği çalındı. KPSS’deki şifrelerle memur adaylarının hakkı gasp edildi.

Hac organizasyonlarında bile yolsuzluk, dolandırıcılık yapıldı. Hac adaylarının hakları çalındı.

Baştan anlatalım:

Suudi Arabistan, Türkiye’ye 85 bin kişilik hac kontenjanı veriyor. Ama her yıl ortalama 250 bin kişi başvuruyor. Bu nedenle Diyanet İşleri Başkanlığı her yıl kura düzenliyor. 2.5 milyon kişi kuranın kendisine çıkmasını bekliyor. Kura ile belirlenecek 85 bin kişinin yüzde 60’ı Diyanet, yüzde 40’ı ise hac seyahat acentaları tarafından hacca götürülüyor.

Hac dolandırıcılığı operasyonu

2018 yılında ‘Uzman’ isimli acenta ile hacca giden bir kişinin şikayeti üzerine hac ve umre acentalarının dolandırıcılık yöntemi ortaya çıktı. Bazı hac ve umre acentaları, ele geçirdikleri kimlik bilgileriyle vatandaşlar adına hac kurasına başvurmuştu. Acentalar bu başvurularda Diyanet İşleri Başkanlığı’na kendilerine ait telefon numaralarını veriyordu. Kura çıktığında mesaj acentaya geliyordu. Acenta, kuraya girdiklerinden bile haberi olmayan vatandaşlar adına sahte feragat dilekçeleri yazıp Diyanet İşleri Başkanlığı’na verdi.

Acentalar, sahtekarlıkla ele geçirdikleri hac kontenjanlarını yedek hacı adaylarını arayarak 10 bin dolar ile 12 bin 500 dolar arasında bedellerle sattı. Yıllardır bu yöntemi uygulayan hac firmaları, milyonlarca dolar haksız kazanç elde ederken hac için sıra bekleyen adayların haklarını gasp etti.

Diyanet'le derin bağlantılar

Tabii ki bu organizasyon hac ve umre acentalarından ibaret değildi. ‘Sağlık sorunu nedeniyle gidemiyorum’, ‘Ekonomik sıkıntı nedeniyle hac kafilesine katılamayacağım’ denilen yüzlerce sahte dilekçe aynı kalemden çıkmıştı. Zorunlu olmasına karşın adres ve telefon bilgileri yoktu. Bu dilekçeleri Diyanet’in kabul etmesi derin bağlantıyı ortaya koydu. Ayrıca acentalar, yedek hacı adaylarının listesi ve iletişim bilgilerini Diyanet’in veri tabanından almıştı. Acenta sahipleriyle Diyanet veri merkezi çalışanları arasında çok sık telefon irtibatı tespit edildi.

2020 yılında başlayan İstanbul Başsavcılığı’nın soruşturmasında adına sahte feragat dilekçesi düzenlenmiş 114 vatandaşın müşteki olarak beyanı alındı. Hepsi ifadelerinde dilekçelerin ve imzaların kendilerine ait olmadığını söyledi. Kasım 2022’de yapılan operasyonda acenta sahiplerinin de arasında olduğu 14 kişi gözaltına alındı. Ama tutuklanan tek acenta sahibi de bir hafta içinde serbest kaldı.

"Büyük vurgun örtüldü" iddiası

Soruşturulan 4 acentanın hac dolandırıcılığının en küçük halkası olduğu iddia edildi. Suçlanan acenta sahiplerinin “Çok sayıda acenta aynı yöntemi uyguladı” diye başvurular yaptığı öne sürüldü. İddiaya göre; büyük acentaların büyük vurgunları ve Diyanet’teki büyük bağlantıları siyasi baskıyla örtüldü.

Soruşturmanın başlamasının üzerinden 3 yıl, operasyonun üzerinden bir yıl geçti ama halen bir iddianame düzenlenmedi.

Normal bir ülkede ibadet hakkını bile gasp eden bu dolandırıcılığın engellenmesi için adımlar atılması, hac acentalarının sıkı denetlenmesi beklenirdi. Ama burası Türkiye ve tam tersi yapıldı. Hac ve umre acentalarının yetkileri arttırıldı.

Şöyle:

Hac organizasyonları, Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu’nun yetkisinde. Diyanet İşleri Başkanı’nın başkanlığındaki kurulda bakan yardımcılarının yanı sıra Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin (TÜRSAB) bir temsilcisi yer alıyor.

Cumhurbaşkanlığı, kararı çıkaran güç

Bu kurula eskiden TÜRSAB Başkanı, bir temsilci atıyordu. Ancak TÜRSAB’a da üye olan Hac, Umre Seyahat Acentaları Derneği (HURSAD) bundan rahatsızdı. TÜRSAB’dan ayrı bir meslek birliği olmayı hedefleyen HURSAD’ın başkanı Diyaeddin Şahin, Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu’na temsilci atama yetkisini almak için kulis yapıyordu.

AKP’ye yakınlığı ile bilinen ve TÜRSAB seçimlerinde mevcut yönetimi muhalefete yakın olmakla suçlayan Diyaeddin Şahin amacına ulaştı. Hac dolandırıcılığı operasyonunun yapıldığı günlerde, 12 Kasım 2022 tarihinde Cumhurbaşkanı, Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu’ndaki TÜRSAB temsilcisinin, TÜRSAB tarafından değil hac ve umre acentalarının katılacağı bir seçimle belirlenmesine karar verdi.

25 Aralık 2022’deki seçimde tabii ki Diyaeddin Şahin seçildi. Oysa Diyaeddin Şahin’in yetkilisi olduğu Peninsula Turizm Seyahat Acentası’nın da fahiş fiyattan hac seyahati satışı yapmaktan soruşturulduğu öne sürülmüştü. 

Hac organizasyonunda tek adam

Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu’nun 28 Şubat 2023 tarihli toplantısında Diyaeddin Şahin’e geniş hac organizasyonu yetkileri verildi. Eskiden TÜRSAB’ın iradesini kurula yansıtmakla yükümlü temsilci, TÜRSAB’a bilgi bile vermeden bu yetkileri kullandı. Kurul kararını bile turizmcilerin meslek birliğine göndermemişti. Artık kişisel gmail hesabından kurul duyurularını yapıyordu. WhatsApp yazışmalarında artık şahsının tek muhatap olduğunu anlatıyor, TÜRSAB duyurularının dikkate alınmamasını istiyordu.

Ama hac dolandırıcılığını takip eden aylarda hac ve umre acentalarına devletin kıyağı bitmiyordu.

"Şahsıma göre sistem"

Diyanet İşleri Başkanlığı, 16 Haziran 2023’te Hac ve Umre seyahatleri hakkındaki yönetmelikte bir değişiklik yaptı. İsmi ‘TÜRSAB Temsilcisi’ olan ama TÜRSAB tarafından seçilmeyen ve TÜRSAB’a bilgi vermeyen şahsa göre yeni sistem ayarlandı.

TÜRSAB’ın yani turizmcilerin meslek birliğinin yetkisinde olan acentalar arasında iletişimi sağlamak, hac ve umre kotalarını belirlemek, otel organizasyonlarını yapmak, özel ve kamuda resmi temsil gibi işler Diyaeddin Şahin’e geçti. Artık hac organizasyonuyla ilgili duyuruları da Şahin yapacaktı.

TÜRSAB, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yönetmelik değişikliğinin ve Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu’nun ilgili kararlarının iptali için Danıştay 10. Dairesi’nde dava açtı. Dava dilekçesinde Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu’nun kurasına girmemiş kişilere fahiş fiyattan satış yapılmasını sağlayacak kararlar alındığı öne sürüldü. TÜRSAB’ın yetkilerinin denetlenemeyecek bir şahsa devredilmesinin kamu güvenliği tehdidi yarattığı ve hukuka aykırı olduğu savunuldu.

Tarikatlar hac yolunu ele geçirecek

Ayrıca TÜRSAB, Diyaeddin Şahin hakkında temsilcilik görevine aykırı olarak kendi maddi çıkarları doğrultusunda hareket ettiği iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Diyaeddin Şahin, artık TÜRSAB’dan bağımsız olarak Hac ve Umre Acentaları Derneği’nin bir meslek birliğine dönüşmesi için çalışıyor. Böylece hac ve umre acentaları, hac organizasyonlarında tek yetkili meslek örgütü olacak. Bu durumda tarikatların hac organizasyonunu tamamen ele geçireceği yorumu yapılıyor.

Kura dışı götürmüş

Ama bir sorun var.

Diyanet İşleri Başkanlığı, her yıl hac organizasyonu yapan acentaların toplam kayıt sayılarını açıklıyor. 108 acentanın hac kontenjanı listeleniyor. Bu listede Diyaeddin Şahin’in yetkilisi olduğu Peninsula Turizm’in 2022’deki toplam hac kayıt sayısı 454 görünüyor.10 din görevlisi ve 6 kafile başkanı ile bu sayı 470 çıkıyor. Ancak Suudi Arabistan’ın 2022 yılı hacı kayıtlarında Peninsula Turizm’e verilen hacı vize sayısı 522 görünüyor. Yani kura dışı 52 kişi Peninsula Turizm ile hac yapmış.

Kura dışı hacı sayısında ikinci sırada yer alan Ascend Turizm Seyahat Acentası, Türkiye’deki kayıtlara göre 228 kişiyi hacca götürmüş ama Suudi Arabistan kayıtlarında bu sayı 257. Yani kura dışı 29 kişi hac kafilesinde yer almış.

Üçüncü sıradaki Wit Tur Turizm’in Türkiye’deki hac kayıt sayısı 37, Suudi Arabistan kayıtlarında hacı sayısı 65 görünüyor. Suudi Arabistan ile Türkiye sayılarını karşılaştırdığımızda Elçi Tur 28, Vizyon Turizm, EmanTurizm, Tur CNT 22’şer, Al-Waha Turizm ve Hilal Turizm 20’şer, Reftur 11 kişiyi kura dışı hacca götürmüş. Toplamda 285 kişinin kuraya katılmadan hacca gittiği görünüyor.

"TÜRSAB bana iftira atıyor"

Sorularımızı yanıtlayan Diyaeddin Şahin, iddiaları yalanlıyor. 2020’deki hac organizasyonunda covidsalgını nedeniyle iptaller olduğunu ve kara borsada hac seyahati sattığı iddialarının tamamen iftira olduğunu söylüyor. 52 kişinin kura dışı hacca götürülmediğini savunan Diyaeddin Şahin, “Tüm firmalarda yüzde 2 ile yüzde 5 arasında iptaller her zaman olur. Bu Diyanet organizasyonunda da olur. Biz mevzuata aykırı kimseyi götürmedik” diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı kararıyla Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu’na TÜRSAB Başkanı’nın temsilci atama yetkisinin sona erdiğini söyleyen Diyaeddin Şahin, “Artık hac ve umre acentaları seçim yapıyor. Bu demokratik bir uygulama. 500 acenta TÜRSAB başkanına yalakalık yapmak zorunda değil. Bizi TÜRSAB yönetimine almadılar ve yetkilerini kaybettikleri için bize iftira atıyorlar” diye konuştu.

"Suyu bulandırmak istiyorlar"

2020’de başlayan hac dolandırıcılığı soruşturmasında şirketine ve kendisine yönelik bir suçlama olmadığını anlatan Diyaeddin Şahin, “Suçlanan, tutuklanan acenta sahiplerinin, ‘Savcılığa 200 acenta bu işi yapıyor’ diye başvurduğunu ben de duydum. Bu kişiler suyu bulandırıp suçlarını örtmek istiyor. Ayrıca bu soruşturmada suçlanan, tutuklanan bir kişi şu an TÜRSAB disiplin kurulunda” dedi.

500’den fazla hac ve umre acentası bulunmasına karşın TÜRSAB yönetimine alınmadıklarını söyleyen Diyaeddin Şahin, “Biz demokratik bir talepte bulunduk ve Cumhurbaşkanı, hac ve umre acentalarının, Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu’nda TÜRSAB temsilcisini seçmesine karar verdi. Benim TÜRSAB temsilcisi olarak görünmem bir çelişki. Meslek birliği olmamız bu çelişkiyi giderecektir. Yeni TÜRSAB Kanunu yapılacağı için mevcut yönetim bizi suçluyor” dedi.

TÜRSAB’ın hac seyahatlerinin yüksek bedelle satılmasının önünün açıldığı yönündeki iddialarında doğru olmadığını savunan Şahin, bu yakın akrabalara vekaletle hac hakkının devredilmesinden ibaret. Sadece covid nedeniyle akrabaların kapsamı biraz genişletildi” diye konuştu.