Ali Babacan'dan Gaye Erkan'ın sözlerine tepki: MB Başkanı şikayet ediyorsa işçiler ne yapsın?

Ali Babacan'dan Gaye Erkan'ın sözlerine tepki: MB Başkanı şikayet ediyorsa işçiler ne yapsın?
DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın "Kiralar öyle pahalı ki annemin evine taşındım" sözlerin tepki gösterdi. MB Başkanı'nın ülkede en yüksek maaş alan bürokratlardan birisi olduğuna...

DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın "Kiralar öyle pahalı ki annemin evine taşındım" sözlerin tepki gösterdi. MB Başkanı'nın ülkede en yüksek maaş alan bürokratlardan birisi olduğuna dikkat çeken Babacan, MB Başkanı şikayet ediyorsa açlık sınırının bile altında, 7500 TL emekli maaşı alan bir vatandaşımız nasıl yaşayacak?” diye sordu.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Konya-Selçuklu İlçe Kongresi’nde yerel seçimler ve ekonomik gidişata ilişkin açıklamalarda bulundu.

Merkex Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın "İstanbul’da kiralar öyle pahalı ki, annemin evine taşındım" sözlerini değerlendiren Babacan, "Merkez Bankası Başkanı bu ülkede en yüksek maaş alan bürokratlardan birisidir. Ben şimdi soruyorum: Merkez Bankası Başkanı’nın kiralardan şikâyet ettiği bir şehirde bir memur, bir öğretmen, bir polis ne yapacak? Doktorlar ne yapacak? İşçiler ne yapacak? Öğrenciler ne yapacak o şehirde ya? Her gün motor üstünde canını tehlikeye atan kurye arkadaşlarım ne yapacak? Açlık sınırının bile altında, 7500 TL emekli maaşı alan bir vatandaşımız nasıl yaşayacak?” diye sordu.

"İsrail ile ticari ilişkilere tam gaz devam"

AKP'nin yerel seçimler için İsrail’le ticari ilişki içerisinde olmayan adaylar aradığını ifaden eden Babacan, "Çünkü akrabalarından arkadaşlarına, İsrail’le çıkar ortaklığı birçok yere sirayet etmiş durumda. Son 2 aydır yüzlerce gemi İsrail’e malzeme taşıyor. Bu gemileri işletenler kim diye biraz bakıyorsunuz, arkasından iktidara yakın insanlar çıkıyor. En ufak bir yavaşlama yok, ticarete tam gaz devam" ifadelerini kullandı.

Babacan, açıklamasının devamında sözlerini şöyle sürdürdü:

“Seçimden önce faizi %8,5’a indirip, ‘Daha da inecek’ derken, seçimden sonra %40’a çıkarmak milleti aldatmak değil mi? Benim Konyalı çiftçi amcama mazotu seçimden önce 18-20 TL diye gösterip, seçimden sonra mazotu 36-40 TL’ye çıkarmak aldatmak değil mi? Yeni Bakan ‘Doları tutmuşlar, bastırmışlar’ diyor. Seçimden önce doları 18 TL gösterip, seçimden sonra 29 liraya patlatmak milleti aldatmak değil mi? Hep söylüyorum, söylemeye de devam edeceğim: Evet, Erdoğan seçimi kazandı ama helalinden kazanmadı. Çünkü aldattı. Seçimlerden önce ‘Mülakatı kaldıracağım’ diyen kendisi değil mi? Ne oldu? Mülakat aynen devam ediyor. Meydanlarda gerçek olmayan kurgu videolar gösterdi, binlerce insan olan meydanlarda… ‘Kimler kimlerle beraber’ dedi. Sonra, videonun montaj olduğu ortaya çıkınca da ‘Ama montaj ama bu’ dedi. Yakışmıyor arkadaşlar yakışmıyor. Biz ne yaptık? Bütün seçim kampanyasında tek bir kelime yalanımız olmadı, hep doğruyu konuştuk, kimseyi aldatmadık. Onun içindir ki bugün böyle başımız dik, alnımız açık olarak sizlerin karşınızdayız. Biz şuna inanıyoruz: Rahmetli babam ‘Oğlum, doğru değil, dosdoğru olacaksın’ derdi. Evet, hep beraber dosdoğru olacağız çünkü biliyoruz ki, doğacaktır vadettiği günler hakkın, belki yarın, belki yarından da yakın.

‘Yerel seçimlerde çok önemli iki iddiamız var’

“Yerel seçimlere 3,5 aylık bir süremiz var. Bu yerel seçimlerde bizim çok önemli iki iddiamız var. Bir; ‘Biz daha iyi yönetiriz’ diyoruz, iki; ‘temiz yönetiriz’ diyoruz. Siz bir örnek vereceğim. Yakın tarihimizin en büyük felaketlerinden 6 Şubat depremlerini yaşadı ülkemiz. Depremin 2. günü ben AFAD’a gittim. 2. gün teşkilatlarımız tam 100 tır yardım topladılar. Dedim ki AFAD’dakilere, ‘Bakın, biz size TIR’ın plakasını verelim, içindekilerin de listesini verelim, bize adres gösterin. Telefon verdiler, isim verdiler, yok. Adres alamıyoruz. En sonda teşkilatlarımıza ‘Herkes kendi çaresine baksın, çünkü insanlar aç, susuz, acil ihtiyaç var sahada’ dedik. Gaziantep’e gittim. 4. gün, bizim il başkanımız, şimdi Gaziantep Milletvekilimiz Ertuğrul Bey bir depo tutmuş, yardım malzemeleri bir depoya iniyor, oradan İslâhiye ve Nurdağı gibi pek çok ilçeye dağıtılıyor. Ertesi gün Kahramanmaraş’taydım. O zamanki Kahramanmaraş İl Başkanımız, şimdi Milletvekilimiz, baktım, şehrin az dışında güzel bir depo tutmuş, TIR’lar geliyor, küçük Doblo araçlarla yardım malzemeleri köylere ulaştırılıyor. Sonra Malatya’ya geçtim. Malatya’da, Organize Sanayi’de 2 metrekare kapalı depo, yardım malzemeleri inmiş ve oradan dağıtılıyor. ‘TIR’lardan biri yanlışlıkla Kızılay’ın deposuna inmiş, alamadık’ dediler, ‘Neyse, umarım onlar da dağıtır’ dedim. Deprem olmuş, il başkanlarımızın hepsi o günkü devlet kurumlarından çok daha hızlı bir şekilde organize olmuşlar. Ben şöyle düşünüyorum: Hangi il, hangi ilçe olursa olsun, o ilin il veya ilçe belediye başkanına bakıyorum, bir de bizim ilçe başkanımıza veya teşkilat mensubumuza. O belediye başkanından çok daha iyi yönetecek arkadaşlarımız orada var. Onun için ‘Biz hem daha iyi yönetiriz hem de temiz yönetiriz’ diyorum.”

Yerel seçimler aynı zamanda merkezi hükûmet için bir güvenoyu anlamı da taşır. Yani merkezi hükûmetin yaptıklarından, Türkiye’deki genel ortamdan memnunsanız, o, yerel yönetimlerde de iktidar partisini tercih etmek için vesile olur ama yok, değilseniz, o zaman yerel seçimler, merkezi hükûmete, iktidara bir sarı kart göstermek için de en önemli vesiledir. Onun için tüm vatandaşlarımıza ‘Yerel seçimlerde iktidara sarı kartı gösterelim’ diyorum. İnşallah yerel seçimlerde sarı kartı göstereceğiz, kendilerine gelsinler, silkinsinler diye. Yok, eğer adaletsizlikte, hukuksuzlukta ısrar ederlerse, bu milleti daha da yoksullaştırmakta ısrar ederlerse, yerel seçimlerde hep beraber bu kırmızı kartı göstereceğiz. Onun için yerel seçim bizim için sarı kart zamanıdır çünkü iktidarın değişimi ancak genel seçimlerde olacak, genel seçim geldiğinde de hep beraber kırmızı kartı göstereceğiz.”