AYM Başkanı Arslan'dan yargı krizi tartışmalarına yorum: Nihai ve bağlayıcı karar Anayasa Mahkemesi'ne aittir

AYM Başkanı Arslan'dan yargı krizi tartışmalarına yorum: Nihai ve bağlayıcı karar Anayasa Mahkemesi'ne aittir
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Koç Üniversitesi'nde "Anayasal yorum" üzerine konuştu. Arslan, Can Atalay kararını uygulamayan Yargıtay'a göndermede bulunarak "Anayasanın nihai ve bağlayıcı olarak yorumlanması yetkisi...
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Koç Üniversitesi'nde "Anayasal yorum" üzerine konuştu. Arslan, Can Atalay kararını uygulamayan Yargıtay'a göndermede bulunarak "Anayasanın nihai ve bağlayıcı olarak yorumlanması yetkisi Anayasa Mahkemesine aittir" dedi.

Gazete Pencere Haber Merkezi

24  Nisan'da görev süresi dolacak olan Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, dün Koç Üniversitesi'ndeki bir panele katıldı. Burada "Anayasal yorum" üzerine konuşan Arslan, üstü kapalı şekilde yargı krizinden bahsederek, Can Atalay kararını uygulamayan Yargıtay ve yürütme organlarına mesaj gönderdi.

"Anayasa'nın nihai ve bağlayıcı yorumlanması yetkisi AYM'ye aittir"

Arslan "Elbette, kanun koyucu da idari ve yargısal merciler de görevleri kapsamında anayasal hükümleri yorumlamaktadırlar. Ancak, bu yorumlar sonucunda ihdas edilen normlar ve kamu gücü işlemleri anayasal denetime tabi olduğunda Anayasa'nın nihai ve bağlayıcı olarak yorumlanması yetkisi Anayasa Mahkemesine aittir" dedi.

"Hukuk devleti yorum çeşitliliğini kabul eder, yorum anaforuna izin vermez"

Gazeteci Alican Uludağ'ın aktardığına göre Arslan konuşmasında şunları söyledi:

"Elbette, kanun koyucu da idari ve yargısal merciler de görevleri kapsamında anayasal hükümleri yorumlamaktadırlar. Ancak, bu yorumlar sonucunda ihdas edilen normlar ve kamu gücü işlemleri anayasal denetime tabi olduğunda Anayasanın nihai ve bağlayıcı olarak yorumlanması yetkisi Anayasa Mahkemesine aittir. Aksi takdirde herkesin ve her kurumun kendi yorumunun “geçerli” olduğunu ileri sürdüğü bir durum ortaya çıkacaktır. Hukuk devleti yorum çeşitliliğini kabul eder, ancak yorum anaforuna izin vermez.

Günümüzde anayasa yargısı alanındaki belki de en önemli sınama, otoriterleşme yönündeki küresel ve yerel ters dalgalar karşısında hak eksenli yorumun korunması ve sürdürülmesidir. Sanırım ülkemizde de anayasal yorumun geleceğini bu ters dalgalar karşısında yorumcu topluluklarının hak eksenli yaklaşımı sürdürme iradesi belirleyecektir."

Ne olmuştu?

TİP Hatay Milletvekili Can Atalay, Gezi Davashı'nda Osman Kavala ile birlikte yargılanan 8 sanıktan biriydi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan 2022 tarihinde Gezi Davasında Osman Kavala'yı "hükümeti devirmeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay'ın arasında bulunduğu 7 sanığı ise darbeye teşebbüse yardım suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.

Can Atalay, cezaevinde tutuklu bulunurken 14 Mayıs seçimlerinde TİP'ten Hatay milletvekili seçildi. AYM, Gezi Davası'nda tutuklanan Can Atalay'ın 14 Mayıs seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmemesiyle ilgili yapılan başvuruda 25 Ekim'de oy çokluğuyla "seçilme hakkı" ile "kişi hürriyeti ve güvenliği" haklarının ihlal edildiğine hükmetti.

Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay için “hak ihlali” kararı vererek tahliyesinin gerektiğine hükmeden AYM kararını reddederken, hak ihlali kararı veren AYM üyelerinin yetkilerini aştığını belirtti. Yargıtay, AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı da aldı.

Tahliye kararının uygulanmaması üzerine AYM'ye yapılan ikinci başvuruda 21 Aralık'ta ikinci kez, oy birliği ile hak ihlali kararı verildi. AYM'nin kısa kararı Gezi Davası'na bakan ve hükmü veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkeme ikinci hak ihlali kararını da uygulamadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün yaptığı açıklamada, “Yüksek yargıdaki ihtilafı gidermek zorundayız” ifadesini kullandı.