Baskı ortamlarında şiddet daha fazla artıyor

Baskı ortamlarında  şiddet daha fazla artıyor
ÇİĞDEM ANAD: Salgında, afette, savaşlarda kadınların hayatı nasıl etkileniyor?FİLİZ KERESTECİOĞLU: Yıpratıcı bir şekilde etkileniyor. Salgında kadınlar bir evin içinde kalınca daha çok şiddete maruz kalıyor. Toplumsal...

ÇİĞDEM ANAD: Salgında, afette, savaşlarda kadınların hayatı nasıl etkileniyor?
FİLİZ KERESTECİOĞLU: Yıpratıcı bir şekilde etkileniyor. Salgında kadınlar bir evin içinde kalınca daha çok şiddete maruz kalıyor. Toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle evi toparlamak zorunda olan kadınların yükü bir kat daha ağırlaşıyor. Bunları öngörerek bir kadının şiddete uğradığında nereye sığınacağını biliyor olması ciddi önem taşıyor. Erkekler ev içi emeği pandemi günlerinde sokağa çıkamadıklarında görebiliyorlar mı? Kadının ev içindeki emeği bu dönemlerde daha da yoğunlaşıyor.
SERA KADIGİL: Karantinada eve hapsolmuş kadınların durumundan bahsettiğimizde çok gereksiz bir işle uğraşıyormuşuz gibi karşılıyorlar. Sanki kadınlar ölmüyormuş, tecavüze uğramıyormuş da, biz boş konuşuyormuşuz gibi ataerkil bir yaklaşım sergiliyorlar.
Ç. A.: Kadın haklarının bütününde değil ama kadına yönelik şiddette HDP ile CHP şiddetin araştırılması için TBMM’de araştırma önergeleri verdi. AKP ve MHP destek vermediği gibi, o partilerin kadın milletvekilleri de destek vermedi. Neden?
F. K.: Diyalog siyaseti yok, düşmanlaştırma üzerinden yürütülmek istenen bir siyaset var. Baskı ortamlarında şiddet daha da büyür biliyorsunuz. Hesap sorma mekanizmaları, adalete erişim bütün toplum açısından inanılmaz derecede geriledi.
S. K.: Örneğin AKP’li bir kadın milletvekilinin “ben bu konuda parti yönetiminden farklı düşünüyorum” deme lüksü yok, aksi halde bir daha milletvekili olamaz. Aynı şekilde bu diğer partiler içinde geçerli. Bu sadece kadın meselesinde değil, biz “allah birdir” diye bir önerge versek, onu da rededecekler.
F. K.: Aynı zamanda parlamentoda kadın olup, erkek askerler gibi konuşan kadınlar da var.
Ç. A.: Toplumsal cinsiyet eşitliğini kabul eden İstanbul sözleşmesine iktidar da, muhalefette destek verdi. Belirli çevrelerden büyük tepki var. Neden?
S. K.: Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadının çalışması, örgütlenmesi deyince bayağı endişeleniyorlar.Çünkü kurdukları binlerce yıllık toplum düzeni bitecek. Bir de bu düzenden beslenen ahlaksızlar var tabii. “Kadınlar çalışmaya başladı, işsizlik arttı” diyorlar. “Kadınlara dul maaşı verirseniz, bu erkekler evlenecek kadını nereden bulacak” diyorlar.Evde kadını köle olarak kullanmak isteyenlerin bu sözleşme işlerine gelmiyor.
F. K.: İstanbul sözleşmesi kadın erkek rollerini sorguluyor. Eşitlik, özgürlük var diyor. Dolayısıyla erkek egemen bakış bundan hoşlanmıyor. Ancak iktidar partisi içindeki kadın milletvekilleri de bu sözleşmeyi savunuyorlar.
S. K.: Bu sözleşmeye saldırıların maskesi olarak da LGBT artıların hakları devreye sokuluyor. Sözleşmeye kadın cephesinden saldırsalar toplumda ciddi bir tepki gördükleri için kendi dünyalarında ötekileştirdikleri cinsel yönelimi buna bir kılıf olarak kullanıyorlar.
Ç. A.: Kadınları koruyacak çok iyi yasalar yapılmasına rağmen neden uygulanamıyor?
S. K.: Yasalar çok güzel yazılmış olabilir ama onları uygulayacak olanlar da büyük çoğunlukla erkekler. Şöyle bir örnek vereyim; Galatasaraya hakaret etmek diye bir suç var diyelim, sanık olarak hakim karşısına çıkıyorsunuz ama hakimin üzerinde Fenerbahçe forması var. O hakim o zanlıya ne kadar büyük bir sempatiyle bakar değil mi? Bu zihniyette bir erkek hakimden kadın haklarını teslim etmesini o ölçüde bekleyebilirsiniz.
Ç. A.: İçişleri bakanlığı da kadını korumak için bir dizi kayda değer önlem aldı. Ancak 8 Mart’ta polis kadınların eylemine gaz sıkarak, plastik mermi atarak müdahale etti. İçişleri bakanlığı o polislere neden eyleme müdahale hakkı ya da emri veriyor?
F. K.: İktidarı değiştirecek muhalefetin ben kadınlardan geleceğini düşünüyorum. Engellenmek istenen aslında bu.
S. K.: Kadın hareketinin önemli bir hareket olduğunu yeni anladılar. Kadın hareketi bu düzenin böyle gitmeyeceğini gören kadınlardan oluşuyor. Bunu farkettikleri için de kadın mücadelesini marjinalize etmeye , kadınları bu hareketten soğutup, uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Bize 18 yıldır 200 yıl öncesinin toplum düzeninin propagandası yapılıyor. Biz o zaman neden kurduk bu medeniyetleri. 500 yıl öncesinin, 1000 yıl öncesinin geleneklerine sadık kalmakla yükümlü hissediyorsak kendimizi, neden kuruldu yeni medeniyetler!
Ç. A.: O halde şöyle diyebiliyor musunuz? Her kesimden, inançtan kadın şiddete, tecavüze, tacize maruz kalıyor ve kadınlar bilinçlendi, yan yana duruyor. Kadın hareketi iktidarı korkutuyor. Öyle mi?
F. K.: Bence diyebiliriz.Kadınların dünyayı değiştirecek önemli bir güç olduğunu düşünüyorum.
S. K.: Dünya yerinden oynar, kadınlar birlik olsa.

BESIKTAS BARBAROS MEYDANI'NDA BIR ARAYA GELEN KADINLAR, PINAR GULTEKIN'IN OLDURULMESINI PROTESTO ETTI. FOTOGRAF: IBRAHIM MASE / ISTANBUL, (DHA)