Berlin’i biliyoruz Çorum’u neden bilmiyoruz

Türkiye, binlerce ölüme neden olan ve dünyayı neredeyse durdurma noktasına getiren koronavirüs pandemisiyle mücadelede ikinci aşama yani ‘yeni normal’ e geçti. 1 Haziran itibariyle kaldırılan kısıtlamalarla da pandemide kilit nokta veriler oldu. Halk sağlığı uzmanları test, vaka, ölüm sayıları ile yoğun bakım, entübe ve iyileşen hasta sayısının yanı sıra hastalığın toplumsal dağılımının da açıklanması gerektiğine vurgu yaptı. Prof. Dr. Kayıhan Pala, “Bakanlık verilerin dağılımını açıklamıyor. İngiltere’nin mahalleleri üzerinden bu tartışmayı yapabiliyoruz fakat İstanbul’un illeri için bunu yapamıyoruz” dedi.
11 Mart’ta ilk vakanın tespit edilmesinden bu yana Türkiye’de can kaybı 4 bin 500’ü, vaka sayısı 181 bini aştı. Salgının başından beri Sağlık Bakanlığı tarafından düzenli açıklanan veriler test, vaka ve ölüm sayıları ile yoğun bakım, entübe ve iyileşen hasta sayılarını kapsıyor. Bu altı veri dışında detaylı veri yok. Uzmanlar ise salgınla mücadelede başarılı olunması için pandeminin epidemiyolojisine yani hastalığın toplumsal dağılımına ilişkin verilerin açıklanması gerektiğini söylüyor.
1 Haziran’a kadar özellikle vaka sayısının ciddi azaldığı görüldü ancak normalleşme takviminin açıklanmasının ardından vaka sayılarında artış meydana geldi. Toplu taşımada kalabalık, sahillerde sosyal mesafenin gözetilmemesi, maske kuralına uyulmadığı görüntüler son günlerde en çok tartışılan konu oldu.
PROF. PALA: İNGİLTERE MAHALLERİNİ BİLİYORUZ
‘Bidebunuizle’ yayınında Yavuz Oğhan’a konuşan Prof. Dr. Kayıhan Pala tablonun endişe verici olduğunu söyledi. Halk sağlığı uzmanları ve epidemiyologların yaşananları şaşırtıcı bulmadığını aktaran Pala, “Virüsün hastalık yapma etkisi azalmadı. Sağlık Bakanlığı’nın 1 Haziran itibariyle salgının sorumluluğunu bireylere aktarmasını doğru bulmuyorum. Böyle devam ederse vaka ve ölüm sayıları artabilir. Kimlerin hayatını kaybedebileceği ile ilgili bir perspektif sunmam da zor. Çünkü Sağlık Bakanlığı hala verilerin dağılımını açıklamıyor. İngiltere’nin mahalleleri üzerinden bu tartışmayı yapabiliyoruz fakat İstanbul’un illeri için bunu yapamıyoruz” dedi.
BİLİM AKADEMİSİ: VERİLER ŞEFFAF SUNULMALI
Bilim Akademisi de yayınladığı açıklamayla verilerin ayrıntılı ve şeffaf şekilde araştırmacılara sunulması gerektiğine dikkat çekti. Başka birçok ülkede olduğu gibi hastalığın nerelerde ne zaman ne sıklıkta görüldüğü, yaş gruplarına, çalışma şartlarına, semtlere ve işyerlerine dağılımı, test ve filiyasyon sayıları ve yöntemleri, testlerin aynı kişiye kaç defa yapıldığı gibi verilerin bilim insanlarına ve kamuoyuna açık olması gerektiği vurgulandı. Ayrıca test sonuçlarının da açık olarak paylaşılması gerektiği bildirildi.
HASUDER: KISITLI BİLGİ VAR
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) Yöneticisi Prof. Dr. Sarp Üner, Türkiye salgında başarılı” mesajlarının halkta “Artık salgın bitti” düşüncesine neden olduğunu söyledi ve “Sağlık Bakanlığının çeşitli epidemiyolojik verilerle normalleşme sürecini değerlendirmesi lazım. Fakat bu sürece hızlı geçildi. Kimlere test yapılıyor, testlerdeki pozitif vaka artışının nedeni nedir bilmiyoruz. Bu şeffaflığın olmaması, kısıtlı bilgi paylaşılması yorumlamada işimizi zorlaştırıyor” ifadelerini kullandı.