Birleşik Emekli Sendikası, emekli maaşlarını protesto etti: AKP bizi çöpte pazarcı artıklarına muhtaç etti

Birleşik Emekli Sendikası, emekli maaşlarını protesto etti: AKP bizi çöpte pazarcı artıklarına muhtaç etti
Birleşik Emekliler Sendikası üyeleri, Malatya'da emekli maaşlarını protesto ederek, “AKP bizi bayat ekmeğe, çöpte pazarcı artıklarına muhtaç etti. dedi.Birleşik Emekliler Sendikası üyeleri, Malatya'da emekli maaşlarını protesto...
Birleşik Emekliler Sendikası üyeleri, Malatya'da emekli maaşlarını protesto ederek, “AKP bizi bayat ekmeğe, çöpte pazarcı artıklarına muhtaç etti. dedi.

Birleşik Emekliler Sendikası üyeleri, Malatya'da emekli maaşlarını protesto etti. Sendikanın Malatya Temsilcisi Haydar Göktaş, “AKP yazımızı kışa çevirdi. Bizi sadece ekmeğe değil, bayat ekmeğe, çöpte pazarcı artıklarına muhtaç etti. Üstelik artık bazı uyanık pazarcılar da artık çöpe atmıyor, maliyet fiyatına emekliye satıyor" dedi.

Birleşik Emekliler Sendikası üyeleri, Malatya PTT Sokak’ta bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Mevcut maaşlarla geçinemediklerini ifade eden emekliler, "İktidar sahipleri aynaya bakınca bolluk, şatafatlı saraylar, uçaklar, gemicikler, mevkiler makamlar görebilir. Ama emeklilerin, dul ve yetim maaşı alanların aynasından bakınca yoksulluktan başka bir şey bulamazsınız. AKP iktidarına sesleniyoruz; biz emekliler sizden bir şey istemiyoruz, sadece hakkımız olanı verin, yeter" dedi.

Birleşik Emekliler Sendikası Malatya Temsilcisi Haydar Göktaş, 6 Şubat 2023 depreminin üzerinden 13 ay geçtiğini hatırlatarak şunları söyledi:

“Normal şartlarda, zaten Temmuz 2023'te deprem bahane edilerek verilmeyen, gasp edilen, maaş artışı yapılmadığı için perişan olan emeklileri deprem sonra yaşayamaz hale getirdiler. Ocak ayında üç kez yapılan maaş artışına rağmen bir türlü emekli aylığı 10 bin lirayı bulmayan emeklilerin yoksulluğu kat be kat arttı. Aslına bakarsanız depremde hepimiz öldük ama sadece bazılarımız gömüldü. Kalanlara adeta 'Keşke ölseydik de deprem sonrası yaşatılan eziyeti görmeseydik dedirttiler. Halkının yanında olması gereken hükümet ve devlet maalesef yetersiz kaldı. İlk 4-5 gün temel ihtiyaç malzemeleri depremzedelere ulaştırılamadı. İnternet ve telefon erişimi kısıtlandı, depremzede canının, malının derdine düştü. Yıkılan evler, mağazalar, dükkânlar talan edildi, hırsızlıklar tahmin edilemeyecek kadar arttı. Deprem sonrası da emekliler ve depremzedeler kaderleri ile baş başa bırakıldı. Emeklilerin bir ömür boyu çalışıp aldıkları evleri, ev eşyaları, anıları 90 saniyede yerle bir oldu. Deprem sonrası başını sokacak bir konteyner bile bulamadı, gıda, barınma, giyim, sağlık sorunları arttı.

“AKP yazımızı kışa çevirdi”

Emekli 2002 yılında asgari ücretin bir buçuk katı, 13 çeyrek altın tutarında aylık alabiliyordu. O yıllarda da emeklilerin durumu olması gerektiği gibi değildi ama hiç değilse emekli olanlar evini, iki dönüm bahçesini alıyor, ev eşyalarını yeniliyor, hatta eşini alıp hacca gidiyor, maaşı ile kimseye minnet etmeden yaşıyordu. Bu iktidar 'size daha rahat yaşam vaat ediyoruz' diyerek geldi. Emekliler de 'bunlar namazında niyazında' diyerek iktidara taşıdı. Sonuç AKP yazımızı kışa çevirdi. Bizi sadece ekmeğe değil, bayat ekmeğe, çöpte pazarcı artıklarına muhtaç etti. Üstelik artık bazı uyanık pazarcılar da artık çöpe atmıyor, maliyet fiyatına emekliye satıyor.

“Hakkımız olanı verin yeter”

Yaşam kalitesi bakımından Hindistan'ı geçerek sondan dünya ikincisi olmuştur. 22 yıl sonunda biz emeklileri yoksullukta dünya şampiyonu yaptınız ya, ne kadar övünseniz haklısınız. Bu tablo AKP iktidarının 22 yıllık karne notudur. Bir ülkenin nasıl yönetildiğini görmek istiyorsanız emeklinin yaşam standardına bakacaksınız. İktidar sahipleri aynaya bakınca bolluk, şatafatlı saraylar, uçaklar, gemicikler, size yalakalık ballı ihaleler, mevkiler makamlar görebilir. Ama emeklilerin aynasında, dul ve yetim maaşı alanların aynasından bakınca yoksulluktan başka bir şey bulamazsınız. AKP iktidarına sesleniyoruz; biz emekliler sizden bir şey istemiyoruz, sadece hakkımız olanı verin, yeter. 30 yıl boyunca prim ve vergi ödeyip emekli olduğumuzda, hayatımızın sonbaharında insan onuruna yakışır bir yaşam istiyoruz.”  (ANKA)