Borsanın düşüşünden etkilenmemek için kriptoya gidenlere: Yağmurdan kaçarken doluya tutulacaklar

Borsanın düşüşünden etkilenmemek için kriptoya gidenlere: Yağmurdan kaçarken doluya tutulacaklar
Ekonomist Şeref Oğuz, borsanın genç yatırımcısı olarak tanımlanan 'Z kuşağı' yatırımcısının kriptoya yönelmesini, “Tahminim şudur ki yağmurdan kaçıp doluya tutulacaklar” şeklinde değerlendirdi.Şeref Oğuz, Ekonomim’deki...
Ekonomist Şeref Oğuz, borsanın genç yatırımcısı olarak tanımlanan 'Z kuşağı' yatırımcısının kriptoya yönelmesini, “Tahminim şudur ki yağmurdan kaçıp doluya tutulacaklar” şeklinde değerlendirdi.

Şeref Oğuz, Ekonomim’deki yazısında Borsa’daki gelişmelerden sonra burayı terk etmeye başlayan gençlere dikkat çekti. Gençlerin kripto paralara yöneldiğini kaydeden Oğuz, burada da onları benzer bir durumun beklediğine dikkat çekti.

Gençlerin ‘finansal okuryazarlığın ilkokul fiş düzeyinde olmalarına rağmen’ halka açılmalarda piyasaya can verenler olarak görüldüğünü belirten Oğuz, “Gençler, yavaş yavaş ötesini berisini toplayıp göçe hazırlanıyor” ifadesini kullandı.

Bunların kripto paralara yöneldiğini kaydeden Oğuz, şunları söyledi: “Aslında geldikleri yere diyebiliriz. Zaten halka açılma furyasında “nerede benim yüzde 10’um” diye getiri kovalayan bu kesim, okul cep harçlığı yanı sıra kriptodan borsaya gelmişti. Şimdi geldikleri yere dönüyorlar. Sebep? Borsa gerçekleriyle yüzleşmeleri, çıkış kadar inişi de fark etmeleri…”

Borsa İstanbul’daki yatırımcı profiline dikkat çeken Oğuz, şunları kaydetti:

“İstanbul Borsası’nın %80’inin sahibi, 15 bin 400 yatırımcı… Geriye kalan %20 ise 7,5 milyon kişinin… Yabancı ise ortalıkta pek görünmüyor. Biz bizeyiz yani… Büyüklerin kuralı koyduğu borsada 10 milyon lira ve üstü portföy sahibi olan 15 bin 371 kişi var ve toplamda 3,2 trilyon liraya hükmediyorlar.

Peki ya küçükler? Onların hükmü, 10 bin liranın altında… Sayıları da 4 milyon 270 bin kişi… Yazar arkadaşım Şebnem Turhan; İstanbul Borsası’nın %80’ine, yatırımcının binde 2’sinin hükmettiğini yazmıştı. Şimdi bu finansal macera, kripto vadisinde devam edeceğe benzer. Hadi hayırlısı diyelim.”

"Geri gelirler mi?"

Oğuz, Borsa’dan çıkan gençlerin geri gelip gelmeyeceği konusundaysa şunları kaydetti:

“Aslında zor. Zira borsanın kendisi zaten 8 binin üzerinde tutunmaya çalışıyor. Faiz artışının yanı sıra farklı enstrümanların da giderek cazip hale gelmesi, gençler için borsayı ‘primadonna’ olmaktan çıkardı. Zaten ‘yüzde 10’ artışların büyüsüyle gelmişlerdi. Hiç kimse onlara ‘bu işin düşüşü de var’ dememişti. Ya da onlar, hissede fiyat gerilemesi gerçeğiyle pek barışamadılar. Ekonominin yeniden ivmelenip, borsanın likidite gücünün yanı sıra yabancıların da gelmesinin ardından, bazıları geri dönebilir.”

"Kriptoda gençleri ne bekliyor?"

Kripto paralarda durumun daha riskli olduğunu vurgulayan Oğuz, şu uyarıları yaptı:

“Tahminim şudur ki yağmurdan kaçıp doluya tutulacaklar. Çünkü kripto sahası hala çok gri ve macera dolu… Regülasyonların oturmadığı, risklerin havada uçuştuğu, kazanç algısının sürekli kirletildiği bu alanı, küresel kumarhane gibi değerlendiriyorum. Her ne kadar kripto tutkunları buna kızacak olsa da borsadan kaçıp kriptoya tutulmak, daha iyi kazancın garantisi değildir.”

"Erdoğan'a 'U' dönüşü baskısı"

Ekonomist Oğuz, yazısının son bölümlerindeyse farklı bir konuya dikkat çekti: Seçimden sonra ekonomi yönetiminde yaşanabilecek ‘U’ dönüşüne.

Oğuz, bu bölümde ‘imtiyazlılar’ olarak tanımladığı bir grubun son dönemdeki ekonomi politikalarından memnun olmadığını, bunun için AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a baskı yaptığını yazdı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndaki (TCMB) iddia ve tartışmalara dikkat çeken Oğuz, şunları kaydetti:

“İki rahmetten biri… Ya bu enflasyonu yeneceğiz ya da U dönüşüyle popülizme gömüleceğiz. Merkez Bankası’nın itibarsızlaştırılma süreci de U Dönüşü kadrosunun “hazır (!)” olduğunu söylüyor bize. Guvernörü görevden aldırmak, heterodoks kadroları geri çağırmak ve olası bir referandum sandığı için bütçeyi kevgire çevirmeye devam etmek…

Aslında bu bir kader değil… Seçimin ardından kapsamlı, etkin ve kapsayıcı tedbirler alarak, halkın feryadına da kulak tıkayıp enflasyonla mücadele sürecini başlatabiliriz. Mevcut ekonomi yönetimine daha fazla siyasi güç aktarıp, kamunun sırtındaki asalakların tezviratına kulak tıkayarak…

Görünen o ki seçime kadar hükümet, doları enflasyon kıyılarında yüzdürmeyi sürdürecek. Zira kur artışına asla tahammülü yok ekonominin. Zaten yeni bir döviz atağı olursa kuru tutacak mecalimiz de yok. Bu açıdan bakıldığında seçim sonrası U dönüşü yerine, ekonomik kışa hazırlık yapmak daha iyi.

Yurt dışından para bulmaya mecburuz. Bulduğumuzu yandaşa candaşa, kamu israfına gömmek yerine üretimi ve ihracatı artırmaya harcamak zorundayız. Ekonomik kış mı? Ücretli, emekli, sabit gelirli; enflasyonun çok altında kalacak ayarlamalara hazır olsun. İmtiyazlılar mı? Onlar şu anda zaten U dönüşü için sahne kurmuş, Cumhurbaşkanı'nı (Erdoğan'ı) etkilemeye çalışıyorlar.”