CHP'li Karabıyık'tan 'Dünya Kız Çocukları Günü' raporu: TÜİK'e göre 15-17 yaş arasında doğum yapanların sayısı 7 bin 42

CHP'li Karabıyık'tan 'Dünya Kız Çocukları Günü' raporu: TÜİK'e göre 15-17 yaş arasında doğum yapanların sayısı 7 bin 42
CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü dolayısıyla hazırladığı raporda; "TÜİK’in 2022 Evlenme-Boşanma İstatistiklerine göre 16-17 yaş arasında evli erkek sayısı 688 iken kadınların...

CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü dolayısıyla hazırladığı raporda; "TÜİK’in 2022 Evlenme-Boşanma İstatistiklerine göre 16-17 yaş arasında evli erkek sayısı 688 iken kadınların sayısı 11.520’dir. 18-19 yaş grubunda ise evli erkek sayısı 5866, kadın sayısı ise 42.991’dir. 15-17 yaş arasında doğum yapanların sayısı ise 7 bin 42’dir. Ailelerin ekonomik beklentilerine, geleneksel değerlerine çocuklarımız kurban edilmemelidir. Çocuklarımızın geleceği dair umutlarını diri tutmak, gerçeğe dönüştürmek bizlerin görevi olmalıdır" bilgisini verdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü dolayısıyla rapor hazırladı. Karabıyık, raporunda şu değerlendirmeleri yaptı:

"KIZ ÇOCUKLARI, İSTENİLEN BİÇİMDE EĞİTİMDEN YARARLANAMAMAKTADIR"

"Uluslararası Kız Çocukları Günü, kız çocuklarının karşılaştığı zorlukların ele alınması ve kız çocuklarının güçlendirilmesi ve insan haklarına saygı gösterilmesinin teşvik edilmesi ihtiyacını vurgulamaktadır. İnsan hakları alanında özel olarak da kadın ve kız çocuklarının hakları konusunda sicili olumsuz ve kabarık bir ülke olmamızdan dolayı 11 Ekim, kız çocuklarının yaşadıkları hak ihlallerine dikkat çekmek, çözümler üretmek için bizim açımızdan önemli bir gündür. Çünkü bu ülkede kız çocukları, istenilen biçimde eğitimden yararlanamamaktadır, erken evlendirilmekteler veya erken evliliğe zorlanmaktadırlar, çocuk yaşta çalışmak durumunda kalmaktadırlar, en önemlisi de cinsel istismara uğramaktalar, hatta öldürülmektedirler.

"EĞİTİM SİSTEMİ İÇİNDEKİ ERKEK ÖĞRENCİ SAYISININ FAZLA OLMASI DOĞUM İLE EĞİTİM SİSTEMİ İÇİNDEKİ FARKI OLUŞTURAN 193.765 SAYISI AÇIKLAMA BEKLEMEKTEDİR"

MEB istatistiklerine göre, eğitim sistemi içinde 19.904.679 öğrenci bulunmaktadır.  Bunların açıköğretim dahil 10.263.953’ü erkek, 9.640.726’sı ise kız öğrencilerden oluşmaktadır.Erkek öğrencilerin sayısı 623.233 daha fazladır. TÜİK tarafından yayınlanan doğum istatistikleri dikkate alındığında 2010-2022 arasında eğitim sistemi içindeki erkek öğrenci sayısının kız öğrencilerden maksimum 429.468 daha fazla olması gerekirdi. Kız ve erkek öğrencilerin okullaşma oranlarının birbirine yakın hatta bazı yaş gruplarında kız öğrencilerin fazla olduğu dikkate alındığında eğitim sistemi içindeki erkek öğrenci sayısının 623.233 daha fazla olması doğum ile eğitim sistemi içindeki farkı oluşturan 193.765 rakamı açıklama beklemektedir.

MEB İstatistikleri üzerinden ilkokula kayıt yaptıranların sayıları 2010-2023 yılları arası dikkate alınarak incelendiğinde erkek öğrenci sayısının maksimum 455.146 daha fazla olması gerekirdi. Ancak bu sayının erkekler lehine 168.087 daha fazla olması, MEB’ nin konuyla ilgili özel bir açıklaması yok ise sistem içerisinde en az bu sayı oranında kız çocuklarının okullaşamadığı anlamına da gelir.

Milli Eğitim Bakanlığı 2022-2023 İstatistiklerinde ilkokula başlayan öğrenci sayısını 1.413.047 olarak açıklamış, bunların 723.602’sini erkek, 689.445 kız öğrenci olduğu bilgisine yer vermiştir. 2022-2023 öğretim yılında ilkokula başlayanların 2015 doğumlular olduğunu kabul ettiğimizde bu sayının 2015 yılındaki doğan çocuk sayısı olan 1.336.908’i geçmemesi gerekirdi. 2015 yılında doğan çocuk sayısından 76.139 daha fazla çocuğun kayıt yaptırmış olması açıklanmaya muhtaç bir durum yaratmaktadır. Akla gelen ilk açıklama bu fazlalığın 6 yaşında kayıt yaptıranlardan veya göçmen çocuklarından kaynaklandığıdır. Ancak aradaki farklılık geriye doğru takip edildiğinde erken kayıt yaptırma ve göçmen çocukları açıklaması da yeterli olmamaktadır.

"16-17 YAŞ ARASINDA EVLİ ERKEK SAYISI 688 İKEN KADINLARIN SAYISI 11.520’DİR"

Kız çocuklarını eğitim hakkını kullanmada engelleyen faktörlerden biri de hiç kuşkusuz erken yaşta nişanlanma ve evliliktir. Kanunlarımız aile iznine dayanarak zorunlu eğitime tabii 16-18 arasındaki yaşındaki çocuklarına nişanlanma ve evlenme izni vermektedir. TÜİK’in 2021 Yılı Aile Yapısı Araştırması'na göre eğitimi bırakma nedenleri arasında nişanlanma-evlenmenin payı yüzde 3,7’dir. Nişanlanma ve evlilik nedeniyle eğitimini bırakan erkeklerin oranı yüzde 0,9 iken kadınların oranı yüzde 7.1’dir. TÜİK’in 2022 Evlenme-Boşanma İstatistiklerine göre 16-17 yaş arasında evli erkek sayısı 688 iken kadınların sayısı 11 bin 520’dir. 18-19 yaş grubunda ise evli erkek sayısı 5 bin 866, kadın sayısı ise 42 bin 991’dir.

"15-17 YAŞ ARASINDA DOĞUM YAPANLARIN SAYISI İSE 7042’DİR"

TÜİK 2022 Yılı Doğum İstatistiklerine göre, 12 yaş altında 147 kız çocuğu doğum yapmıştır. 15-17 yaş arasında doğum yapanların sayısı ise 7 bin 42’dir. Bu yaş grubunda 567 kız çocuğu ikinci doğumunu yaparken, 23’ü üçüncü çocuğunu doğurmuştur. 18-19 yaş grubunda doğum yapan kadın sayısı 30 bin 74’tür. Bunlardan 5 bin 220’si ikinci doğumunu yaparken, 482’si üçüncü doğumunu yapmıştır.

"MECLİS'TE HAZIRLANAN RAPORDA, OKUL TERKİNİN ÖNLENEBİLMESİNE YÖNELİK TEDBİRLERİN ALINMASI ÖNERİSİ DİKKAT ÇEKTİ"

Kız çocuklarımızın sıkça karşılaştıkları sorunlardan biri de cinsel istismardır. Bu sorunun ülkemizdeki boyutunu anlamak için bir önceki yasama döneminde TBMM’nin, ‘Altı Yaşındaki Bir Kız Çocuğunun Evlilik Adı Altında Cinsel İstismara Maruz Bırakılması Olayını Araştırmak ve Benzer Olayların Yaşanmaması ve Her Türlü Çocuk İstismarının Önlenmesi İçin Yapılması Gerekenlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırma Komisyonu’ kurmak durumunda kaldığını hatırlatmak yeterli olacaktır. Kurulan komisyonun hazırladığı taslak rapor, 14 Mayıs genel seçimleri nedeniyle TBMM Genel Kurulunda görüşülememiş de olsa raporda yer alan birçok değerlendirme ve öneri bu konudaki acı gerçeği, kız çocuklarına yönelik cinsel istismarın yaygınlığını ortaya koymuştur. Raporda 'Çocuk ihmal ve istismarının önlenmesine yönelik tespit ve öneriler' kısmındaki 8 ana başlık altında 246 maddelik önerilere de yer verilmiş, bu öneriler arasında özellikle 'Zorunlu eğitim çağında olan öğrencilerin okul devamsızlığının önlenmesine yönelik tedbirler arttırılmalı ve bunların nedenleri hakkında araştırmalar yaygınlaştırılmalı… Okul terkinin önlenebilmesine yönelik tedbirlerin alınması, İlköğretim ve Eğitim Kanunu gereğince öğrencinin okula devamından sorumlu veli, vasi, muhtar, mülki idari amir, müfettiş ve eğitim yöneticilerine yönelik bilgilendirme çalışmaları yaygınlaştırılmalı' önerisi dikkat çekmiştir. Ne var ki iktidarın, özellikle de Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu öneriyi dikkate almadığı görülmektedir. Çocukların örgün eğitim dışına çıkması ve okul korumasından mahrum kalma anlamına gelen açık liseye yönelimi tümüyle durdurmak için gerekli tedbirlerin alınmaması bu duruma örnektir.

"15-17 YAŞ GRUBUNDAKİ KIZ ÇOCUKLARIN İŞGÜCÜNE KATILMA ORANI YÜZDE 10"

Kız çocuklarımızın karşılaştığı bir başka sorun ise çocuk işçiliğidir. Çocuk işçiliği üzerine yapılan araştırmalar, kız çocuklarının da en az erkek çocukları kadar çocuk işçiliğine maruz kaldığını ortaya çıkarmıştır. TÜİK 'Hane Halkı İşgücü Araştırması' 2022 yılı sonuçlarına göre 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 18,7 olmuştur. Bu katılımın cinsiyete göre dağılımı incelendiğinde, erkek çocukların yüzde 27,0 ve kız çocuklar için yüzde 10,0 oranında işgücüne katıldığı görülmektedir.

"ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ DAİR UMUTLARINI DİRİ TUTMAK, GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRMEK BİZLERİN GÖREVİ OLMALIDIR"

Sonuç olarak Dünya Kız Çocukları Günü, yoksulluğun ortadan kaldırılması ve kızların topluma ve kendilerini ilgilendiren kararlara tam katılımının sağlanması, evde, sokakta, okulda, iş yerinde korunmaları ve güçlendirilmesi için fırsat bilinmelidir. Çocuklarımız hayata eşit bir başlangıç yapmalıdır. Ailelerin ekonomik beklentilerine, geleneksel değerlerine çocuklarımız kurban edilmemelidir. Çocuklarımızın geleceği dair umutlarını diri tutmak, gerçeğe dönüştürmek bizlerin görevi olmalıdır. 11 Ekim, bizler için bu gidişe dikkat çekme ve dur deme günüdür." (ANKA)