‘CİNSEL İSTİSMARA UĞRAYAN HER YÜZ ÇOCUKTAN 60’I ENSEST MAĞDURU’

‘CİNSEL İSTİSMARA UĞRAYAN HER YÜZ ÇOCUKTAN 60’I ENSEST MAĞDURU’
BU İKTİDARIN BÜTÜN KADINLARA VERDİĞİ ZARAR SEKÜLER FEMİNİSTLERLE İSLAMİ FEMİNİSTLER ARASINDA YAKINLAŞMAYA VESİLE OLDU. KADINLAR ÖRTÜNEREK ŞİDDETTEN TACİZDEN KURTULAMIYOR.KADINLAR PÜR TESETTÜR HACDA DA TACİZE UĞRUYOR. CİNSEL...

BU İKTİDARIN BÜTÜN KADINLARA VERDİĞİ ZARAR SEKÜLER FEMİNİSTLERLE İSLAMİ FEMİNİSTLER ARASINDA YAKINLAŞMAYA VESİLE OLDU. 

KADINLAR ÖRTÜNEREK ŞİDDETTEN TACİZDEN KURTULAMIYOR.

KADINLAR PÜR TESETTÜR HACDA DA TACİZE UĞRUYOR. 

CİNSEL İSTİSMARA UĞRAYAN HER YÜZ ÇOCUKTAN 60 'I ENSEST MAĞDURU.

BUGÜN KADINLARI TOPRAĞA GÖMEMİYORLAR, FEMİNİZMİ ŞEYTANİLEŞTİRİYORLAR.

İSLAMİ FEMİNİST KÖŞE YAZARI BAŞKENT KADIN PLATFORMU DERNEĞİ ÜYESİ BERRİN SÖNMEZ VE TÜRKİYE KADIN DERNEKLERİ FEDERASYONU BAŞKANI CANAN GÜLLÜ İLE ÇİĞDEM ANAD'IN RÖPORTAJI

ÇİĞDEM ANAD; Başörtülü başörtüsüz diye kadınların ayrıştırılması siyasetin bir oyunu, bir aracıydı. Bu kadınlara, kadın hakları mücadelesine ne gibi zararlar verdi? 

BERRİN SÖNMEZ; Bireysel yaşamlarımıza verdiği zarardan daha fazlasını toplumsal hayata, feminist eşitlik mücadelesine verdi. Kadınların mücadelesinde ortaklaşmayı geciktirdi. İktidar asla ataerkil bakış açısından kurtulmuyor. İster modern, seküler, laik, ister dindar muhafazakar kültürüne bağlı olsun, ataerkil her yerde. Biz islami feministler ya da seküler feministler olarak birbirimize karşı değil, ataerkile karşı mücadele ediyoruz. 

ÇİĞDEM ANAD; Dindar yöneticilerle seküler yöneticiler arasında kadına yaklaşımda bir fark yok mu? 

CANAN GÜLLÜ; Her ikisi de kadını bir meta olarak, siyasetin bir ara mekanizması olarak kullanma merakındalar. Siyaset kadını bir malzeme olarak görüyor. Eşitsizliğin var olmasından memnuniyet duyan partilerin ne sağı, ne solu, ne muhafazakarı, ne laiki bizim için iyi şeyler düşünen taraflar. 

ÇİĞDEM ANAD; Her kesimden kadın şiddet, taciz görüyor. Kadınları inançlı, inançsız diye ayırmak kimlerin işine nasıl yarıyor? 

BERRİN SÖNMEZ; Hegomanik erkeklik dediğimiz olgunun işine yarıyor. Kadınları türlü gerekçelerle toplum hayatından uzak tutmayı başarıyorlar. Toplumda, evde erkek egemenliğini sürdürüyorlar. Aile toplumun temel direği diyen insanlara baktığımızda; bahsettikleri ailenin aslında erkek konforunun sürdürülebilir olduğu bir aile yapısı görüyoruz. Erkek konforu; hem akademide, hem yargıda, hem siyasette, hem özel sektörde, hem eğitim hayatında. 

ÇİĞDEM ANAD; 2002 yılında AKP iktidar oldu. Bu dindar ve muhafazakar iktidar en çok hangi kadın kesimini zorda bıraktı? 

BERRİN SÖNMEZ; Erdoğan; " Kimse kadınla erkeğin eşit olduğunu bana söyleyemez" dediği zaman hepimiz aynı şekilde rahatsız olduk. Ancak dindar kadınların büyük çoğunluğu bu rahatsızlığı sessizce ifade ederken, seküler feministler gürül gürül ifade ettiler. Şimdi ise özellikle genç islami feministler de gürül gürül itiraz ediyorlar. Bu iktidarın bütün kadınlara verdiği zarar aslında bütün kadınların birleşmesine; seküler feministlerle islami feministler arasındaki yakınlaşmaya vesile oldu.Kadınlar örtüleriyle şiddetten, tacizden kurtulamıyor. Hacda da kadınlar tacize uğruyor. Hacca ibadet etmek için gitmek, o pür tesettür hal bile kadınları tacizden kurtaramıyor.

CANAN GÜLLÜ; İslamcı feminist kadınların iktidarın yanlışlarını fark etmesi üzerine iktidar hem seküler, hem muhafazakar kadınlara yüklenmeye başladı. Ahlaklı, ahlaksız kadın modelleri üretti. Şu anda iktidarın elinde kadınları ayrıştıracak malzemesi kalmadı. Kadınların kar topuna dönüşmüş mücadele gücü, ortaklığı var. 

ÇİGDEM ANAD; Siz islami feministler diğer feministlerden farklı olarak nasıl bir çalışma yapıyorsunuz? 

BERRİN SÖNMEZ; İslamın geleneksel yorumu olan fıkhın ataerkil yorumlarıyla mücadele etmek bizim işimiz. Kadınların toplum hayatı içinde dindar olarak var olabileceği, kapalı bir islam toplumu içersinde bile son derece geniş haklara sahip olunabileceğini gösterebiliyoruz.

CANAN GÜLLÜ; Bakın ben bir Diyanet işleri başkanı tarafından azarlanmış bir dernek başkanıyım. Bana din üzerinden vaaz vermeye çalışmış ama baltayı taşa vurmuştu. Ben 16 yaşında babam tarafından kuran ve nutuk okumak için görevlendirildim. Arapça öğrendim, kuranı okudum. Ben Diyanetin çok uzun süredir siyasi iktidarın bir uzvu olduğuna inanıyorum. Toplumdan uzak, toplumu uyuşturan söylevler veriyorlar. Tarikat ve cemaatler de bunu fırsat bilerek etki alanlarını genişletiyorlar. 

BERRİN SÖNMEZ; Diyanet hep devletin emrindeydi, hala devletin emrinde ama devlet başkasının emrinde şimdi. Diyanet "faiz haram değildir"diyebiliyor ama kadın söz konusu olunca katı geleneksel, ataerkil din yorumlarını tercih ediyor. 

ÇİĞDEM ANAD; Diyanet kadına hep sabır, tahammül telkin ediyor. Boşanmalara karşı çıkıyor ama Konda ile sizin yaptığınız bir çalışma toplumun boşanmaya yaklaşımının çok farklı olduğunu gösteriyor.

BERRİN SÖNMEZ; Evet.  Anneler çocukları evliliklerinde mutsuz ise boşanmalarına yüzde 70, babalar ise yüzde 60 destek veriyor. Bakın bu iyi bir örnek toplumun değişen yapısını gösteren bir örnek. 

ÇİĞDEM ANAD; Aile içindeki sorunlardan bahsederken, özellikle ensest konusuna gireceğim. Bu konuda Canan Güllü siz çok çalıştınız, ciddi büyük bir sorun ama bu konu bir tabu. Tabu kırılamıyor. Sayısını bilmediğimiz çocuk kendi evinde baba, abi, dede tacizi, tecavüzüyle yaşıyor.

CANAN GÜLLÜ; Onbir yıl boyunca sahada aile hekimleriyle, ilkokul öğretmenleriyle, ayrıca yargıya intikal etmiş davalar üzerinden araştırma yaptık. Dedik ki; Her 100 istismara uğrayan çocuğun yüzde 40'ı ensest. Ensestin kapalı bir kutu olmasını isteyenler ayağa kalktı, ölüm tehditleri aldık. Bir sağlık bakanı " müslüman mahallesinde salyangoz satmayın" dedi. Bir aile bakanı " aman ha, bizi ensestle buluşturmayın" dedi. Herkes bu taşın altına elini koymaktan çekindi. Araştırmayı sürdürmek için özel sektörden destek istediğimizde " markamıza zarar verir" deyip, destek vermediler. Biz yılmadık, çalışmamızı sürdürmeye gayret ettik. Bugün ensest oranı cinsel istismara uğrayan her 100 çocuktan 60'ı. Annelerin daha yüksek oranda bu sorunu farketmeye başladıklarını ve kız çocuklarını takip ettiklerini de söyleyebilirim. 

ÇİGDEM ANAD; Bu çocuklar için bir nevi işkence. Müslüman feministler ensestle ilgili bir çalışma yapıyor mu? 

BERRİN SÖNMEZ; Ensestin varlığı bir gerçek. Bununla mücadele etmek için islami feministlerin örgütlü bir çalışma yaptığını söylemek şimdilik mümkün değil. Ancak erkek evliliklerle ilgili ve çocuğun cinsel istismarı ile ilgili çalışmalar yapılıyor. Bir çok projemizi yapamıyoruz. Sorunumuz kendini feminist olarak tanımlayan kadınların müslüman camia içersinde olduğu gibi iktidar tarafından da engellenmeye çalışılması.Bugün kadınları toprağa gömemiyorlar, feminizmi şeytanileştiriyorlar. 

ÇİGDEM ANAD; Peki Canan Güllü siz seküler feminist olarak islami kesim içinde feministlerin çoğalmasına ne diyorsunuz? İşbirliği yapabiliyor musunuz? 

CANAN GÜLLÜ; AKP'yi iktidara getirenler arasında en büyük rol Berrin Sönmez gibi kadınlarındı. Ama bu kadınlar partinin içine girdiklerinde , o eril zihniyeti gördüler, menfaat ilişkilerini gördüler ve parti ile ilişkilerini kestiler. Benim penceremden artık tek bir düşman var. O da iktidarı yöneten erkek, eril zihniyet. Bu yüzden kadınlar kol kola girmeli. Bizim bizden başka dostumuz yok.