Çorlu Tren Davası'nda 5. Duruşma Aileler duruşmayı terk etti: Katilleri aklıyorlar!

Çorlu Tren Davası'nda 5. Duruşma Aileler duruşmayı terk etti: Katilleri aklıyorlar!
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde, 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili 4 sanığın yargılandığı davanın beşinci duruşması dün Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Aileler...

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde, 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili 4 sanığın yargılandığı davanın beşinci duruşması dün Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Aileler duruşmada, sorumluların hâkim karşısına çıkarılmasını istedi, ancak savcının mütalaasının ardından salonu terk etti. Duruşma 4 Kasım'a ertelendi.

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018'de Uzunköprü-Halkalı seferini yapan trenin devrilmesi sonucu meydana gelen kazanın 5. duruşması Çorlu Adliyesi’ndeki salon kapasitesi yetersizliği nedeniyle Çorlu Halk Eğitim Merkezi’nde görüldü.

Duruşmaya, tutuksuz sanıklar TCDD 1. Bölge Müdürlüğü Halkalı 14. Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, köprüler şefi Çetin Yıldırım ve hat bakım onarım memuru Celaleddin Çabuk, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ve yaralananlar ile tarafların avukatları katıldı.

DOSYADA OLASI KAST VAR

Avukat Can Atalay, dosyada yağmurun niteliğinin tanık beyanına ihtiyaç duyulmayacak kadar açık olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:

“Menfezlerin uygun yapıldığı iddia edilmiş. Sanıklar ilk duruşmada bu menfezin sorunlarını biz söyledik dediler. Dosyadaki belge, delilleriyle açık olan bir meseledir. Mesele yağmur değil, sistemik olana bakmak gerek. Özelleştirme nedeniyle TCDD’nin yolların bakımsız hale gelmesinin toplumsal ve siyasal sonuçlarıyla ilgileniyorum. Dosyaya gelmesi gereken sanıklar var. Bu insanların ölümünün birinci elden sorumlusu sistemdir. Bu dosyada taksir değil, olası kasıt vardır”

TUTUKLULUK TALEBİNE RED İSTEDİ

Mütalaasını açıklayan savcı, İTÜ'ye yağmur ölçer cihazın neye dayanarak tespit edildiğinin sorulmasına, bilirkişiler hakkında yapılan itirazların kabulüne, talimatla ifadesi alınan tanıkların yeniden ifadesinin alınmasının reddine, sanıkların tutukluluk taleplerinin reddine karar verilmesini istedi. 15 Temmuz'da keşif yapılması için yedi kişilik heyet belirlenmesinin ardından, duruşma 4 Kasım’a ertelendi.

AİLELER SALONU TERK ETTİ

Avukatların mahkeme heyetine sunduğu, sanıkların tutuklanması ve tüm sorumluların yargılanması talebi heyet tarafından reddedildi. Kararın okunmasının ardından hayatını kaybedenlerin yakınları mahkemeyi terk etti.  Kazada hayatını kaybeden Oğuz Arda Sel'in annesi Mısra Öz, hakim heyetine ve kendisini çeken polise isyan ederek, "Hepsi sarayın soytarısı! Bu hakimler beni sanık yaptı. Onlara üç maymunu oynuyorlar dediğim için. Katilleri aklıyorlar" dedi.

OTURMA EYLEMİ BAŞLADI

Ailelerin avukatları, Cumhuriyet Savcısı Galip Yılmaz Özkurşun ile görüşmek istedi. Ardından aileler ve avukatları adliye önünde oturma eylemi yaptı.

DAVA ÖNCESİ YÜRÜYÜŞ DÜZENLENDİ

Duruşma öncesinde kazada hayatını kaybedenlerin aileleri bir araya gelerek, davanın görüleceği Halk Eğitim Merkezi'ne yürüdü. Aileler adalet taleplerini yeniledi. Kazada yaşamını yitiren 14 yaşındaki Bihter Bilgin'in annesi Zeliha Bilgin şunları söyledi:

"718 gün oldu. Evlatlarımız yok, kardeşlerimiz yok, canlarımız yok, eşlerimiz yok, analar yok. Bize adaleti verin, biz adalet istiyoruz. İhmaller ortada. Bu katliam göz göre göre oldu. Bize bunun hesabını verecekler, vermek zorundalar"

NE OLMUŞTU?

Edirne’den İstanbul’a hareket eden yolcu treni, 2018’de Çorlu’da raydan çıkarak devrilmiş, olayda 7’si çocuk 25 kişi hayatını kaybetmiş, 340 kişi yaralanmıştı. Kaza sonrası atanan bilirkişiler Mustafa Karaşahin ile Bekir Sıddık Binboğa Yarman’ın Ulaştırma Bakanlığı ve TCDD ile iş ilişkilerinin bulunduğu iddia edilmiş, hazırlanan raporda ihmaller olduğu ve üst düzey sorumluların yer almadığı  söylenmişti. Bunların yanı sıra kazada hayatını kaybeden ve yaralananların ailelerinin Anayasa Mahkemesi önündeki adalet nöbetine polis müdahale etmiş, aileler ile avukatlara ve gazetecilere soruşturma açılmıştı.