Cumartesi Anneleri 986’ncı haftada: Rıdvan Karakoç'un akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri 986’ncı haftada: Rıdvan Karakoç'un akıbetini sordu
Cumartesi Anneleri 986’ncı haftalarında 29 yıl önce gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç’un akıbetini sordu.Cumartesi Anneleri/İnsanları ve insan hakları savunucuları, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini öğrenmek...
Cumartesi Anneleri 986’ncı haftalarında 29 yıl önce gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç’un akıbetini sordu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları ve insan hakları savunucuları, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini öğrenmek ve faillerin yargılanması talebiyle bir kez daha Galatasaray Meydanı’nda basın açıklaması yapmak ve karanfillerini bırakmak için buluştu.

986’ncı hafta buluşmalarında ortak açıklamayı gözaltında kaybedilen Faruk Eren’in kız kardeşi İkbal Eren okudu.

Cumartesi Anneleri okuduğu basın açıklamasında ''Sevdiklerimizin devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra kaybolmasıyla başlayan hakikat ve adalet arayışımızın 986. haftasındayız.'' dedi.

Cumartesi Anneleri / İnsanları'nın 986'ncı hafta basın açıklaması şöyle;

''Buradayız çünkü uluslararası hukuk, gözaltında kaybetme suçunun "önlenmesi ve cezalandırılması" için devlete bir yükümlülük getirmesine rağmen, devlet bu yükümlülüğünü yerine getirmiyor. Gözaltında kayıplar, devlet görevlilerinin talimatları ve göz yumması sonucu gerçekleştiği için etkin bir şekilde soruşturulmaları mümkün olmuyor.

Her hafta olduğu gibi bu hafta da kayıplarımızın akıbetlerinin açıklanmasını istiyoruz. Bu suçun faillerinin ve sorumlularının adalet önünde hesap vermesini talep ediyoruz. Devletin uluslararası hukuktan kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyoruz.

986.Haftamızda annemiz Asiye Karakoç’un bıraktığı yerden, Rıdvan Karakoç için adalet istiyoruz.

34 yaşındaki Rıdvan Karakoç İstanbul’da yaşıyordu. Kürt siyasi partileri ile kültür ve sanat kurumlarında çalışmalar yürütüyordu. 1994 yılında gözaltına alınan bir kişinin verdiği ifade doğrultusunda hakkında yakalama kararı çıkartıldı.

Rıdvan Karakoç’u arayan polisler ailesinin evini gözetim altında tutuyordu. Zaman zaman da eve baskınlar düzenliyor, “Rıdvan’ı bize getirin, eğer getirmezseniz gördüğümüz yerde öldürürüz” diye aileyi tehdit ediyordu.

Eve gelemeyen Rıdvan, 15 Şubat 1995 tarihine kadar ailesi ve avukatı ile düzenli haberleşti. Bu tarihten sonra Rıdvan ile bağlantı kesildi. Evdeki polis ablukası kalktı. Polis baskınları son buldu.

Karakoç Ailesi, tüm mercilere başvuru yaptı ancak sonuç alamadı. Gözaltına alındığı inkâr edilen Rıdvan için devletin tüm kurumları “Bizde yok” cevabı verdi. 110 gün süren ısrarlı bir arayışın ardından Rıdvan Karakoç’un işkence izlerini taşıyan bedenine Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaşıldı. Ailesi her yerde Rıdvan’ı ararken onun cansız bedeninin savcılık dâhil tüm resmi kurumlardan geçtiği, günlerce Adli Tıp Kurumu’nda bekletildikten sonra emniyette parmak izi olmasına rağmen “kimliği meçhul kişi” olarak gömüldüğü açığa çıktı.

Beykoz Cumhuriyet Savcılığı’nın takip ettiği dosyada Rıdvan Karakoç'u kaybedenlerin ortaya çıkarılmasına, yargılanarak cezalandırılmasına imkân verecek etkinlikte bir soruşturma yürütülmedi. Soruşturma dosyasında, 29 yıldır rutin yazışmalar dışında bir işlem yapılmadı.

2016 yılında aramızdan ayrılan anne Asiye Karakoç kendilerine yaşatılanları; “Devlet bizi vatandaşlıktan düşürmüş, tüm kapılarını bize kapatmış” diye ifade etmişti.

986.Haftamızda bir kez daha yargı makamlarına sesleniyoruz: Rıdvan Karakoç’un gözaltında kaybedilmesi ile ilgili gerçeği ortaya çıkarma görevinizi yerine getirin. Suçtan sorumlu olan kişi ve kurumları tespit ederek cezalandırılmalarını sağlayın.

Kaç yıl geçerse geçsin; Rıdvan Karakoç için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.''