Dört Yunan profesörden Atina’ya çağrı: Türkiye’yle çözülmez görünen sorunlar aşılmaz değil

Dört Yunan profesörden Atina’ya çağrı: Türkiye’yle çözülmez görünen sorunlar aşılmaz değil
Yunanistan’da dört profesör, Ankara-Atina hattında aşılmaz gibi görünen sorunları ele alan bir makale yazarak, Yunanistan’da Türk-Yunan ilişkilerini travmatize eden konular hakkında tekrar diyalog başlatılması gerektiğini...

Yunanistan’da dört profesör, Ankara-Atina hattında aşılmaz gibi görünen sorunları ele alan bir makale yazarak, Yunanistan’da Türk-Yunan ilişkilerini travmatize eden konular hakkında tekrar diyalog başlatılması gerektiğini savundu.

T24’ün aktardığına göre, 26 Şubat’ta Alexis Heraclides, Andreas Stergiou, Theodoros Tsikas ve Konstantinos Tsitselikis tarafından kaleme alınan ve Yunanistan’ın önde gelen gazetelerinden Kathimerini’de yayımlanan makalede, “Tarafların birbirinin güvenini otomatik olarak sorgulayan yaklaşımının anlaşma şansını baltaladığı” kaydedilerek,  bu doğrultuda güven inşasına önem verilmesi gerektiği vurgulandı.

Akademisyenler, “Yunanistan ile Türkiye arasında anlamlı bir birlikte yaşamayı teşvik etmeyi amaçlayan her türlü diyalog için en önemli koşul, her iki tarafın da ikili ilişkileri zehirleyen, barışı tehlikeye atan, doğal kaynakların gelişimini engelleyen her şeyden kurtulmasıdır” değerlendirmesinde bulundu. 

İki ülke arasındaki sorunların «çözülmez olduğu» kanısı yaygın olsa da bunun doğru olmadığını vurgulayan akademisyenler, Türkiye›nin son 10 yılda tehdit dili kullanarak Yunanistan›ın egemenliğini sorguladığını, Atina›nın ise ihtilaflı konularda duruşundan taviz vermeyerek maksimalist bir tutum sergilediğini dile getirdi. 

Yazarlar, Yunanistan’ın Türkiye ile arasındaki, “Deniz sınırlarının bir daha değişmeyecek şekilde çizilmesi; Devletlerin doğal kaynakları keşfetmek ve çıkartmak amacıyla egemenlik haklarını kullanabilecekleri bölgelerin sınırlandırılması; Yunan hava sahasının sınırlandırılması” konularında, iki tarafın da “kazanacağı” çözümler bulması gerektiğini belirttiler. Profesörler, bu konularda diyaloğun tercihen arabulucu olmadan yürütülmesi gerektiğini savundular.