Bakan Nebati Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni savundu: Para sadece parlamenter sistemle yönetilen ülkelere mi gidiyor?

Bakan Nebati Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni savundu: Para sadece parlamenter sistemle yönetilen ülkelere mi gidiyor?
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati TV100'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Nebati son dönemde artan fiyatları mevsimsel koşullara bağlayarak " Soğan mevsimsel şartlardan dolayı yüksek fiyatlara geldi ama şu anda öyle...

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati TV100'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Nebati son dönemde artan fiyatları mevsimsel koşullara bağlayarak " Soğan mevsimsel şartlardan dolayı yüksek fiyatlara geldi ama şu anda öyle değil. Soğan fiyatları düşmeye başladı" dedi. Muhalefin ekonomi kadrosuna da değinen Nebati " Bunların tamamı faiz artırımından yana ama söyleyemiyorlar" diye konuştu.

Ekonomide uygulanan mevcut politikaların Batı ülkeleri tarafından da kullanıldığını belirten Nebati "Bizim ekonomi politikalarımız Batı tarafından kullanılan ama bize "kullanmayın" denilen politikalar. Yüzde 7-8 gibi enflasyonu olup da bunun üzerinde faiz veren ülke sayısı sınırlıdır. Enflasyon üzerinde faiz verin diyen hiçbir ülkede böyle bir uygulama yok. Meryem'in parası Maria'ya gitsin istiyorlar" dedi.

CHP Lideri ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "300 milyar dolar getireceğim" vaadini değerlendiren Bakan Nebati " Gerçek olmadığını kendileri de biliyor. Önce hemen getireceğiz diyorlardı sonradan 5 yıl içinde getireceğiz demeye başladılar" ifadelerini kullandı. Bakan Nebati, Cumhurbaşkanlığı sistemi sebebiyle yabancı paranın Türkiye'ye gelmediği eleştirilerine yanıt olarak "Dünyadaki fonlar sadece parlamenter sistemle yönetilen ülkelere mi gidiyor? Krallıkla yönetilen ülkelere para gitmiyor mu?" açıklamasını yaptı.

Nebati'nin açıklamaları şöyle:

"Türkiye'nin ve dünyanın iki tane küresel büyük krizle karşı karşıya kaldığı ortamda tüm dünya olumsuz bir şekilde etkilendi ve enflasyon dünyanın tamamında bir sorun olarak ortaya çıktı. Çünkü emtia ve girdi maddeleri çok arttı. Spekülatif söylemlerle daha çok döviz kurunun yükselmesiyle Türkiye'de artan enflasyon tüm kesimleri olumsuz şekilde etkiledi. Bu iki küresel büyük kriz ve sonrasında Türkiye'yi vuran asrın felaketine rağmen bugün açıkça ifade edebilirim ki başta enflasyon olmak üzere bütün ekonomik göstergelerde geçen yıla göre çok daha iyi durumdayız.

Enflasyon yüzde 85'e kadar çıktığı dönemde çok sert yaşadık doğru ama Aralıktan sonra baz etkisiyle de olsa enflasyonun düşeceğini öngördük. Türkiye enerjide ithalata bağımlı bir ülke. Baktığınız zaman akaryakıtı bir kenara bırakın, gıda fiyatları da yukarı da gidiyor endeksi etkiliyor. Enflasyonun önce baz etkisiyle sonra da aldığımız makroekonomik tedbirlerle ve vazgeçtiğimiz vergilerle enflasyonun düşme eğiliminin devam edeceğini öngörüyoruz. Şubat ayında asgari ücrete ve memur maaşlarına yapılan yüksek artışlara rağmen, depreme rağmen enflasyonun etkilerinin en minimalizede kaldığını gördük.

"SOĞAN FİYATLARI DÜŞÜYOR"

Türkiye dediğim gibi dış enerji fiyatlarından doğrudan etkiliyor, döviz fiyatları enflasyon üzerinde baskı yapıyor. Şu an enerji fiyatlarının enflasyon üzerindeki baskısı azalıyor. Petrol 74 dolar seviyelerinde. Geçen yıl motorin fiyatları 30 liraya kadar ulaşmıştı. Benzinde 29 liraya çıkmıştı. Şimdi motorin 30 liradan 17 liraya benzin de 18 liraya geriledi. Yaza girerken devam eden düşme eğiliminin gıda fiyatları üzerindeki baskısını da azaltacak. Mevsimsel olarak zaten fiyatlar da çok ciddi şekilde düşme göreceğiz. Mitinglerde hala soğanla siyaset yapıyorlarsa söyleyecek bir şey kalmadı demektir.

Domatesi yazın çok ucuza alırız ama kışın seralarda üretildiği için pahalıya yeriz. Mevsimsel şartların çok yoğun yaşandığı bu ülkede patates fiyatlarında zaman zaman çok yüksek zaman zaman çok düşük fiyatlar görülüyor. Limon fiyatları Mersin'de o kadar düşük seviyeye geldi ki üretici "biz ne yapacağız" bu limonu demeye başladı. Biz de aldığımız tedbirlerle bunun önüne geçtik. Soğan mevsimsel şartlardan dolayı yüksek fiyatlara geldi ama şu anda öyle değil. Soğan fiyatları düşmeye başladı. Soğana siyaseten bel bağlayanlar var. Tekraren söylüyorum soğandaki artış mevsimsel şartlara bağlı. Bunu bir aşçı ya da ev hanımı bilir. Bizim görevimiz soğanla ilgili bir sorun varsa çözmek.

"DÖVİZ KURLARINDA RALLİ OLMAYACAK"

(Döviz kuru tutuluyor mu?) Vatandaşlarımıza söyleyeyim bunlara artık inanmasınlar. Döviz kurları kendi doğal sürecine girdi. 20 Aralık öncesinde bu dedikoduları çıkaran bazı profesörler artık bunu dile getirmemeye başladı. KKM'yi bir miktar daha kullanıp sonra bitireceğiz. KKM'yi kontrollü bir biçimde sonlandıracağız. KKM'nn bu noktaya ulaştığı bir dönemde dövizde bir ralli olmasını beklemek kadar abes bir durum olamaz. OVP hedefleri doğrultusunda dövizin öngörülebilir ve serbest piyasa koşullarında gittiğini göreceğiz.

Merkez Bankası'yla, serbest piyasa ve bankalar arasında zaman zaman döviz kuru farklılıkları oluşabilir. Bu dengenin hızlı bir şekilde sağlandığını göreceğiz. Türkiye'de şu anda döviz fiyatları öngörülebilir. Türkiye'de dövizle ilişkisi olmayan firmaların dövizle borçlanmasına yasak getirdik. Türkiye'de döviz tutmak bir alışkanlık.

"BİZİM EKONOMİ POLİTİKALARIMIZI BATI DA KULLANIYOR"

Bizim ekonomi politikalarımız Batı tarafından kullanılan ama bize "kullanmayın" denilen politikalar. Yüzde 7-8 gibi enflasyonu olup da bunun üzerinde faiz veren ülke sayısı sınırlıdır. Enflasyon üzerinde faiz verin diyen hiçbir ülkede böyle bir uygulama yok. Meryem'in parası Maria'ya gitsin istiyorlar. Enflasyonun altında faiz vermeye devam edeceğiz. Muhalefetin çok akıllı ekonomistlerine sesleniyorum; iktidara geldiğiniz de faiz artıracak mısınız? Açın telefon sorun; bunu diyemezler. Çünkü söylerlerse komplikasyonlarını da söylemeleri lazım.

(Millet İttifakı'nın ekonomi kadrosu) Bunların tamamı faiz artırımından yana ama söyleyemiyorlar.

"300 MİLYAR DOLARIN GERÇEK OLMADIĞINI KENDİLERİ DE BİLİYOR"

(Kılıçdaroğlu'nun 300 milyar dolar vaadi) Gerçek olmadığını kendileri de biliyor. Türkiye Cumhuriyet'i Hazine'sini temsil eden benim. Geçen sene öngörülebilirliğin kaybolduğu bir dönemde İngiltere'ye gittim. 45 milyar dolarlık bir fonun üst düzey yetkilileriyle görüştüm. Bana dediler görüştü para bulamadan döndü. Ya arkadaşım bu iş bu kadar kolay mı. Oturup lokantada, kafeteryada görüşme yaptılar. Fotoğrafları var. 'Ben gittim 45 milyar dolarlık fon yöneticiyle görüştüm, 45 milyar dolar getiriyorum demek ne kadar saçmaysa, 300 milyar dolar getiriyorum demek de saçma. Bunun gerçek olamayacağını onlar da anladılar önce hemen getireceğiz diyorlardı sonradan 5 yıl içinde getireceğiz demeye başladılar.

"KRALLIKLA YÖNETİLEN ÜLKELERE PARA GİTMİYOR MU?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye için ideal sistem. Salgında da depremde de bunu gördük. Elbette ki bazı sıkıntıları vardır. Güncellenmesine ihtiyaç varsa güncelleriz. Aksayan yönler varsa bununla ilgili çalışmaları zaten atıyoruz. Dünyadaki fonlar sadece parlamenter sistemle yönetilen ülkelere mi gidiyor? Krallıkla yönetilen ülkelere para gitmiyor mu?