Eski TCMB Başkanı Yılmaz: Merkez Bankası hedefini açık ve net şekilde ortaya koymalı

Eski TCMB Başkanı Yılmaz: Merkez Bankası hedefini açık ve net şekilde ortaya koymalı
Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 22 Haziran'daki Para Politikası Kurulu'ndan (PPK) çıkacak kararın inandırıcılığına dikkati çekerek "PPK toplanıp diyelim ki faizi 500 ya da 1000 baz puan artırdı. Bunu neye göre...

Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 22 Haziran'daki Para Politikası Kurulu'ndan (PPK) çıkacak kararın inandırıcılığına dikkati çekerek "PPK toplanıp diyelim ki faizi 500 ya da 1000 baz puan artırdı. Bunu neye göre yapacak? Ve bu yaptığı 500-1000 baz puanı artışla hangi vadede nereye, nasıl geleceğini ve hedeflediğini, ne olduğunu açık ve net olarak ortaya koyması lazım" dedi.

Ekonomim gazetesine konuşan Yılmaz şunları kaydetti:

"2 Haziran’da sizce nasıl bir karar çıkacak? PPK metinleri yeniden önem kazanır mı?

Ayın 22’sinde para politikası kurulunu ortaya çıkacak çok önemli bir metin olması lazım. Bir kere onca makro ihtiyati tedbirler var. Politika faiziyle ilgili bir söylem var;  ‘Politika faizini biz artık etkisizleştirdik, politika faizi diye bir şey yoktur’ diye. Makroihtiyadi tedbirler çerçevesinde kredilerle ilgili, zorunlu karşılıklarla ilgili ve bir takım kısıtlar vesaireler var. KKM diye bir önemli sorun var. Bunları hemen bir gecede 10 günde, 15 günde, 1 ayda kaldırmak hem doğru değil, hem mümkün değil. Dolayısıyla bir perspektif verilmesi, takvimlendirilmesi lazımdı. Bütün bunlar yapılmadı. PPK toplanıp diyelim ki faizi 500 ya da 1000 baz puan artırdı. Bunu neye göre yapacak? Ve bu yaptığı 500-1000 baz puanı artışla hangi vadede nereye, nasıl geleceğini ve hedeflediğini, ne olduğunu açık ve net olarak ortaya koyması lazım. Elbette bir sinyal verecek ama politika faizi asli görevini inşa eder ve dolayısıyla da doğru sinyali verip aktarım mekanizmasını doğru çalıştırması gerekir.

"Yabancıların taleplerini karşılamak kolay değil"

Faiz arttığında dış kaynak gelecek mi ve dolar düşecek mi? Mehmet Şimşek’ten de bu bekleniyordu, mümkün olacak mı?

Çok zor bir durumdayız. Biz aldığımız önlemlerle, uyguladığımız politikalarla yabancıları piyasadan kovduk ve onun sonucunda da şu anda bir bedel ödüyoruz. Maalesef iki ucu pis bir değnek bu. İdeal olan şu; bizim bir enflasyon sorunumuz var. Merkez Bankası'nın görevi fiyat istikrarını sağlamak. Dolayısıyla belli bir vadede kabul edilebilir bir fiyat istikrarı anlamına gelen enflasyon hedefine götürecek politikayı ben uygulayacağım. Burada faizi arttırması gerekiyorsa da arttıracağım. faiz  artırımımın ana nedeni benim enflasyonla mücadelem ama bunun bir sonucu var. Sonucu da bu faiz artırımından dolayı yabancı sermaye Türkiye'ye gelecek. Gelen yabancı sermaye elbette sıcak para olacak. Şu anda benim 1 sente bile ihtiyacım var. O nedenle yabancı şunu hesaplıyor. Gelirim ama önce kur belli bir yere gelsin. Sonra bu parayla ben şu faizden yatırım yapmam diyor. En azından bunu benim kara dönüştürebilmem için faizlerin şu seviyeye gelmesi lazım, o seviyenin altında da gelmem diyor. Şu anda sorunuzun cevabı şu. Yabancının ülkeye sıcak para getirip onu satıp Türk varlıklarına yatırım yapabilmesi için bir faiz hedefi var. Bir de sattığı dövizin karşılığında elde edeceği döviz var ve ondan sonra da sizden istediği şey kurda istikrar. Biraz daha geriye dönük çıktığın zaman daha düşükten de satıp çıkabileyim diyor. Bu talepleri karşılamak o kadar kolay değil."