Yeni Şafak yazarı: Faiz haram, peki negatif reel faiz helal mi?

Yeni Şafak yazarı: Faiz haram, peki negatif reel faiz helal mi?
Yeni Şafak yazarı Mehmet Akif Soysal, faizin "haram" olduğu gerekçesiyle ekonomide tartışma konusu olmasına ilişkin olarak "Faiz haram, peki negatif reel faiz helal mi?" diyerek öğretmen çift örneği verdi.Soysal, negatif reel faizin...

Yeni Şafak yazarı Mehmet Akif Soysal, faizin "haram" olduğu gerekçesiyle ekonomide tartışma konusu olmasına ilişkin olarak "Faiz haram, peki negatif reel faiz helal mi?" diyerek öğretmen çift örneği verdi.

Soysal, negatif reel faizin tasarrufları erittiğine dikkat çekerek bir öğretmen çift üzerinden yazısında şu örneği verdi:

"Şimdi öylesine düşünelim; karı koca öğretmen maaşlarından arttırdıkları ile 500 bin lira biriktirmiş olsunlar ve bununla 1 milyon lira değerinde ev alma amaçları olsun. Onlar biriktirmeye devam ederken…

Senelik faizin yüzde 20 enflasyonun da yüzde 100 olduğunu farz edelim. Bir yıl sonra ev almak için bin bir zorlukla biriktirdikleri paranın yüzde 20 faiz ile değerlenmesi ile 600 bin lira ve evin ise yüzde 100 enflasyon ile 2 milyon lira değere vardığını görünce şaşıran öğretmen aile; yahu yemedik, içmedik, harcamadık, geçen yıl biriktirdiğimiz para evin yarısına denk gelirken bu yıl yüzde 30’una yani üçte birinin bile altına denk geliyor diye hayıflanmayıp da ne yapsın?

Şimdi bu örnekte öğretmen aile faiz almış mı oluyor? Yoksa enflasyona karşılık parasının değerini bile koruyamamış, parası iç edilmiş mi oluyor?

Yeri gelmişken; aç parantez: İki tip tasarrufçu arasındaki fark…

Peki parasını altına, dövize koymayıp ülkesinin bankasına yatıran oradan da milli kaynak yaratılmasına imkân veren bu aile mi zararlı (faizci) yoksa varlığını sistemden çeken altın ve döviz alan bunu yastık altına koyarak kimsenin kullanımına açmayan mı zararlı insan?

Faizci(!) öğretmen aile tasarruflarını bankaya koyarak sanayinin ve istihdamın önünü açarken; (helalci?) yastık altı altıncılar, dövizciler ise ekonomiden, insanlığın kullanımından, fayda üretmekten geri bıraktıkları varlıklar ile faydalı (helal) bir iş mi yapmış oluyorlar?"

Aynı örnekten devam edelim. Öğretmen ailenin tasarruf ettiği para banka tarafından kredi yoluyla ekonomiye döndürülür:

Yine aynı rakamlar ile hesaplayalım bu sefer yatırdığı banka enflasyonun yüzde 100 olduğu yerde kredileri yüzde 20’den (merkez bankasının sınırlamaları neticesinde) vermiş olsun kredi alan (iş adamı, muktedir kredibil tüketici vs..) aldığı 1 milyon kredi ile öğretmen ailenin almak istediği evi alsın(fabrika, ev, buzdolabı fark etmez), basit olsun diye bir yıl vadeyle diyelim.

Bir yıl sonunda 1 milyona krediyle aldığı ev 2 milyon değere ulaşırken ödediği faiz 200 bin lira olur. Yani “Krediye ulaşabilen muktedir” hiç para koymadan 800 bin lira para kazanmış oldu. İşte öğretmen ailenin biriktirdiği yok olan para burada…

Özetle:

Reel faizin negatif olması iki sonuç doğurur bunlar: Birincisi, tasarruf sahibi, birikimini ekonomiye kazandırıp ödünç vermesi karşılığında enflasyona karşı korunmamış, kaybetmiş olur. İkincisi, örneğimizdeki gibi tasarruf sahibinin tasarrufundan pay alınıp kredi çeken/çekebilen borçlanan kişilere aktarılmış olur.

Bu durumda sistem tasarruf yapanı cezalandırmış, borçlananı ödüllendirmiş olur.

Kredi verilen şahıslar hiç koymadıkları paraya karşılık tefeci karı gibi para kazanırken, bu işlemler silsilesiyle öğretmen aile kaybettiği paraya karşılık faizci midir?"