"Erdoğan, seçim kaybetmeden koltuğu bırakmaz"

"Erdoğan, seçim kaybetmeden koltuğu bırakmaz"
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bu benim son seçimim, benim finalim" sözlerini gazeteci Mehmet Yılmaz değerlendirdi. Yılmaz, Erdoğan'ın sözlerine ilişkin "Erdoğan, ilahi bir engelle karşılaşmaz ise seçim kaybetmeden...
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bu benim son seçimim, benim finalim" sözlerini gazeteci Mehmet Yılmaz değerlendirdi. Yılmaz, Erdoğan'ın sözlerine ilişkin "Erdoğan, ilahi bir engelle karşılaşmaz ise seçim kaybetmeden koltuğu bırakmaz" ifadelerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bu benim son seçimim, benim finalim” sözleri siyasetin gündeminde üst sıralarda yer almaya devam ediyor. Anayasaya göre iki kez cumhurbaşkanı seçilebilme hakkını tamamlayan, ancak buna rağmen 'yeni sisteme göre' gerekçesiyle üçüncü kez cumhurbaşkanlığı dönemini geçiren Erdoğan, yasaya göre son seçimi olduğunu vurguladı.

T24 yazarı Mehmet Yılmaz, “Bu seçim Erdoğan’ın son seçimi olmayacak” sözleriyle “Erdoğan, dört yıl sonraki seçim için ‘Putin modeli’ bir çıkış düşünmüş olsaydı, yerini bir dönemliğine bırakacağı politikacıyı da bu seçimde görücüye çıkarırdı…” görüşünü paylaştı.

"İlahi bir engelle karılaşmazsa..."

Yılmaz, "Erdoğan, ilahi bir engelle karşılaşmaz ise seçim kaybetmeden koltuğu bırakmaz" ifadelerine yer verdi.

Mehmet Yılmaz’ın yazısı şöyle:

“Çok erken bir seçim Erdoğan’ın tabiatına uygun değil ancak seçime çok kısa bir süre kala TBMM’den bir erken seçim kararı çıkarttırıp, yeniden aday olmanın yolunu açacaktır.

TBMM’nin bugünkü aritmetiğinde erken seçim kararı aldırmak için yeterli oyu bulması zor ama seçim çok yaklaştığında bir daha milletvekili olamayacaklarını bilenleri türlü vaatlerle ikna etmesi zor değil. Bay Kemal’in kendisini aday göstersinler diye bol keseden dağıttığı milletvekillerini bu işe ikna etmesi onun için çocuk oyuncağı olur.

Erdoğan, ahir ömründe dua edip, namaz kılarak kabir hayatına hazırlamak için bir kenara çekilecek bir karakter hiç değil.

Zaten politikayı bırakmaktan filan da farkındaysanız hiç söz etmiyor.

Öte yandan partinin genel durumuna ve Erdoğan ailesinin gelecek ile ilgili olası beklentilerine bakınca da Erdoğan’ın bu sözlerinin “oy için gönüllere oynamaktan” ibaret olduğunu söylemek de mümkün.

Erdoğan, dört yıl sonraki seçim için “Putin modeli” (*) bir çıkış düşünmüş olsaydı, yerini bir dönemliğine bırakacağı politikacıyı da bu seçimde görücüye çıkarırdı.

Bunun yapılacağı en iyi yer de İstanbul olurdu ki geleceğin iki Cumhurbaşkanı adayı, bu seçimde karşılaşırlar ve Erdoğan kafasındaki planın doğru olup olmadığını bu seçimde test etmiş olurdu.

"Murat Kurum bu çapta değil"

Murat Kurum bu çapta bir parti görevlisi değil.

Ve Erdoğan o kadar baskın bir politikacı ki zaten artık AKP diye bir partiden de söz etmek kolay değil. Erdoğan varsa var, Erdoğan yoksa yok.

O partinin Erdoğan çevresindeki ilk halkası bu gerçeği bizlerden daha iyi biliyor olmalı. Gerekirse jiletleri bileklerine dayarlar, “gidersen keseriz” deyip Erdoğan’ı yine de bırakmazlar.

Nitekim Bekir Bozdağ, “TBMM’nin alacağı bir erken seçim kararıyla” Erdoğan’ın yolunu açabileceğini fısıldadı bile.

"Emanetçi diye koltuk emanet edilenler"

Ve kuşkunuz olmasın ki Erdoğan da çok iyi biliyor ki “ben gelene kadar koltukta otursun” diye oraya konulan herkes sonunda o makamın gereklerini yerine getirmek için dayanılmaz bir istek duymaya başlıyor.

“Emanetçi” diye koltuk emanet edilenler, bir süre sonra kendilerini o koltukların gerçek sahibi zannediyorlar ve öyle davranıyorlar.

Siyasi tarihimiz bunun örnekleriyle dolu.

Erdoğan, Davutoğlu ile yaşadığı deneyimi de hâlâ hatırlıyor olmalı.

Yani üzülenlerin üzülmesine gerek yok, boşa sevinç gösterileri de gerekmez: Erdoğan, ilahi bir engelle karşılaşmaz ise seçim kaybetmeden koltuğu bırakmaz.”

(Yazının tamamı)