Fehmi Koru’dan, 7 Haziran ve İBB seçimi hatırlatması: İnanmayan, Tayyip Erdoğan’ın siyasi serüvenine yakından baksın

Fehmi Koru’dan, 7 Haziran ve İBB seçimi hatırlatması: İnanmayan, Tayyip Erdoğan’ın siyasi serüvenine yakından baksın
Gazeteci Fehmi Koru, cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci tur değerlendirmesi yaptığı değerlendirmesinde muhalefetin kazanma ihtimaline ilişkin 7 Haziran 2015 ve İBB seçimlerini hatırlattı.Fehmi Koru’nun, kişisel internet sitesinde...

Gazeteci Fehmi Koru, cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci tur değerlendirmesi yaptığı değerlendirmesinde muhalefetin kazanma ihtimaline ilişkin 7 Haziran 2015 ve İBB seçimlerini hatırlattı.

Fehmi Koru’nun, kişisel internet sitesinde yayımladığı yazısı şu şekilde:

İki turlu seçimlerde rakipler ikinci tura eşit şartlarda girer

"İnanmayan, Tayyip Erdoğan’ın siyasi serüvenine yakından baksın"

Fehmi Koru: İki turlu seçimlerde rakipler ikinci tura eşit şartlarda girer

En zor iş, beklentilerin gerçeklerle ters düştüğü ortamlarda sağlıklı değerlendirmeler yapabilmektir.

Tuttuğunuz takımın, şampiyon olabilmek için, kişiliğini defalarca ispatlamış bir hocayı iş başına getirip en iyi oyuncuları transfer ettiği halde makus kaderini bir türlü kıramadığı hiç görülmedi mi?

Ya da, bir önceki sezonda şampiyonluğu kıl payı kaybetmiş başarılı bir takımın, hocası ile oyuncularının tamamını koruduğu halde, yeni sezonda ilk dört takım arasına girmekte bile zorlandığı, birkaç yıl önce şampiyonluk yaşamış bir başka takımın küme düşme tehdidi altına girdiği?

Başlarda talihsiz yenilgiler tattığı için taraftarına endişeli haftalar yaşatmış bir takımın, arkalardan gelip önüne geleni yenerek, liderliği sürekli elinde tutan bir başka takımın iddiasını boşa çıkarttığı hiç mi olmadı?

Kimseyi kırmak istemediğim için bu sorulara cevap teşkil edecek takımların adlarını vermeyeceğim. Şu kadarını söylemekle yetineyim: Sorularım gerçek olaylardan alınmıştır…

Futbol bu, olur böyle şeyler; siyaset ise farklı…

Öyle mi acaba?

Yukarıdaki sorularımın herbirinin iz düşümleri siyasi hayatta da defalarca yaşanmıştır. Çok etkili konuşan liderlere sahip ya da milli takım havasında saygın isimleri bünyesinde toplamış partiler başarısızlık yaşarken, seçimlerde defalarca yenildikten sonra kendini toparlayıp başarıya ulaşmış niceleri var.

Dünyada da var, bizde de var.

İki turlu şampiyonluklarda ilk turda rakibine yenilmişken ikinci turda aradaki farkı ortadan kaldırmış, bütünüyle kötü giden bir maçı son birkaç dakikada atılan gollerle galip tamamlamış  takımlar olduğu gibi, siyasette de yenile yenilene yenmeyi öğrenmiş, her yediği darbeden sonra silkinip kendine gelerek yeniden ayağa kalkabilmiş siyasiler ve partiler olduğunu biliyorum.

Sözün kısası şu: Cumhurbaşkanlığı seçimi henüz sona ermedi. Seçilebilmek için gereken ‘%50+1’ şartını dört adaydan hiçbiri yerine getiremediği için seçim ikinci tura kaldı. Evet, adaylardan biri ilk turda kazanmaya epey yakındı, ancak ikinci gelen aday da ilk kez ipi göğüslemeye çok yakın bir performans sergileyebildi.

Bundan sonraki tur ilk turdan önde çıkan iki rakip arasında geçecek. İlk turun birincisinin eksik kalmış oyunu telafi edebilmesi kadar, ikincinin de onu gerileterek seçimden cumhurbaşkanı olarak çıkması pekala mümkün.

Zaten iki turlu yarışmaların sebebi de bu ihtimalin varlığıdır.

Günümüze gelirsek…

Pazar günü yapılan seçimden kamuoyu yoklamalarına da yansıyan beklentilere ters bir sonuç çıktı. Gerilemesi, ilk turda yenilmese bile ikinci tura ilk turun ikincisi olarak çıkması beklenen aday yarıdan biraz az oy alarak önde çıkma başarısı gösterdi.

İki hafta sonra -28 Mayıs tarihinde- yapılacak ikinci tur seçimin favorisi o.

Tayyip Erdoğan eksik kalan oyunu yeni ekleneceklerle telafi edip ikinci turda seçilebilir…

Aynı durum turun ikincisi Kemal Kılıçdaroğlu için de söz konusu ama. O da, çeşitli sebeplerle oyunu kendisinden esirgemiş veya ilk turda kullandığı oydan pişmanlık duymaya başlamış seçmenleri, kanaatlerini değiştirmeye zorlayarak, ikinci turu önde ve kazanarak bitirebilir.

İki turlu seçimlerde ilk turdan önde çıkan iki aday ikinci tura eşite yakın şartlarda girerler.

Bizde daha önce hiç iki turlu seçim olmamıştı.

Yalnızca iki turluyu andıran iki seçim yakınlarda yaşandı.

AK Parti Meclis çoğunluğunu kaybettiği 7 Haziran 2015 seçimi ardından şartları zorlayarak altı ay sonra yeni bir seçim yapılmasını sağladı ve 1 Kasım 2015 tarihinde yapılan ikinci seçimde oylarını 10 puana yakın artırarak yeniden iktidarını sürdürme başarısı elde etti.

İstanbul büyükşehir belediye başkanlığını 31 Mart 2019 tarihinde yapılan ilk seçimde az bir oy farkıyla kazanan CHP adayı Ekrem İmamoğlu, AK Parti’nin itirazı üzerine ve Yüksek Seçim Kurulu’nun tuhaf kararıyla 23 Haziran 2019 tarihinde tekrarlanan seçimde, oyunu 800 bin kadar artırmayı başardı.

Her iki olaya iki turlu seçim mantığıyla yaklaşırsak ilk turun fazla önemli olmadığını anlayabiliriz.

İki turlu seçimlerde ikinci tur kartların yeniden karılarak yapıldığı bir seçimdir.

Tayyip Erdoğan yapılacak ikinci tur seçimin elbette favorisi durumunda; ancak Kemal Kılıçdaroğlu’na şimdiden yenileceği gözüyle bakmak büyük bir hata olur.

Nitekim, AK Parti, Cumhur İttifakı, Tayyip Erdoğan ve onları tutan medya o hataya düşmeye niyetli gözükmüyor.

Kemal Kılıçdaroğlu farklı davransa da, CHP, Millet İttifakı’nın partileri -hiç değilse bir bölümü- ve destekçi medya ise havlu atmaya hazır görüntüsü veriyor.

Gel de bu noktada altı defa başbakanlıktan olup yedinci kez yeniden ayağa kalkma ve siyasi hayatını cumhurbaşkanı olarak tamamlama başarısını göstermiş Süleyman Demirel’i hatırlama.

Rahmetli, ‘‘Futbol 90 dakikadan ibaret değildir, uzatmaları da var’’ dediği gibi, ‘‘Maratonu 42 km sanmayın, maratonu tamamlamak için 42 km koştuktan sonra 195 metre daha koşmak zorundalar; maraton 42 km 195 metredir çünkü’’ de demişti.

Cumhurbaşkanı hükümet sisteminde cumhurbaşkanlığı için yapılan seçim de iki turludur; seçimi ilk turda bitiremeyen ikinci tura rakibiyle eşite yakın şartlarda girer…

Demokrasi sürekli bir yarışı gerektirir.

İnanmayan, Tayyip Erdoğan’ın siyasi serüvenine yakından baksın."