Filtreli Güzellik

Filtreli Güzellik
Neredeyse her şeyin sürat tanrılarına kurban verildiği bu dönemde sosyal medyanın hızı ve algoritması da beğenmek ve beğenilmek için gerekli zamanı tanımıyor. Zaten birini tanımaya harcayacak kadar vakit yok; bir bakışta beğendin...

Neredeyse her şeyin sürat tanrılarına kurban verildiği bu dönemde sosyal medyanın hızı ve algoritması da beğenmek ve beğenilmek için gerekli zamanı tanımıyor. Zaten birini tanımaya harcayacak kadar vakit yok; bir bakışta beğendin ve beğenildin!

Spot 1

Kendi bedenlerimize yabancılaştığımız, kalabalık ilan edilecek sayılarda aynılaştığımız, sokaklarda senkronize olmadığımız aynalarımızla karşılaştığımız, güzelliği standartlarla koşulladığımız günlerde başka olmak, güzel olmamak manası barındırmaya başlıyor. “Daha iyi” bir görünüm elde etmek veya belirli bir vücut bölümünü “düzeltmek” adına sayısı artan kozmetik cerrahi operasyonlar idealleştirilmiş ve çoğunlukla batılı güzellik algısına dayanıyor. Bilhassa, filtreli güzellik en güzeli (!)

Spot 2

Neredeyse her şeyin sürat tanrılarına kurban verildiği bu dönemde sosyal medyanın hızı ve algoritması da beğenmek ve beğenilmek için gerekli zamanı tanımıyor. Zaten birini tanımaya harcayacak kadar vakit yok; bir bakışta beğendin ve beğenildin!

Spot 3

“Gerçek güzellik, bir erkekle bir kadın arasında o tutkuyu yaratan ve onu bütün diğer tutkuların üzerine çıkaran dolaysız ve eksiksiz bir uyumdur aynı zamanda, aşk adını verdiğimiz o ruhsal çekiciliktir.” Halil Cibran-Kırık Kanatlar

“Güzellik, bakan kişi ile bakılan kişi arasındaki bakışta saklı bir akıştır.” Halil Cibran-Kırık Kanatlar

Kendi bedenlerimize yabancılaştığımız, kalabalık ilan edilecek sayılarda aynılaştığımız, sokaklarda senkronize olmadığımız aynalarımızla karşılaştığımız, güzelliği standartlarla koşulladığımız günlerde başka olmak, güzel olmamak manası barındırmaya başlıyor. “Daha iyi” bir görünüm elde etmek veya belirli bir vücut bölümünü “düzeltmek” adına sayısı artan kozmetik cerrahi operasyonlar idealleştirilmiş ve çoğunlukla batılı güzellik algısına dayanıyor. Bilhassa, filtreli güzellik en güzeli (!) Dijital medyanın “İnsan güzelse dahi neden daha güzel olmasın ki!” motivasyonu, kullanıcılarına filtrelerdeki yapaylığın gerçek olması gerekliliğini aşılıyor.

Farklılık: Düzeltilmesi gereken bir sorun

İdealleştirilmiş güzellik algısı gençlerin ve kadın kullanıcıların üzerinde daha yoğun etkiye sahip olmakla birlikte tüm kullanıcılarını standartlaştırılmış görsellere indirgiyor. Dijital platformlardaki görsellere indirgenmiş güzellik algısı farkı olanı ittirmeye neden olurken aynılığa yönelişi cazip kılıyor. Farklılığın “düzeltilmesi gereken bir sorun” olduğu öğretiliyor.

Covid-19 pandemisi sonrası artan ekran süresi, aynı zamanda kendi yansımamızla geçirdiğimiz zamanın da artmasına neden oldu. Gündelik akışın içinde ayna karşısında geçirilmeyecek vakti, ekran karşısında kendimizi görerek geçirmeye başladık. Arttırılmış gerçekliğin ve filtrelerin karşısında kendine karşı daha güvensizlik artarken, kişilerin kendisi hakkında kusurluluk ve yetersizlik hisleri yükselmeye başladı. Filtresiz paylaşımların sayısı süratle düşerken, sadece düzeltilmiş görüntü imkânı değil, canlı yayın anında düzeltilmiş ve rötuşlanmış olmak önem kazanır oldu.

Yani kıstasımız filtreli halimiz

Güzelliğin ne olduğunun tartışma olanaklarının azalmasıyla gerçekçi olmayan filtre eklentilerini güzel hissetmek için kullanma gerekliliği medya kullanıcıları üzerinde yoğun etkisini gösteriyor. Eskiden dergi kapaklarında, bilboardlarda veya televizyon reklamlarında karşımıza çıkarılan modellenen güzellik ideallerine yaklaşmaya çalışılırdı. Güvensizliğin kaynağı her gün temas içinde olunmayan, başka bir gerçekliğe aitmiş gibi algılanan görüntülerden gelirdi. Ancak bugün gündelik yaşamın gerçekçiliğinden uzak bir ünlü, artık tek kıyas kriteri degil. Artık kendimizi sadece dergi kapaklarındaki güzellik standartlarıyla değil, aynı zamanda filtreli akranlarla ve filtreli kendimizle kıyaslıyoruz. Kendi benliğimizin taklitleri kendi ölçüm kriterlerimize dönüşüyor.

Beğenmek ve beğenilmek için vaktimiz kısıtlı

Aynaya bakıldığında karsılaşmak istenilen ekrandaki kusursuzlaştırılmış kişi bir yandan da aynılığın cazibesine kapılıyor. Sağlık açısından gerekli durumlar dışında kozmetik cerrahiden talepler de birbirine benziyor; bilhassa kadınlar için büyük, dolgun dudaklar, küçük burun, çıkık elmacık kemikleri… “Düzeltilmeyi” yahut “daha güzelleşmeyi” filtrelerdeki biçimiyle talep edenler medyada standartlaşan dış güzelliğe sahip olduklarında benzerleri gibi beğenileceğine inanıyor. Zira, artık ilk bakışta beğenilmek lazım!

Neredeyse her şeyin sürat tanrılarına kurban verildiği bu dönemde sosyal medyanın hızı ve algoritması da beğenmek ve beğenilmek için gerekli zamanı tanımıyor. Zaten birini tanımaya harcayacak kadar vakit yok; bir bakışta beğendin ve beğenildin!

Oysa, güzellik yalnızca gözle görülen bedene ait değildir; işitilen bir melodi yahut baharda kokusunu yayan bir çiçeğin de güzelliğinden bahsedilebilir. Hatta ahlak veya düşünce benzeri soyut kavramlar da güzellikle ilişkilidir. Güzellik, onu duyumsayan ile de ilgilidir. Subjektiftir. Birine göre güzel bir diğeri için mana dahi taşımayabilir. İnsan kendi müstesna tutumuyla ve ona bakanla güzelleşir. Zira, insanın güzelliği bedensel çekiciliğin sınırlarından öte kültürün, toplumun, politikanın, etiğin, estetiğin ve ruhbiliminin de sınırları içindedir. Güzellik kavramı, herkes için geçerli güzelliği temsil etmeye çalışsa da otantikliğini kaybetmiş standart güzelliğin, seri üretimden bir farkı kalmaz.

Kusurluluk güzeldir

El emeği, göz nuru olarak dokunmuş kilimin kusurlu güzelliğinin, kaba ama kusursuz seri üretim kilimin güzelliğiyle kıyaslanması zordur, mesela. Kendine has ve yek olma özelliği taşıyan el emeği kilim üzerinde saatler harcanmış, ilmekleri tek tek işlenmiştir. Üreticisi ona hikayesini katmıştır. Onu güzelleştiren zaman ve edindiği manadır.

İnsanın güzelliğinin görülmesi de benzer bir vakti talep eder. Bir kişiyi tanıdıkça hikayesi duyulur olur, tanıdıkça güzellikleri dinleyene/izleyene belirginleşir. İnsanın varlığının temsil ettiği başka görünümleri güzelliğinin de yansımalarıdır.

Modanın, seri üretimin ve benzer tüketim alışkanlıklarının bayağılığında ortaklaşan insan güzelliğin göreceliğini ve tanıştıkça belirginleşen detaylardaki güzelliği hızlanma mecburiyeti içinde yitirmekte. Hem güzelliğin bedensel yanları dışında kalan kısımlarını keşfetmek için yeterli zaman yok, hem de araçsız/ekransız görülmek için elverişli mekân.